Logo

9. Hukuk Dairesi2022/16860 E. 2022/17050 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı dönemde davalı belediye ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaa halinde emsal işçinin kim olduğunun tespiti ve buna bağlı alacakların belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin davacının çalışma döneminde muvazaalı olduğunun tespit edilmiş olması, ancak emsal işçinin belirlenmesinde eksik inceleme bulunması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 41. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda tarafların temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde dava dışı ... ... Hizmetleri AŞ (dava dışı Şirket) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (...) ... Müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini, davalının raporun iptali için ... ... 24. ... Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ... sürerek fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, giyim yardımı, sorumluluk primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı Şirket çalışanı olduğunu, müvekkili Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira söz konusu dava dışı Şirket ile yapılan ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) uygun şekilde yapıldığını ve ihale konusu işlerin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde sayılan işlerden olduğundan üçüncü kişilere gördürülmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.09.2019 tarihli ve 2015/563 Esas, 2019/363 Karar sayılı kararı ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak kesinleşmiş muvazaa tespiti nedeniyle davacının, dava dışı Şirket nezdinde geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2020 tarihli ve 2020/208 Esas, 2020/340 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen yerinde olduğu kabulü ile davalı işveren tarafından ıslaha karşı süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunulmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince söz konusu zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.02.2021 tarihli ve 2020/2227 Esas, 2021/3304 Karar sayılı kararı ile 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle ve her ihale dönemini kendi içinde değerlendirilerek davalı ile dava dışı Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin usulüne uygun olarak kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurmak gerektiği, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı şekilde ifade edildiği gerekçeleriyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının çalışma süresi aynı mahiyette personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında şoför olarak çalıştığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından dava dışı Şirket nezdinde yapılan teftiş ile 12.12.2012 imza tarihli ve 01.01.2013-30.....2014 arasındaki dönemi kapsayan 80 adet şoför çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu hususunun yargı kararı ile kesinleştiği; ancak söz konusu ihale öncesindeki ve sonrasındaki çalışma dönemi bakımından yapılan değerlendirmede de dava dışı Şirketin davalı Belediyeden ayrı bir organizasyondan, uzmanlıktan ve hukuksal bağımsızlıktan yoksun olduğu, davalı Belediyenin işçilerini kendi bordrosunda gösterme dışında bir fonksiyon üstlenmediği, yönetim hakkının davalı ... tarafından kullanıldığı, bu gerekçelerle davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu kabulü ile bozma öncesi yargılamada olduğu gibi ıslah zamanaşımı def'i de dikkate alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; davanın muvazaa iddiasına dayalı belirsiz alacak davası olduğunu, davalının ıslah zamanaşımı def'inin dikkate alınmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmının gereklerinin yerine getirilmediğini, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 126 ncı ve 127 nci maddeleri uyarınca alt işveren işçileri kadroya geçirildiğinden muvazaa kavramından söz etmenin mümkün olmadığını, davanın konusuz kaldığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, ilgili kanuni düzenlemeler dikkate alındığında dava dışı Şirket ile personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi yapılmasında hukuki ayrılık bulunmadığını, davacının da dava dışı Şirket çalışanı olarak bu Şirketin tarafı olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden 2006 yılından itibaren yararlanmaya devam ettiğini, ayrıca davacının sendika üyeliğinin müvekkili Belediyeye bildirilmemesi sebebiyle de davacı işçinin Belediyenin tarafı olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının tüm çalışma dönemi bakımından davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünün mümkün olup olmadığı ve emsal işçinin belirlenmesi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6552 sayılı ... Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un (6552 sayılı Kanun) ilgili hükümleri, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun (4735 sayılı Kanun) 8 nci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 14 ve 67 nci maddeleri, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26 ncı maddesi dâhil ilgili hükümleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası hükmü, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının hesap konusu çalışma döneminde (29.10.2010-28.10.2015 tarihleri arasında) davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımına ait sözleşmeler kapsamında şoför olarak çalıştığı hususu ihtilaf dışıdır. Davalı ... ile dava dışı Şirket arasında 12.12.2012 tarihinde imzalanan ve 01.01.2013-30.....2014 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 2012/130892 ihale kayıt numaralı "80 Adet Şoför Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmesi"nin muvazaalı olduğu Dairemizin 15.03.2018 tarihli ve 2018/2254 Esas, 2018/5324 Karar sayılı ilâmı ile kesinleşmiş bulunmaktadır.

3. Davacının çalışma döneminde muvazaa olgusunun kesinleşmiş bulunduğu dönem 01.01.2013-30.....2014 tarihleri arasındaki dönemdir. Dava dışı Şirketin %99,59 oranında sermaye payının davalı Belediyeye ait olduğu, dava dışı Şirketin davalı Belediyeden ayrı bir organizasyondan, uzmanlıktan ve hukuksal bağımsızlıktan yoksun olduğu, davalı Belediyenin işçilerini kendi bordrosunda gösterme dışında bir fonksiyon üstlenmediği, yönetim hakkının davalı ... tarafından kullanıldığı, dava dışı Şirketin yapısında belirtilen ihale öncesindeki ve sonraki dönemde herhangi bir değişiklik meydana gelmediği gerekçeleriyle tüm çalışma dönemi bakımından davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilmiştir.

4. 11.09.2014 tarihli ve 29116 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile 4735 sayılı Kanun'un 8 nci maddesinde yapılan değişiklikler ile personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmelerinin yapılabilmesine imkân tanındığı dikkate alındığında, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonraki çalışma dönemi için yapılan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun kabulü mümkün değildir.

5. Somut olayda ise davacının hesap konusu dönemde çalıştırılmakta olduğu personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmelerinin imza ve yürürlük başlangıç tarihlerinin 11.09.2014 tarihinden önce olduğu görülmektedir. Dolayısıyla ... tarafından düzenlenen teftiş raporu içeriği, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hesap konusu dönemde davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı kabul edilmesi sonuç itibarıyla isabetli olup davalı Belediyenin bu konudaki temyiz talebi yerinde değildir.

6. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ücret farkı, fazla çalışma farkı ve ikramiye farkı alacakları davacı tarafça emsal işçi olarak bildirilen S.T. isimli işçinin ücret miktarı esas alınarak belirlenmiştir. Davalı tarafça .. isimli işçinin 2010 yılı Eylül ayı ile 2015 yılı Kasım ayı arasındaki ücret bordroları ibraz edilmiş olup; bordrodaki tahakkuklar dikkate alındığında söz konusu işçinin sendikalı olduğu anlaşılmakta ise de; söz konusu işçinin kıdemi, kaç yıldan beri sendikalı olduğu, davacı ile aynı işi yapıp yapmadıkları hususları denetlenemediğinden davacının emsali işçi olarak değerlendirilmesinde tereddüt bulunmaktadır. Davacının işyerindeki unvanı, kıdemi ve sendikaya üyelik tarihi göz önünde bulundurularak S.T. isimli işçinin kadrolu emsal işçi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.