"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2641 E., 2022/2143 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/181 E., 2022/124 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Firmada on yıl boyunca yönetici pozisyonunda çalıştığını, davacının işyerinde uygulanan birtakım hukuksuzluklara karşı çıkması sebebiyle ... sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiğini, fesih sonrası davacının dava açmasını önlemek amacıyla iradesi fesada uğratılarak davacıya ihtiyari arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını, davacının ... sözleşmesinin feshedilmesinden sonra yaklaşık 100.00 ... lirasını bulan işçilik alacaklarının ödeneceği ve işten çıkış bildirgesinin işsizlik ücreti alabilecek şekilde düzenleneceği taahhüt edilerek göstermelik bir belgeye imza attırıldığını, öncesinde bir avukat ile görüştürüleceği söylenerek yanıltıldığını, arabuluculuk görüşmelerinden önce davacıya daha az vergi verilmesi için miktarın sembolik olarak düşük yazılacağının söylendiğini, davalı Firmanın ...'da bu tür uygulamaları ile bilindiğinden ... Arabuluculuk Merkezine kayıtlı hiçbir arabulucu böyle bir uygulamayı kabul etmediğinden ...'dan arabulucu bulunduğunu, arabulucunun davalı Firmanın avukatını ve davacıyı eş zamanlı arayarak göstermelik bir arabulucu görüşmesi gerçekleştirdiğini, görüşmenin gerçekleşmesinden birkaç gün sonra davacının imza atmak için işyerine davet edildiğini, bahsi geçen belgeye imza atmaması hâlinde belgede yazılı tutarın dahi kendisine ödenmeyeceğinin söylendiğini, bu şekilde davacının imza atmaya zorlandığını, arabuluculuk tutanağının bir örneğinin dahi davacıya verilmediğini, imzadan sonra ise tutanakta 10.000,00 TL yazılı olmasına rağmen 12.000,00 TL'nin davacının hesabına yatırıldığını, arabuluculuk tutanağında 28 adet ilgili ve ilgisiz tüm alacakların yazılı olduğunu, bu kadar alacak kalemine rağmen davacıya ödenen miktarın çok düşük olduğunu, bu hâli ile on yıl çalışması olan davacı yönünden ilgili tutarın gerçek bir iradeyi yansıtmadığını ileri sürerek arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında arabuluculuk görüşmesi sonucu anlaşmaya varılmış olup davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının davalı işyerinde on yıl gibi uzun bir süre yönetici pozisyonunda çalıştığını, söz konusu belgenin ne anlama geldiğini bilmediğine yönelik beyanının afaki olduğunu, davacının davalı işyerinden 10.03.2021 tarihli istifa dilekçesi ile başka bir ... bulması sebebiyle ayrıldığını, taraflarca arabuluculuk aşamasında tam bir uzlaşma sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işyerinde mağaza müdürü olarak çalıştığı, arabulucu tutanağındaki imzayı ikrar ettiği, tarafların 19.03.2021 tarihinde anlaşarak anlaşma belgesini imzaladıkları, bu belgede davacıya bir kısım tazminat ve alacaklara karşı 10.000,00 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafça iradesinin fesada uğratıldığı ileri sürülmüş ise de incelenen arabuluculuk evrakından davacıya arabuluculuk sürecine ilişkin gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı, iradesinin fesada uğratıldığına yönelik somut tanık anlatımının bulunmadığı, tanık olarak dinletilen kişinin davacının eşi olduğu bu hâlde davacının iradesinin fesada uğratıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği hususlara ek olarak arabulucuya müracaatın işverence yapıldığını, görüşme için telekonferans yönteminin seçildiğini, davalı Şirket arabulucu görüşmelerinde avukat ile temsil edilmesine rağmen davacının vekili olmaksızın görüşmeye alındığını, hizmet süresi ile ödenen kıdem tazminatı arasında orantısızlık bulunduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ihtiyari arabuluculuk belgesini irade fesadı ile imzaladığını ileri sürmüş ise de iddiasını somut ve inandırıcı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerli olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17 ve 18 inci maddeleri.
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 30 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.