"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/2105 E., 2022/2100 K.
DAVA TARİHİ : 04.08.2016
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 18. ... Mahkemesi
SAYISI : 2016/439 E., 2018/87 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.02.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ve davacı vekili Avukat Atilla Kaya geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde 2007-2016 tarihleri arasında marangoz ekipbaşı olarak çalıştığını, ücretinin net 1.650,00 USD olduğunu, ... sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın son verildiğini ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının proje bazlı belirli süreli ... sözleşmeleri ile çalıştığını, proje bazlı işin sona ermesi üzerine ... sözleşmesinin son bulduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını ve ücret iddiasının da gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan bu tür uyuşmazlıklarda, ... vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde, gönderen kişi yada şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı delillendirildiğinde ... hukuku uygulandığını ve organik bağ içinde olan ...’de bulunan kişi veya kişiler işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulduklarını, Yargıtayın yerleşik uygulamasının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerle dava konusu somut uyuşmazlık açısından 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde 16.05.2007-24.....2009, 27.08.2009-10.....2016 tarihleri arasında aralıklı olarak toplam 8 yıl, 10 ay, 21 gün süre ile ve en son net 1.600,00 USD ücretle çalıştığı, ... sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin davalı tarafından ispat edilemediği, ... bitimi nedeniyle yapılan feshin haklı nedene dayanmadığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; taraflar arasındaki ... sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın çözümünde çalışılan yabancı ülke hukukunun uygulanması gerektiğini, koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, belirli süreli ... sözleşmesi ile çalışan davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, ücretin miktarında ve brütleştirilmesinde hata yapıldığını ve ücret bordrolarına değer verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası içerisinde taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin yer almadığı, davacı işçi yurt dışında çalışsa da davalı işverenin ... Şirketi olduğu, işyerinin merkezinin ... olduğu, Yargıtayın emsal kararlarında işverenin ... olması hâlinde işyeri yurt dışında olsa bile ... hukukunun uygulanacağının belirlendiğini, tüm bunlara göre davalı vekilinin yargılama konusu davada yabancı hukukun uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasındaki ... sözleşmesinden kaynaklı somut uyuşmazlığın çözümünde ... hukukunun uygulanması gerektiğini, taraflar arasında ücret ihtilâflı olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil alacaklarının dosyadaki delil durumuna uygun ve denetime açık bir şekilde tespit edildiği, dosyadaki delil durumu dikkate alındığında davacı tanıklarının husumetli olmalarının sonuca etkisinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince kıdem ve ihbar tazminatları bakımından dosyadaki delil durumuna uygun bir şekilde karar verildiği; ancak davacının brüt ücret hesaplanmasında yurt dışında çalışmış bir işçi olduğunun dikkate alınması gerektiğine yönelik istinaf talebinin kısmen yerinde olduğu gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; cevap ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... sözleşmesine hangi ülke hukukunun uygulanmasına gerektiğine, hizmet süresine, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığına, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığına, ücret ve ücretin belirlenmesi yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 2, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri, mülga 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (2675 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 11, 17, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 63, 120 nci maddeleri ve 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) genel işlem koşullarına ilişkin 20 ila 25 inci maddeleri.
4. 4904 sayılı ... ... Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un (4904 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (d) bendi, 17 nci, 19 uncu, 20 nci ve 21 inci maddeleri.
5. Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği'nin "İşçi temini" kenar başlıklı 4 üncü maddesi şöyledir:
"(1) Yabancı bir ülkede (Değişik ibare:RG-11/3/2015-29292) ...’den işçi götürerek çalıştırmak isteyen firmaların işçi teminine veya yurtdışında işçi olarak çalışmak isteyenlerin yurtdışına gönderilmesine aracılık etme konusunda, Kurum ve Bürolar yetkilidir. Firmalar; yurt dışında kendi ... ve faaliyetlerinde çalıştıracağı işçileri Kurum kayıtlarından veya Bürolar aracılığı ile temin edebilecekleri gibi, kendileri tarafından temin edilen işçileri 5 inci maddede belirtilen belgelerle birlikte hizmet akdini Kuruma onaylatmak kaydıyla yurtdışına götürebilirler."
6. Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Hizmet akitlerinin onaylatılması zorunluluğu" kenar başlıklı 8 inci maddesi şöyledir:
"(1) Firmaların, Kurum ya da Bürolar kanalıyla veya kendilerinin doğrudan temin ettikleri işçilerle veya tayin ettikleri vekil arasında örneği Kurumca hazırlanan hizmet akdinin imzalanması ve Kuruma onaylattırılması zorunludur."
7. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.11.2020 tarihli ve 2020/5615 Esas, 2020/16554 Karar sayılı kararında, ... sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunması hâlinde uygulanacak hukukun belirlenmesi yöntemi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Taraflar arasında ... sözleşmesine uygulanacak hukuk konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yabancılık unsuru, bir hukukî işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya ... ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde ... sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 40. maddesine göre, ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44. maddesi ise, ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden özel bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin ...’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu ... mahkemeleri de yetkilidir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilâfı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, ... hukuku uygulanır (MÖHUK m. 2(2)).
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 5. maddesine göre, yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, ... hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnaî niteliktedir. ... kamu düzeninin ihlâlini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlâli halinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlâli halinde veya her emredici hükmü ihlâl eden bir yabancı kararın ... kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, E. 2010/1 K. 2012/1 T. 10.02.2012). Örneğin, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 5 uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye ... hukukundan daha az koruma getirmesi de ... başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilâfı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.
Bir yabancı hukuk kuralı ... hukukunun temel değerlerine, ... genel adap ve ahlak anlayışına, ... kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklere milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması halinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, E. 2010/1 K. 2012/1 T. 10.02.2012). Örneğin yabancı hukukun, küçük çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.
Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise, doğrudan uygulanan kurallardır (müdahaleci normlar). Bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukukî ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (..., Cemal/ESEN, .../ATAMAN-FİGANMEŞE, İnci, Milletlerarası Özel Hukuk, ... 2019, s. 7; ÇELİKEL, Aysel/ERDEM, B. Bahadır, Milletlerarası Özel Hukuk, ... 2020, s. 155). ... hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte, emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli ... güvenliği hükümleri, özel işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgarî ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (ELÇİN, Doğa, Milletlerarası Unsurlu ... ve Toplu ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ... 2012, s. 189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen ... sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir ... ilişkisinde ... hukukundaki asgarî ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilâf söz konusu olmaz (AYGÜL, Musa, “Yabancı Unsurlu ... Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, (Editörler, TANRIBİLİR, Feriha Bilge/GÜMÜŞLÜ TUNÇAĞI) Gülce, 10. Yılında Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, ... 2017, s. 525-526; VURAL ÇELENK, Belkıs, “Yabancı Unsurlu ... Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 27(1) uyarınca ... sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (DOĞAN, Vahit, “5718 Sayılı Kanununa Göre ... Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2007, C. XI, S. 1-2, s. 153; BÜYÜKALP SARIÖZ, A. İpek, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018, C. 8, S. 2, s. 211-212; ELÇİN, s. 89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla, mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (AYGÜL, Musa/ÇOBAN, Nazlı, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen ... Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, S. 169, s. 1822-1824;ELÇİN, s. 118-137; BÜYÜKALP SARIÖZ, s. 217).
Yabancılık unsuru taşıyan ... sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz (MÖHUK m. 27(2)). İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de, mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay 22. HD, E. 2016/9339 K. 2019/16564, T. 18.09.2019; AYGÜL/ÇOBAN, 1822-1824). Ancak işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir (MÖHUK m. 27(3)). Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev alan gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Ancak hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukuk uygulanabilir (MÖHUK m. 27(4)). Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (ELÇİN, s. 147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin ...’de bulunması, ...’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin ...’de ve ... Lirası üzerinden ödenmesi, işverenin ... olması, ... sözleşmesinin ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, ... hukukuna tâbi daha önceki bir ... sözleşmesine gönderme yapılması, ... sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, ... sözleşmesinin ... hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (ELÇİN, 152).
Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun m. 27 uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî bayram günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren ... ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir ... ilişkisinde, dinî ve millî bayram günleri ... hukukuna göre belirlenemez (AYGÜL, s. 528; ERDOĞAN, .../ERDOĞAN, Canan, “...’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, ... Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2016, C. 13, S. 50, s. 971-972).
..."
8. Yine aynı mahiyette Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/13329 Esas, 2022/4113 Karar; 22.03.2022 tarihli ve 2022/1470 Esas, 2022/3903 Karar; 16.03.2022 tarihli ve 2022/2894 Esas, 2022/3517 Karar sayılı kararları.
9. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun belirsiz alacak davasına ilişkin 107 nci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını ve ücretinin USD cinsinden ödendiğini ileri sürerek talep ettiği işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı işveren ise ... sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa taraflarca seçilen ülke hukukunun uygulanması gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa ... hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince de davalı işverenin ... Şirketi olması ve işyeri merkezinin ...'de olması nedenleri ile ... hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki Derece Mahkemelerince varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
2. Dosya kapsamına göre davacı işçi, 18.05.2007-24.....2009 ve 27.08.2009-10.....2016 tarihleri arasında davalının yurt dışındaki işyerlerinde çalışmıştır.
3. Taraflar arasında iki dönem bakımından da yurt dışı ... sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu sözleşmelerin süreleri ve sona erdirilmelerine ilişkin 5 inci maddelerinde, çalışma süresi ve fazla çalışmaya ilişkin 8 inci maddelerinde ve hafta tatili ve genel tatile ilişkin 9 uncu maddelerinde; çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağı, çalışılan ülke mevzuatında hüküm bulunmaması durumunda 4857 sayılı Kanun'un uygulanacağı belirtilmiştir. Yine sözleşmelerin 10 uncu maddesinde çalışılan ülke mevzuatına göre işçinin yıllık ücretli izin hakkına sahip olduğu, 16 ncı maddelerinde ise çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğu belirtilen konularda öncelikle bu ülke mevzuatının uygulanacağı açıklanmıştır. Buna göre tarafların ... sözleşmeleri ile bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları açıktır. Davacı işçi, dava konusu alacakların ait olduğu çalışma dönemlerinde davalıya ait Rusya' da bulunan işyerinde çalışmış olup bu durumda ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu sabittir.
4. Yurt dışı ... sözleşmelerinin ilkinin mülga 2675 sayılı Kanun döneminde, diğerinin 5718 sayılı Kanun döneminde kurulduğu görülmektedir. Taraflar bir hukuk seçimi yapmamış olsalar dahi mülga 2675 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve yürürlükte bulunan 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası düzenlemeleri doğrultusunda, uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması mümkün olabilmektedir. Belirtmek gerekir ki gerek mülga 2675 sayılı Kanun'un gerekse 5718 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı belirtilmiştir.
5. Öte yandan genel işlem koşulları, 6098 sayılı Kanun'un 20 nci maddesinin birinci fıkrasına göre bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, ... başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Genel işlem koşulları ilk defa 6098 sayılı Kanun'un 20 nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanmıştır. Genel işlem koşullarının ... hukukundaki görünüm şekli ise genel ... koşullarıdır. Bu nedenle, 6098 sayılı Kanun’un genel işlem koşullarını düzenleyen 20 ila 25 inci maddeleri genel ... koşulları hakkında da uygulanır. Somut olayda ise taraflar arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmelerinin her ikisinin de mülga 818 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu tarihte düzenlendiği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle yurt dışı ... sözleşmelerinin düzenlendiği tarih itibarıyla 6098 sayılı Kanun yürürlükte olmadığından genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler somut olaya uygulanamayacağı gibi bu hükümlerin, 6101 sayılı ... Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 2 nci maddesi gereğince kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin bir kural niteliğinde bulunmaması nedeniyle geçmişe etkili şekilde somut olaya uygulanması da mümkün değildir. Nitekim belirtilen ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2021 tarihli ve 2018/(19)11-1109 Esas, 2021/1718 Karar sayılı kararı ile 12.03.2020 tarihli ve 2017/11-36 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararında da vurgulanmıştır.
6. 6098 sayılı Kanun'un genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin bir an için somut olaya uygulanabilirliği kabul edilse dahi bu hükümlerin, 6098 sayılı Kanun’un genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin hukuk seçimi anlaşmasının geçersizliğine gerekçe olamayacağını belirtmek gerekir. Söz konusu hükümler, hukuk seçimi anlaşmasına uygulanacak hukukun ... hukuku olması hâlinde işlev görebilir. Bunun dışında 6098 sayılı Kanun’un bahsi geçen hükümleri, bunların doğrudan uygulanan kural niteliğinde kabul edilmeleri yahut yabancı hukukun ilgili hükümlerinin uygulanmasının ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde uygulanabilir (Rifat Erten, Yurt Dışında Çalışan ... Vatandaşı İşçilerin ...’de Açtıkları İşçi Alacaklarına Dair Davalarda Milletlerarası Yetki ve Uygulanacak Hukuk Meseleleri, Prof. Dr. Rıza Ayhan’a Armağan, Cilt I, ..., 2022, s.244).
7. Kaldı ki somut olayda, imza ve içeriği yönünden itiraza uğramayan ve Kuruma onaylatılacağı yazılı bulunan yurt dışı ... sözleşmeleri 6098 sayılı Kanun’un 20 ila 25 inci maddelerine göre değerlendirildiğinde; önemli olanın işverenin işçiye söz konusu sözleşmeyi okuma imkânını sağlaması olduğu, Kurum tarafından hazırlanan yurt dışı ... sözleşmelerinin sürekli olarak Kurumun internet sayfasında yer aldığı, kolayca ulaşılabilir ve incelenebilir olduğu, işçinin bu sözleşme içeriğini okuma imkânının her zaman bulunduğu kabul edilmelidir (Gaye Baycık, Çalıştırılmak Üzere Yurt Dışına Götürülen ... İşçilerin Açtıkları Davalarda Uygulanacak Hukuk, Yurt Dışı Hizmet Sözleşmelerinde Milletlerarası Özel Hukuk Uygulaması ... Hukuku Sorunları, Elli İkinci ... Arama Konferansı, 2017, s.109-110).
8. 4904 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlanan Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği’nin İlgili Hukuk bölümünde belirtilen 4 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 8 inci maddesi uyarınca, yabancı ülkedeki ... ve faaliyetlerinde istihdam edeceği işçileri ...’den götürmek isteyen işverenler, ... ... Kurumu tarafından hazırlanan ... sözleşmelerini işçi ile karşılıklı olarak imzalamak ve imzalı sözleşmeleri Kuruma onaylatmak zorundadır. Bu noktada, yurt dışına çalışmak amacıyla gidecek işçilerin gittikleri ülkelerde zor durumda kalmamaları, ücret, çalışma koşulları ve sosyal güvenlik konuları başta olmak üzere diğer birçok konuda mağduriyet yaşamamaları için yurt dışına çıkmadan önce yurt dışı ... sözleşmesinin Kuruma onaylatılması amaçlanmıştır.
9. Yabancı unsurlu ... sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması taraflar açısından öngörülebilir bir durumdur. Taraflar bir hukuk seçimi yapmamış olsalar dahi gerek 2675 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası gerekse 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası düzenlemeleriyle, uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması mümkün olabilmektedir.
10. Ayrıca yurt dışı ... sözleşmelerinin açık, net ve anlaşılır bir dilde düzenlendiği, yukarıda açıklandığı gibi gerek 2675 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının gerekse 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrasının açık hükmü ile cevaz verdiği şekilde sözleşmede hukuk seçimi yapıldığı anlaşılmakta olup taraflar arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmelerinin bağlayıcı ve geçerli olduğu sonucuna varılması gerekmektedir.
11. Değinilmesi gereken bir başka husus; yurt dışı ... sözleşmelerinin 3 üncü maddesine aykırı işveren davranışının, uyuşmazlığa uygulanacak hukuka etkisi bulunup bulunmadığıdır. Yurt dışı ... sözleşmelerinin "İşverenin bilgi verme yükümlülüğü" başlıklı 3 üncü maddelerinde işverenin, çalışılan ülkenin mevzuatına uygun olarak hazırlanacak çalışma koşulları hakkında açıklayıcı bilgileri içerir belgeyi işçiye vermekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Maddelerde belgenin, ilgili ülkenin çalışma mevzuatına uygun olarak hazırlanması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca belge içeriğindeki bilgi ile işin yapılacağı ülkedeki uygulama arasında farklılık bulunması hâlinde işveren, belgede belirtilen hususları uygulamakla sorumlu tutulmuştur. Buna göre işin yapılacağı ülkedeki çalışma mevzuatındaki değişikliklerin de işçiye yazılı olarak bildirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Maddelere aykırı davranışın yaptırımı ise açıklanmış değildir. Sözleşmelerin bu maddeleri diğer maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde; 3 üncü maddenin düzenleniş amacının, çalışılan ülke mevzuatına aykırı işveren uygulamasının önüne geçmek olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka anlatımla 3 üncü madde, işverenin çalışılan ülke mevzuatına uygun hareket etmesini sağlamaya bu bağlamda işçinin çalışılan ülke mevzuatına uygun olarak hak ve alacaklarını ... altına almaya yöneliktir. Dolayısıyla işverenin belge verme yükümlüğünü ihlal etmesi, uyuşmazlığa çalışılan ülke mevzuatının uygulanmasını engeller mahiyette değildir.
12. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, taraflar arasında davacının çalışma dönemleri yönünden bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, dava konusu alacaklar hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerekmektedir.
13. Hâl böyle olunca gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.