"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/360 E., 2022/262 K.
DAVA TARİHİ : 15.02.2017
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde dava dışı alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, davacı tarafından açılan işe iade davası sonucunda davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu tespit edilerek davacının asıl işverene ait işyerinde işe iadesine karar verildiğini, davacının süresinde yapılan başvuruya rağmen işe başlatılmadığını, işyerinde haftada yedi gün iki vardiya şeklinde çalışıldığını, çalışma düzeninin 30 günlük dönemde en az 20 gün çalışma 10 gün dinlenme şeklinde olduğunu, davacının ücretinin kayıtlarda asgari ücret olarak gösterildiğini, ancak gerçek ücretinin asgari ücrete ilaveten çalıştığı gün sayısına göre harcırah, saha tazminatı, saha primi, yolluk, ek ödeme ve avans gibi farklı isimler altında ödenen miktarların toplamından ibaret olduğunu davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, fark ücret, yıllık izin, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ve eşit davranmama tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin çalışanı olmadığını, dava dışı şirketler karşısında davalının ihale makamı konumunda olduğunu, taraflar arasında muvazaaya dayalı bir ilişki bulunmadığını, davacının talep ettiği alacaklardan davalının sorumlu olmadığını savunarak davanın reddi istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2018 tarihli ve 2017/427 Esas, 2018/509 Karar sayılı kararıyla; davacının açtığı işe iade davasında feshin geçersizliğine ve davacının davalı işverene ait işyerinde işe iadesine karar verilmesine rağmen davalı tarafça davacının işe başlatılmadığı, ödenmeyen alacaklarının bulunduğu ve eşit davranmama tazminatının şartları oluşmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 25.....2021 tarihli ve 2019/545 Esas, 2021/949 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.10.2021 tarihli ve 2021/9402 Esas, 2021/13674 Karar sayılı ilâmı ile; Mahkemece davacıya asgari ücrete ilaveten harcırah olarak ödenen miktarların davacının asıl ücretinin bir parçası olarak kabulünün yerinde olduğu, ancak hesaplamada davacıya fiilen ödenen harcırah miktarları dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerektiği, fiilen ödenen harcırah tutarının belirlenememesi hâlinde ise, bir günlük harcırah tutarı, fiilen çalışılan gün sayısı (20 gün) ile çarpıldıktan sonra asgari ücrete ilave edilerek bu ikisinin toplamının davacının gerçek ücretini yansıttığının kabulünün gerektiği, işçinin başlatmama suretiyle fesih tarihindeki ücretinin belirlenmesinde, davacı ile aynı işyerinde çalışmakta olan emsal işçi ücretinin dikkate alındığı, bu hususta ispat yükü davacıda olduğundan davacının hem geçersiz sayılan (ilk) fesih tarihinde hem de başlatmama suretiyle fesih tarihinde aynı işyerinde çalışmakta olan, davacı ile eşdeğer görevde çalışan kıdeminin davacının kıdemi ile aynı veya yakın olan emsal işçiyi bildirmesi gerektiği, bu şekilde emsal işçi ücreti belirlenemezse işçinin işe başlatmama suretiyle fesih tarihindeki ücretinin, geçersiz fesih tarihindeki ücretten daha fazla olduğu yönündeki iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerektiği, Mahkemece ücretin bu yöntemle belirlenmemesinin hatalı olduğu ve işverence sağlanan servis yardımının ve barınma yardımının parasal karşılığının boşta geçen süre ücretine ilave edilmesi isabetli olmadığı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının bildirdiği emsal işçilerin bordroları dosyaya kazandırıldıktan sonra bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; bildirilen emsal işçilerin işe iade davalarından feragat etmeleri üzerine davalı işveren tarafından geçmiş tazminatları ödenerek yeniden işe başlatılan işçiler olduğundan kıdem yönünden davacı ile aynı kıdemde olmadıklarını, davalı Şirketin bu işçilere ait gönderdiği ücret bordrolarının talebi karşılar nitelikte ve denetime elverişli olmadığından yapılan hesaplamaların hatalı ve eksik olduğunu, davalı ile diğer dava dışı şirketler arasında muvazaanın tespit edilmiş olmasına rağmen davacının yıllarca diğer işçilerden düşük ücretle çalıştırıldığını ve mağdur edildiğini, bu nedenle bozma öncesindeki bilirkişi raporu doğrultusunda davacının işe başlatılmadığı ve feshin kesinleştiği tarihteki ücretinin belirlenmesinde esas alınan asgari ücret artış oranına göre belirlenen ücretin son ücret olması gerektiğini ve kabul edilen emsal ücretin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın bozulması için temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; belirlenen ve hesaplamalarda dikkate alınan ücretin hatalı olduğunu, davacının çalıştığı sürede ücret bordrolarındaki tahakkukların banka kanalıyla ödendiğini ve davacı tarafça bu ödemelere karşı herhangi bir ihtirazı kayıtta bulunulmadığını, bu nedenle davacının aksi yöndeki iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, tanık beyanlarına göre hesaplanan ve Mahkemece kabul edilen alacakların hukuka aykırı olduğunu, davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının geçersiz fesih tarihindeki ücretinin, boşta geçen süreye ilişkin ücretinin, işe başlatmama suretiyle fesih tarihindeki ücretinin ve geniş anlamda ücretinin miktarı ve buna göre hesaplanan davaya konu alacaklarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 8, 32 ve 37 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.