Logo

9. Hukuk Dairesi2022/17156 E. 2022/17045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Limited şirketin hisselerini devreden eski ortakların, devreden hisseler sebebiyle işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Limited şirket ortaklarının şirket borçlarından şahsen sorumlu olmadığı ve hisse devrinin işyeri devri anlamına gelmediği gözetilerek, davalı şahıslar hakkında açılan davanın husumetten reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, ancak yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına dair kısmın hatalı olduğundan, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... ... 4. ... Mahkemesi

BİRLEŞEN DAVA : ... ... 11. ... MAHKEMESİNİN 2017/782 ESAS SAYILI DOSYASI

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı ... ... 11. ... Mahkemesinin 27.12.2017 tarihli ve 2017/782 Esas, 2017/617 Karar sayılı kararı ile söz konusu esasa kayıtlı davanın işbu asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

Asıl ve birleşen dava bakımından yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince birleşen dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davasına ilişkin 04.10.2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili davacının uzun süreden beri davalı Şirkete ait işyerinde garson olarak çalıştığını, dava tarihi itibarıyla da çalışmaya devam ettiğini, işyerinde çalışmasının karşılığı olarak hak kazandığı ücret alacaklarının ödenmediğini ... sürerek fazla çalışma ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili 21.12.2017 tarihli birleşen dava dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, asıl dava dilekçesi ile talep edilen ödenmeyen işçilik alacaklarının yanı sıra feshe bağlı kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacakları ile iki aylık ödenmeyen ücret alacağının da bulunduğunu, bahse konu işçilik alacaklarının tümünden davalı Şirket ortaklarının da ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesi ile sorumlu tutulmaları gerektiğini ... sürerek kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı Şirket ve davalı şahıslardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Kebap Restaurant Turizm İşletmeciliği Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili asıl davaya ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı işletmeyi ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesi ile devraldığını, ilgili sözleşmenin 4 üncü maddesinde 01.....2016 tarihine kadar işleyen işçilik alacakları da dâhil tüm borçların devreden tarafa ait olacağının kararlaştırıldığını, davanın paylarını devreden şirket ortaklarına ihbarı gerektiğini, tüm ödemelerin banka aracılığıyla yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ..., ..., ... ve ... (davalı Şahıslar) vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak kendilerinin tüm hisselerini devrettiklerini, tüzel kişiliğin hâlen faal olması sebebiyle husumetin şirketin eski ... olarak kendilerine yöneltilmesinin mümkün olmadığını, ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesinin iptali için taraflarınca dava açıldığını ve bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, tanık beyanları ile işçilik alacaklarının bulunduğunu ispatlamasına rağmen işverence söz konusu alacakların ödendiği ispatlanmadığından davalı Şirketin alacaklardan sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne; davalı Şahısların davalı Limited Şirketin eski ... oldukları, davacının davalı Şahısların nezdinde çalışmadığı, davalı Şahısların limited şirket ... olmaları sebebiyle kişisel olarak işçilik alacaklarından sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle bu kişiler hakkında açılan birleşen davanın husumetten reddine; davalı Şirketin ise davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshi dolayısıyla hak kazandığı alacakları ile ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gerekçesiyle hakkında açılan birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; asıl dava ve birleşen dava yönünden davalı Şirket lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinde düzenlenen işyeri devri hükümleri uyarınca davalı Şahısların, şirket paylarını devreden şirket ... olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulmaları gerektiğini, bu sebeple bu kişiler hakkındaki davanın husumetten reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu ... sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 602 nci maddesi dikkate alındığında limited şirket ortaklarının işçilik alacaklarından şahsen sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, davacının talebine dayanak ........2016 tarihli Pay Devri Sözleşmesinde yer alan düzenlemenin payları devreden ortaklar ile devralan kişi arasındaki iç ilişkiye ilişkin olduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesinin davalı Şahıslar hakkında davanın husumetten reddine ilişkin kararın yerinde olduğu; ancak birleşen dava bakımından reddedilen alacak miktarı dikkate alındığında davalı Şirket lehine vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak asıl davanın kısmen kabulüne, davalı Şahıslar hakkında açılan birleşen davanın husumetten reddine, davalı Şirket hakkında açılan birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; asıl dava yönünden davalı Şirket lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, birleşen dava yönünden 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde düzenlenen işyeri devri hükümleri uyarınca davalı Şahısların şirket paylarını devreden şirket ... olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulmaları gerektiğini, bu sebeple bu kişiler hakkındaki davanın husumetten reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu ... sürerek bu kişiler hakkında davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Şirketteki paylarını devreden davalı Şahısların, davacının işçilik alacaklarından sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükümde harçlar hususunda verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 353 üncü madesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi, 359 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 573 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 602 nci maddesi hükmü.

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki (3) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile yukarıda belirtilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı Şirketin ... olan davalılar ..., ..., ... ve ...'ın Şirketteki hisselerini Pay Devri Sözleşmesi ile dava dışı R. Ç.'ye devrettikleri, davalı Şirketin ortaklık yapısında değişiklik olduğu, pay devrinin işyeri devri anlamına gelmediği ve bu nedenle 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Kanun uyarınca limited şirket ortaklarının şirketin borçlarından sorumlulukları bulunmadığından, birleşen davada davalı Şahıslar hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi isabetlidir.

3. Ancak bölge adliye mahkemelerinin, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında vermiş olduğu hükümlerde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında asıl dava ve birleşen dava yönünden hüküm kurulurken yargılama harçları hususunda İlk Derece Mahkemesi tarafından gerekli işlemler yapılmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesince yargılama harçları hususunda yalnızca İlk Derece Mahkemesi kararına atıfta bulunulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi bozmayı gerektirir.

4. Öte yandan, dava ve ıslah dilekçesi içeriği dikkate alındığında asıl davada davacı tarafça 37.768,37 TL fazla çalışma ücreti alacağı, 1.583,32 TL ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacının hak kazandığı 49.640,59 TL fazla çalışma ücreti ile 1.583,32 TL ulusal ... ve genel tatil ücretinden %30 oranında indirim yapılmak suretiyle 34.748,41 TL fazla çalışma ücreti ile 1.108,32 TL ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmiş; ayrıca davalı lehine reddedilen miktar gözetilerek 3.019,96 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Davacı tarafça asıl davada davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti bakımından istinaf talebinde bulunulmuş ise de Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında kurulan hükümde bu itirazın dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Asıl davada talep edilen her iki alacak bakımından da reddedilen miktarın alacaklardan yapılan takdiri indirim sebebiyle olduğu anlaşılmakla reddedilen kısım için davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, asıl davaya ilişkin hüküm fıkrasının (D) bendinde yer alan "Alınması gereken harç hakkında ilk derece mahkemesi tarafından gerekli işlemler yapılmış olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına," ibaresinin çıkartılarak yerine "Alınması gereken 2.449,37 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 85,39 TL harç ile 949,02 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.414,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafça yatırılan toplam 1.063,61 TL harcın (başvurma harcı, peşin harç ve ıslah harcı olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin yazılması;

Asıl davaya ilişkin hüküm fıkrasının (F) bendinde yer alan "Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 3.019,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine "Reddedilen miktarın indirimden kaynaklanmış olması nedeni ile davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına," ibaresinin yazılması;

Birleşen davaya ilişkin hüküm fıkrasında yer alan “Alınması gereken harç hakkında ilk derece mahkemesi tarafından gerekli işlemler yapılmış olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Alınması gereken 2.179,28 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 184,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.994,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafça yatırılan toplam 215,84 TL harcın (başvurma harcı ve peşin harç olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.