"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 51. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 39. ... Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendika ile davalı işverenlik arasında 1. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin imzalandığını, 01.08.2018-31.03.2021 yürürlük süreli bu Sözleşmenin 23.01.2019 tarihinde imzalandığını, yani yürürlük tarihinin imza tarihinden yaklaşık 6 ay önceki bir tarih olarak belirlendiğini, toplu ... sözleşmesinin imzalanmasından sonra davalı işveren tarafından işyerinde çalışan işçilere bir duyuru yapıldığını ve sendika üyesi olmayan işçilerin de toplu ... sözleşmesinden yararlandırılacağı, toplu ... sözleşmesinden yararlanmak için sendikaya üye olmaya gerek olmadığının ilan edildiğini, işverenin bu duyurusu üzerine müvekkili Sendikanın, ... 24. Noterliği aracılığıyla keşide ettiği 26.02.2019 tarih ve 06851 yevmiye numaralı ihtarname ile bu tarz bir uygulamanın kanuna ve toplu ... sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağı, böylesi bir uygulamanın işyerinde sendikalaşmayı engellemeye, sendikayı zayıflatmaya yönelik bir çaba olarak değerlendirileceği, bu duyurunun henüz sendikaya üye olmayan işçilere adeta “sendikaya üye olmayın”, sendika üyesi işçilere de “istifa edin aidat ödemeye gerek kalmadan toplu ... sözleşmesinden faydalanın” çağrısı olarak anlaşılacağının bildirildiğini, ihtarnameye rağmen davalı işverenin hem kanuna hem de toplu ... sözleşmesi hükümlerine aykırı olduğu hâlde sendikaya üye olmayan işçileri toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandırdığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılan sendikaya üye olmayan işçilerin dayanışma aidatı ödeyerek toplu ... sözleşmesinden yararlanmak istediklerine ilişkin sendikaya bir başvuruları olmadığı gibi bu işçilerden dayanışma aidatı kesintisi de yapılmadığını, davalı işverenin bu uygulaması nedeniyle sendika üyesi olmayan işçilerin de yeni ücretlerinin toplu ... sözleşmesi ile belirlendiğini, aynen sendika üyesi işçilerin ücretlerindeki artış oranında ücret artışı yapıldığını, sendika üyesi işçilerin ücret farkları gibi onlara da geriye dönük ücret farkı ödendiğini, sendika üyesi işçiler için sosyal haklarda sağlanan artışların sendika üyesi olmayan işçilere de sağlandığını, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) ve toplu ... sözleşmesinin açık hükmüne karşın dayanışma aidatı kesintisi yapmadan sendika üyesi olmayan işçileri toplu ... sözleşmesinden yararlandıran işverene karşı işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kanuna ve toplu ... sözleşmesine aykırı uygulamanın tespitine ve uygulamasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı Sendikanın asılsız tüm iddialarını reddettiklerini, müvekkili Şirketin yönetim hakkını T.C Anayasası, kanun ve toplu ... sözleşmesi hükümleri, ... sözleşmeleri, genel ... koşulları hiyerarşisi ekseninde eşitlik ilkesini de temel alarak kullandığını, bu noktada bağıtlanan toplu ... sözleşmesi ile tarafların mutabık kaldığı uygulama çerçevesine (bu konu özelinde bilhassa toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesine) de uyumlu hareket edildiğini, belirtilen duyuruda müvekkili Şirketin kapsam içi olup da sendika üyesi olmayan işçileri de toplu ... sözleşmesinde sağlanan sosyal ve mali haklardan eşit düzeyde yararlandıracağı açıklaması ile eşitlik ilkesinin yatay (sendika üyesi çalışanlar) ile dikey (sendika üyesi olmayan çalışanlar) arasında filli dengesini korumak amacını ifade ettiğini, bu iradenin hiçbir koşulda sendika üyesi olan çalışanlar aleyhine kullanılmadığını, toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesi ve toplu ... sözleşmesinin tamamı incelendiğinde müvekkili Şirketin sendika üyesi olmayan kapsam içi çalışanlara, toplu ... sözleşmesi ile tanınan hak ve yararlardan farklı oranda veya üzerinde hak yarar sağlamayı taahhüt ettiğini ve bu doğrultuda uygulama gerçekleştirdiğini, tüm iddiaların aksine toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesinin 6356 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrası açık hükmünde belirtilen davacı sendikanın yazılı onayı niteliğini haiz olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.04.2021 tarihli ve 2021/543 Esas, 2021/133 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere sendika üyesi olmayan ve aidat ödemeyen işçilerin toplu ... sözleşmesi ile sağlanan parasal haklardan yararlandırıldığı ve bu anlamda toplu ... sözleşmesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile “Bilirkişi raporları gereği Toplu ... Sözleşmesine aykırı davranıldığının TESPİTİNE” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 08.12.2021 tarihli ve 2021/4562 Esas, 2021/300 Karar sayılı kararı ile;
“...Taraflar arasında bağıtlanan ...'in 7.maddesi ile amaçlanan kapsam içi olup da sendikalı olmayıp, dayanışma aidatı da ödemeyip ...'den yararlanmayan personele sendikal örgütlenmeyi engelleyecek nitelikte ek menfaatler sağlamamaya yönelik olup, salt düzenlemedeki kullanılan ifadelerden yola çıkarak lafzi yorum yapılmak suretiyle sendikalı olup, ...'den yararlanan işçilerle aynı düzeyde haklardan yararlanacak şekilde ek menfaatler sağlanması sendikal örgütlenmeyi engelleme amacını taşımaktadır. İlk derece mahkemesi kararının yeterli gerekçeyi ihtiva ettiği, davalının bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Ancak ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmında bilirkişi raporuna atıf yapılarak tespit kararı verilmesinin isabetli olmadığı, tespit hükmünün tereddüte mahal vermeyecek açıklıkta olmadığı, bu durum kamu düzenine aykırılık oluşturduğu...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına “Davanın KISMEN KABULÜ İLE Davalı ... veren tarafından kapsam içi olup, sendikalı olmayan ve dayanışma aidatı ödemeyen işçilere yapılan ücret artışları ve tanınan sosyal haklarla söz konusu işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlanan işçilerle aynı seviyeye getirilmesinin sendikal örgütlenmeyi engelleyecek nitelikte olup davalı ... verence toplu ... sözleşmesi hükümlerine aykırı davranıldığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.04.2022 tarihli ve 2022/3248 Esas, 2022/5459 Karar sayılı ilâmı ile;
“...
Toplu ... sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53’üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 2'nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki tanıma göre ise toplu ... sözleşmesi; ... sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi ifade etmektedir.
6356 sayılı Kanun’un 33'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2'inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu ... sözleşmesinin; ... sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması, denetimi ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir.
Bu durumda toplu ... sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak ... sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı ... sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, ... sözleşmelerinin toplu ... sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. ... sözleşmesindeki toplu ... sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu ... sözleşmesi hükümleri alacaktır. Toplu ... sözleşmelerine kanunen belirlenen amacı içinde kalmak ve kesin emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırı bulunmamak şartı ile ... sözleşmelerinin yapılmasına, türlerine, şekillerine, çalışma şartlarına ve ... sözleşmelerinin sona ermesine ilişkin hükümler konulması mümkündür.
Toplu ... sözleşmesinden yararlanma konusu ise 6356 sayılı STİSK’nın 39’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm;
“(1) Toplu ... sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu ... sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
(3) Toplu ... sözleşmesinin imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında ... sözleşmesi sona eren üyeler de, ... sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar toplu ... sözleşmesinden yararlanır.
(4) Toplu ... sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu ... sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden yararlanma, talep tarihinden geçerlidir. (İptal dördüncü cümle:Anayasa Mahkemesinin 30/12/2020 tarihli ve E.:2020/57; K.:2020/83 sayılı Kararı ile)
(5) Dayanışma aidatının miktarı, üyelik aidatından fazla olmamak kaydıyla sendika tüzüğünde belirlenir.
(6) Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı ödenmez.
(7) Bu Kanun anlamında işveren vekilleri ile toplu ... sözleşmesi görüşmelerine işvereni temsilen katılanlar, toplu ... sözleşmesinden yararlanamaz.
(8) Grev sonunda yapılan toplu ... sözleşmesinden, 65 inci maddeye göre zorunlu olarak çalışanlar dışında işyerinde çalışmış olanlar aksine hüküm bulunmadıkça yararlanamaz.”
Şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı işçi sendikası tarafından, toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları mevcut olmayan işçilerin, işverence toplu ... sözleşmesinden yararlandırıldığı gerekçesiyle eldeki dava açılmıştır.
Davacı işçi sendikası ile davalı işveren tarafından 23.01.2019 tarihinde imzalanan toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihinin 01.08.2018 ilâ 31.03.2021 tarihleri arası olması kararlaştırılmıştır.
Toplu ... sözleşmesinin yer ve kişi bakımından kapsamında yer alan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmesi yukarıda ifade edildiği gibi 6356 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesinde belirtilen şartların varlığına bağlıdır.
Bununla birlikte kanunda öngörülen toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları mevcut olmasa da işçi sendikasının yazılı onayının bulunması durumunda işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlanması olanaklıdır. Nitekim bu konuyu düzenleyen 6356 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre “Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, bu Kanunun yedinci ila on ikinci bölümlerinde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla yazılı onaylarına bağlıdır.”
Yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesi ise;
“İşveren, toplu ... sözleşmesi hükümlerini eksiksiz bir biçimde uygulamakla yükümlüdür. İşveren, toplu ... sözleşmesi ile sağlanan hak ve yararlardan farklı oranda veya bunların üstünde hak ve yararlar vermek suretiyle bir kısım kapsam içi çalışana ek menfaatler sağlayamaz.
İşveren yönetim hakkını işletmenin sendikasızlaştırılması amacıyla kullanamaz.
İşçilerin terfi ettirilmesinde, sendika üyesi işçilerle üye olmayan işçiler arasında, üye işçiler aleyhine ayrım yapılamaz.”
Şeklindedir.
Söz konusu hükmün ilk fıkrasında yer alan düzenleme ile işverence “bir kısım kapsam içi çalışana” toplu ... sözleşmesinde öngörülen hak ve menfaatlerden farklı oranda veya bunların üstünde ek menfaatler temin edilemeyeceği öngörülmüştür. Öncelikle belirtmek gerekir ki, toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları mevcut olan işçiler bakımından belirtilen şekilde bir düzenleme yapılması düşünülemeyeceğinden, toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrası hükmünün, toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları bulunmayan işçiler bakımından düzenlendiği açıktır.
Diğer taraftan belirtilen hükmün mefhumu muhalifinden, işverence, toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları bulunmayan işçilere toplu ... sözleşmesi ile sağlanan hak ve yararlar ile aynı oranda menfaat sağlanabileceği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrası hükmü, toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları bulunmayan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması bakımından 6356 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrası anlamında işçi sendikasının yazılı onayı niteliğinde olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir...” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“...
Dosya kapsamından; taraflar arasında 01/08/2018 -31/03/2021 yürürlük süresi 1. Dönem Toplu ... Sözleşmesinin 23/01/2019 tarihinde imzalandığı, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporundaki davalı ... yerindeki kayıtlara göre yapılan tespitlere tarafların itirazının bulunmadığı, bilirkişi raporu ile kapsam içi olup, sendikaya üye olmayan, dayanışma aidatı ödemeyen tüm çalışanlara yapılan ücret artışları, geçmişe dönük ödemeler ve tanınan sosyal haklar ile söz konusu çalışanların toplu ... sözleşmesinden yararlanan işçilerle ödemeler konusunda eşit seviyeye getirildiği tespit edilmiştir. Taraflar arasında bağıtlanan ...'in 7. maddesi kapsamı ve 6356 sayılı Kanun'un 26. maddesi 4. fıkrasındaki "Kuruluşların kendi faaliyetleri ile üyelerine sağladıkları hak ve çıkarların üyesi olmayanlara uygulanması, bu Kanunun yedinci ila on ikinci bölümlerinde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla yazılı onaylarına bağlıdır." şeklindeki düzenleme gözetildiğinde söz konusu ...'in 7. maddesinin 1. fıkrası ile sendikalı olmayan personelin ...'ten yararlanan işçilerle aynı düzeyde haklardan yararlanması konusunda işçi sendikasının yazılı onay verdiğinin kabulü gerektiği...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; gerçek yaşamda işverenlerin sendika üyesi işçiler arasında da ayrıma gidebildiğini, kimi işçilere sendikadan koparmak için veya başka amaçlarla diğerlerinden farklı ücret verebildiğini, dava konusu işyerinin, neredeyse işçi sayısı kadar farklı ücret uygulanmakta olan bir işyeri olduğunu, söz konusu hükmün müvekkili Sendikanın imzaladığı hemen bütün toplu ... sözleşmelerinde bulunmakta olup işverenlerin sendikaya üye işçiler arasında farklı uygulama ile işyerini sendikasızlaştırma girişiminde bulunmasını önlemek için konulduğunu, toplu ... sözleşmesinin yoruma ihtiyaç bırakmayan çok açık hükümleri ile bu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden sadece sendika üyelerinin yararlanacağının açıkça belirtildiğini, Yargıtayın böylesine zorlama yorum yapmak yerine toplu sözleşmenin açık, yoruma ihtiyaç bırakmayan hükümlerine baksaydı böyle bir karar vermeyeceğini, zorlama yorumlarla bu toplu ... sözleşmesinin sendika üyesi olmayanlara uygulanabileceğini söylemek, işverenin işyerini sendikasızlaştırma amacına hizmet edeceğini, nitekim işverenin bu sayede toplu ... sözleşmesinin imzalanmasından sonra 317'ye çıkan üye sayısını 221'e kadar düşürebildiğini, işverenin bu sayede işyerini sendikasızlaştırma amacına ulaşmasına ramak kaldığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartları mevcut olmadığı hâlde işverence bir kısım işçilere toplu ... sözleşmesi ile öngörülen hakların temin edilip edilmediği ve buradan varılacak sonuca göre toplu ... sözleşmesine aykırı bir uygulamanın bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6356 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlgili mevzuat ve uyuşmazlık konusu dönemde uygulanan toplu ... sözleşmesinin 7 nci maddesi dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uygun şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.