Logo

9. Hukuk Dairesi2022/17439 E. 2022/17440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı sendikanın, devam eden bir yetki tespit davası varken aynı işyeri için yaptığı yeni yetki tespiti başvurusunun reddedilmesine dair idari işlemin iptali isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Aynı işyeri için derdest bir yetki tespiti davası varken, davacı sendikanın yeni bir yetki tespiti başvurusunda bulunmasının yasal dayanağı olmadığı ve hizmet alım sözleşmesinin yenilenmesinin yeni bir işyeri/işletme oluşumuna yol açmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 9. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair 13.08.2020 tarihli ve 2020/44 Esas, 2020/251 Karar sayılı kararı, davacı vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli ve 2020/2307 Esas, 2020/2458 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; daha önce davalı işverenle ilgili 13.12.2016 tarihinde yetki başvurusunda bulunuklarını, yetkili Sendika olduklarının belirlendiğini, daha sonra işverence kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, sürecin uzadığını ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından 15.12.2016-31.12.2016 tarihleri arası için toplu ... sözleşmesi bağıtlandığını, yine aynı işverenle ilgili 05.09.2019 tarihinde yetki başvurusunda bulunduklarını, Bakanlıkça yetkili sendika olduklarının tespit edildiğini, yine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine davanın hâlen devam ettiğini, Yüksek Hakem Kurulu tarafından hizmet alım sözleşmesini geçmemek üzere yıllık olarak toplu ... sözleşmesi bağıtlandığı için 14.01.2020 tarihinde yeniden yetki talebinde bulunduklarını, davalı Bakanlıkça 21.01.2020 tarihli yazıyla derdest dava olduğu gerekçesiyle yapılacak bir işlem olmadığının ifade edildiğini, davalı idarece verilen cevabın Yargıtay kararlarıyla uyuşmadığı gibi Yüksek Hakem Kurulu görüşü ile de çeliştiğini ileri sürerek söz konusu olumsuz yetki tespiti kararının iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davacının talep ettiği işyerinin daha önceki işletme yetki tespit kapsamında olan bir işyeri olduğunu, ayrıca yetki tespiti yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile itiraz konusu işyerinin görülmekte olan yetki tespit davasında yer alan işyeri olduğu, buradaki işletme kapsamında kaldığı ve davacının bu davada hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesini tekrar ederek ve Yüksek Hakem Kurulunun mu yoksa Bakanlık görüşünün mü doğru olduğunun açıklığa kavuşturulmadığını, mağduriyetlerinin giderilmediğini, eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2020/28228 ihale kayıtlı hizmet alım sözleşmesinin taraflarının Sağlık Bakanlığı ile Bome Trivitron Sanayi Ürünleri Dış Ticaret AŞ olduğu, konusunun konjenital Adrenal Hiperplazi Yeni Doğan Tarama Programı hizmet alımı olduğu (KAH 2020), işyerinin T.C. Sağlık Bakanlığı ... Sağlığı Genel Müdürlüğü Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı bünyesindeki ... Tarama Laboratuvarı olduğu, süresinin ise 01.04.2020-31.12.2020 tarihleri arası olduğu, aynı yerde ve aynı konuda (KAH 2019) hizmet alımının Sağlık Bakanlığı ile Bome Sanayi Ürünleri Dış Ticaret A.Ş arasında yapıldığı, süresinin ise işe başlamadan itibaren 8 ay olduğu, buna göre dava konusu işyerinin ilk defa kurulmadığı, işyeri devri ile Bome Sanayi Ürünleri Dış Ticaret A.Ş'den Bome Trivitron Sanayi Ürünleri Dış Ticaret AŞ'ye devredildiğinin anlaşıldığı, öte taraftan KAH 2019 hizmet alımının gerçekleştiği Bome Sanayi Ürünleri Dış Ticaret A.Ş işyerinin 1290794.006 sicil numarasıyla davacı Sendikanın 05.09.2019 tarihli yetki tespit başvurusu kapsamında yer alan işyerlerinden olup 17.10.2019 tarihinde davacı Sendikanın yetkili olduğunun tespit edildiği, bu karara karşı ise işveren tarafından olumlu yetki tespitinin iptalinin istendiği, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verildiği, kararın önce Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacı istinafı ret edilerek sonra ise Yargıtay tarafından onanarak uygun bulunduğu ve 04.11.2021 tarihinde kesinleştiği, sonuç itibarıyla kısaca KAH 2020 adı verilen hizmet alım sözleşmesinin söz konusu olduğu Bome Trivitron Sanayi Ürünleri Dış Ticaret AŞ'ye ait 1303532.006 sicil numaralı işyerine ilişkin 1290794.006 sicil numarasıyla 05.09.2019 tarihinde davacı tarafından yetki başvurusuna konu olduğu, hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında yer almadığı ve personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla KAH 2020 ile somutlaşan işyerinin yetki tespiti bakımından Yargıtay içtihatlarıyla sınırları belirlenen her hizmet alım sözleşmesinin ayrı bir işyeri/işletme olacağına dair ayrıksı rejim kapsamında kalmadığı, işyeri ve işletme kapsamı bakımından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerektiği, dolayısıyla 14.01.2020 tarihi itibarıyla işyerini de kapsayan henüz sonuçlanmamış derdest yetki tespitine itiraz davası bulunduğu, bu nedenle aynı işyerine ilişkin yetki tespiti başvuru işlemlerinin kanun gereği durduğu, Bakanlık cevabının iptali talebinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yüksek Hakem Kurulu ile davalı Bakanlığın farklı görüşlerinin mağduriyete sebebiyet verdiğini, 2016 yılı için taraflarına verilen olumlu yetki tespitine karşı itiraz sürecinin 3 yıl sürdüğüni, toplu ... sözleşmesinin sadece başvuru yapılan yıl için imzalanabileceği görüşünden dolayı 2017, 2018 ve 2019 yıllarının boşta kaldığını, bunun üzerine 05.09.2019 tarihinde yetki için başvuruda bulunulduğunu ve verilen olumlu yetkiye karşı itiraz davasının devam etmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle 2020 yılı için de ayrıca başvuruda bulunduğunu; ancak Mahkemelerce bu konuda yeterince araştırılma yapılmadan ve çelişkili durum giderilmeden karar verildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Toplu ... sözleşmesi kavramı 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

3. Toplu ... sözleşmesi yetkisi ise toplu ... sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

6. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi ise şu şekildedir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.