"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, ... Üniversitesi (...) Rektörlüğüne bağlı ... Hastanesinde hizmet ihalesi alan şirketlerde aralıksız olarak çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya geçirildiğini ve hâlen Hastaneye bağlı kadrolu işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren şirketlerde çalışırken şirketler ile asıl işveren arasında yapılan ihalede ödenecek çıplak ücretin asgari ücretin en az % fazlası olarak düzenlendiğini ve işçilerin mevcut ücret ve sosyal hakları korunarak sürekli işçi kadrosuna geçişlerinin yapıldığını, davacının davalı Kurumla belirsiz süreli ... sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmenin 4 üncü maddesinin (a) bendinde ücretinin asgari ücret+ (varsa) % fazlası şeklinde hüküm altına alındığını, davacının ücretlerinin belirtilen şekilde tespit edilmesi gerektiğini ... sürerek fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ... sürdüklerini, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin, öngörülen geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, davacının ücret ve sair hakları bakımından Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinin uygulandığını, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kadroya geçişi aşamasında imzalanan ... sözleşmesinde aylık ücretin açıkça asgari ücretin % fazlası olacak şekilde kararlaştırıldığı, davacının temel ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; asgari ücretin % fazlasının üzerine ayrıca toplu ... sözleşmesinde belirtilen %4 zammın uygulanmasının talep edilmesinin mükerrer zam yapılması sonucunu doğuracağını, davacı ile imzalanan ... sözleşmesinin 696 sayılı KHK'nın ilgili maddelerine uygun olduğunu, davacının asgari ücretle herhangi bir bağı kalmadığını, mevzuat hükümlerinin ve Bakanlık görüşlerinin dikkate alınmadığını, vekâlet ücreti takdirinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 22 nci maddesinin uygulanması gerektiğini ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ... sözleşmesinin 4 üncü maddesinde bulunan düzenleme ile ücretin, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceğinin ve bu şekilde hesaplanacak ücrete asgari ücrette yapılması muhtemel değişikliklerin aynen yansıtılacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle fark ücret alacaklarının hüküm altına alınmasına isabetsizlik bulunmadığı, seri davalara ilişkin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ... sürülen gerekçeler ile benzer sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve Mahkemece hükmedilen vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 323 ve 332 nci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 22 nci ve 32 nci maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun hükümleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, AAÜT'nin 22 nci maddesi ve 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 7036 sayılı Kanun'un "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre "Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." Maddenin ikinci fıkrasında ise "... Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır.
3. Davacı vekilince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir.
4. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle ıslah dilekçesiyle bağlı kalınarak karar verilmiştir. Ancak dosya içerisinde arabuluculuk son tutanak tarihini gözetir şekilde hesaplama yapılan bilirkişi raporu bulunmadığı gibi Mahkeme gerekçesinde de bu yönde bir hesaplama bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçesinde arabuluculuk son tutanak tarihini aşar şekilde dava tarihine kadar hesaplama yapılan hatalı bilirkişi raporunun usul ve kanuna uygun olduğu belirtildikten sonra ıslah dilekçesiyle bağlı kalınarak karar verilmiştir. Bu durumda Mahkemece, arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla dava konusu yapılan alacak miktarları tespit edildikten sonra sonucuna göre ıslah dilekçesi de göz önüne alınarak hüküm kurulmalıdır. Arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla henüz ödeme günü gelmeyen fark alacaklar yönünden hesaplama yapılmamalıdır.
5. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili ıslah dilekçesinde arabuluculuk başvuru tarihi itibarıyla talebini sınırlandırdığını belirtmiştir. Islah dilekçesinde davacı vekilince 1.524,80 TL fark ikramiye alacağı talep edilmiş Mahkemece bu talep doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Ancak davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesinde fark ikramiye yönünden bilirkişi raporunda davalı tarafça ödendiği belirtilen dönemlerin dikkate alınmadığı görülmektedir. Şöyle ki 17.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda 01.07.2020-31.10.2020 dönemi arasında davacıya 459,77 TL ikramiye ödenmesi gerektiği, ancak bu dönem yönünden davacıya 556,40 TL ödendiği belirtilerek 96,63 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde 01.01.2021-31.03.2021 dönemi yönünden davacıya 01.02.2021 tarihinde 620,60 TL ödendiği belirtilmiştir. Bu hâlde Mahkemece arabulucuya başvuru tarihi itibarıyla davacıya ödenmiş olan bu tutarlar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu yönden incelenmesinde, arabuluculuk başvuru tarihi itibarıyla davacının 807,57 TL fark ikramiye alacağının bulunduğu görülmektedir. Yine bu hususla bağlantılı olarak Mahkemece gerekçeli kararda, yukarıda değinildiği üzere, hatalı bir şekilde dava tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 1.299,07 TL fark ikramiye alacağının olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında 1.524,80 TL fark ikramiye alacağına hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.