Logo

9. Hukuk Dairesi2022/17400 E. 2023/4761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirkette çalışan davacının, ikramiye, yıllık izin ücreti ve prim alacaklarının ödenip ödenmediği, hesaplanması ve faiz işletilmesi hususlarında çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yıllık izin alacağı talebinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, ikramiye ve prim alacaklarına ise dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, ayrıca yıllık izin süreleri hesaplanırken devreden işverenden devralınan işyerinde davacının kullanmadığı izin sürelerinin de dikkate alınması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/959 E., 2022/1293 K.

DAVA TARİHİ : 14.03.2018

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/52 E., 2019/508 K.

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ: ... 33. ... Mahkemesi

SAYISI: 2018/411 E., 2019/23 K.

Asıl ve birleşen davada taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... sözleşmesinin 01.10.2004 tarihinde davalı tarafından devralındığını, 19.12.2017 tarihine kadar davalı Şirkette yönetmen olarak çalıştığını, müvekkilinin 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (5953 sayılı Kanun) hükümlerine tâbi olmasına rağmen, davalı Şirketin müvekkilini 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerine göre çalıştırdığını, yıllık izinlerinin bu nedenle eksik hesaplandığını, taraflar arasında düzenlenen 01.10.2004 tarihli protokole göre davacının 130 gün yıllık ücretli izninin bulunduğunun belirtildiğini, ... sözleşmesinin sona erdiği tarihte davacının yıllık izinlerinin eksik ödendiğini, 5953 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi uyarınca bakiye yıllık izin ücretinin 2 katının ödenmesinin gerektiğini, 5953 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca ödenmesi gereken ikramiye alacağının ödenmediğini ileri sürerek yıllık izin ücreti ile ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirkette çalışanlara yıl sonu primi adı altında en az bir aylık ücret tutarında prim ödemesi yapıldığını, devam eden bir prim uygulaması bulunmasına rağmen 2013 yılında Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu tarafından Şirkete el konulması sonrasında primlerin daha sonra ödeneceğinin söylendiği ancak 2012 yılından itibaren primlerinin ödenmediğini ileri sürerek prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesinin tarafların uzlaşması neticesinde ikale yolu ile sona erdirildiğini, hak ettiği yıllık izin ücretinin davacıya ödendiğini, davacının kendisine yapılan ödemeler dışında herhangi bir alacağının bulunmadığını, bu hususun karşılıklı sona erdirme ve sulh protokolünde açıkça yazılı olduğunu, davacı dava dilekçesinde devir tarihinde 130 günlük ücretli izninin bulunduğunu belirterek davacının yıllık izin ücreti yönünden önceki işvereni dava dışı Şirket nezdinde hak kazandığı hâlde kullanmadığı yıllık izin ücreti taleplerini iyiniyetli olmayan bir şekilde müvekkili Şirkete yönelttiğini, davalı Şirketin zarar etmesi sebebiyle davacının ikramiye alacağına hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirkette her sene koşulsuz şekilde dağıtılan bir prim uygulamasının bulunmadığını, Performans Prim Prosedürleri'nin uygulandığını buna göre en az bir yıllık çalışma ve mali hedeflerin %100 gerçekleştirilmesinin arandığını, talep konusu yapılan yıllarda Şirketin mali hedeflerini gerçekleştiremediğini, davacının performans primi talep ettiği yıllarda Yönetim Kurulunca performans primi ödenmesine yönelik karar alınmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya sunulan Şirket bilançolarına göre davalı Şirketin 2013-2014-2015-2016 yıllarında kârda olduğu, bu sebeple davacının ikramiye alacağına hak kazandığı, davacının imzasını taşıyan son yıllık izin belgesine göre 83 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, davacının daha sonraki dönemler yönünden kullandığı yıllık izin günleri ile fesih tarihinde yapılan ödeme dikkate alındığında yıllık izin ücretine yönelik talebinin yerinde olmadığı, davacının ücret bordroları, davalı ile dava dışı Şirketler arasındaki sözleşmeler, bağımsız denetim raporları değerlendirildiğinde prim uygulamasının davalı işyerinde ... şartı hâline geldiği gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde belirttiği hususlarla birlikte davacının kullandığı izinlerin ayrı ayrı formlarda açıkça ispatlanması gerektiğini, ikramiye ve prim alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılması sebebiyle dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesinde belirtilen hususlarla birlikte davalı şirketin zarar ettiğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının imzasını içerir yıllık izin belgelerinde önceki dönemlerden kalan yıllık izin sürelerinin de bulunduğu, en son imzalanan 25.01.2017 tarihli yılık izin belgesinde davacının kalan izin süresinin 83 gün olarak belirtildiği buna göre davacının 25.01.2017 tarihinde kullanmadığı izin süresinin 83 gün olduğu kabul edilerek ve bu tarihten sonraki dönemler yönünden kullandığı ispatlanan yıllık izin günleri ile fesih tarihinde ödenen yıllık izin ücretinin değerlendirilmesi sonucunda davacının yıllık izin ücretine yönelik talebinin reddine karar verilmesinde hata bulunmadığı, taraflar arasında aylık ücret ve hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaması sebebiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, bu nedenle Mahkemece sonuç itibarıyla davanın kısmi dava olarak görülmesinin dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde hata bulunmadığı, davacıya 2012 yılına kadar prim ödemesinin yapıldığının ücret bordroları ile sabit olduğu, işçi lehine oluşan ... şartının davacının yazılı rızası olmaksızın kaldırılamayacağı, davalı Şirketin 2013-2014-2015-2016 yıllarında kâr ettiği, bu nedenle ikramiye alacağının hesaplandığı, zarar edilen 2017 yılına ilişkin ise hesaplanmanın yapılmadığı belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesine belirtilen hususları ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesine belirtilen hususları ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ikramiye, yıllık izin ücreti ve prim alacaklarının ispatı, hesaplanması, karşılığının ödenip ödenmediği ve faiz hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi

2. 5953 sayılı Kanun'un 14 ve 29 uncu maddeleri.

3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 429 uncu maddesi.

4. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

5. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları.

6. Dairemizin 12.09.2022 tarihli ve 2022/8119, 2022/8897 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"...

5953 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesine göre “Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir." Kanun'un 21 inci maddesinde meslekteki kıdemine göre kullanacağı izin süresi belirtilirken son fıkrasında “izin hakkından feragat edilemeyeceği” açıkça vurgulanmıştır. 29 uncu maddede gazeteci çalışırken uygulanması gereken bir yaptırımın düzenlediği; maddenin çalışırken izin vermeyen veya izin verildiği hâlde izin ücreti ödemeyen işveren hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Dairemizin kararlılık kazanan dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, bu kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin, çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21 inci maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti 29 uncu madde gereği 2 kat hesaplanamaz.

Dosya içeriğine göre davacı, çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş değildir. Bu nedenle 21 inci maddeye göre kullanılmayan izinlerin, 29 uncu madde uyarınca iki katı alınarak hesaplanması Dairemiz uygulamasına göre hatalıdır. Davacı ... sözleşmesinin feshinden sonra kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre 21 inci madde uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresi, 29 uncu madde uygulanmadan son ücret üzerinden hesaplanmalıdır.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava belirsiz alacak davası türünde açılmıştır. Talep edilen yıllık izin alacağının ise mevcut şekliyle belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Dairemizin, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında, koşulları oluşmayan davanın usulden reddi gerekir. Diğer taraftan dava konusu alacak bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Somut dosyada, davacı ikramiye ve prim alacağını da belirsiz alacak davası olarak talep etmiş olup Mahkemece hüküm altına alınan prim ve ikramiye alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmektedir.

4. 6098 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesi şöyledir "Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir.

Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur. Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır."

5. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece yazılı gerekçe ile yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan 01.10.2004 tarihli "Mutabakat Protokolü" başlıklı belge ile davacının ... sözleşmesinin davalı Şirkete devredildiği belirtilmiştir. Anılan belgenin 6 ncı maddesinde davacının devir tarihi itibarıyla kullanmadığı 128 ... günü yıllık izin hakkının bulunduğu belirtilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının yıllık izin ücreti yönünden önceki işvereni olan dava dışı Şirket nezdinde hak kazandığı hâlde kullanmadığı yıllık izin ücreti taleplerini iyi niyetli olmayan bir şekilde müvekkili Şirkete yönelttiğini belirtmiştir. 6098 sayılı Kanun'un 429 uncu maddesinde devralanın, bütün hak ve borçlar ile birlikte hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olacağı belirtilmiştir. Bu hâlde davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanı dikkate alındığında davacının devir tarihinden sonraki dönemler yönünden yıllık izin süreleri hesaplanırken devir tarihinde kullanmadığı açıkça belirtilen 128 günün dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece davacının 128 gün yıllık izin hakkının bulunduğunun kabulü ile hüküm kurulması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.