Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18112 E. 2023/2045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşe iade davası devam ederken açılan kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitine ilişkin davanın hukuki yararı bulunup bulunmadığı, davalı lehine tavzih yoluyla vekâlet ücreti takdir edilip edilemeyeceği ve tespit davasında hükmedilecek vekâlet ücretinin miktarı uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince hüküm kurulmayan vekâlet ücreti konusunda sonradan karar verilebilmesi için hükmün tamamlanması yoluna başvurulması gerekirken, tavzih kararı ile vekâlet ücreti eklenemeyeceği ve Bölge Adliye Mahkemesince de hatalı tavzih kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, usule aykırı şekilde hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2094 E., 2022/1850 K.

DAVA TARİHİ : 08.12.2021

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın usulden reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/227 E., 2022/312 K.

Taraflar arasındaki tespit-alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabülü ile İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin serigraf baskı operatörü olarak davalıya ait işyerinde 23.07.2019-04.11.2021 tarihleri arasında çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak 04.11.2021 tarihinde feshedildiğini, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, arabuluculuk tutanağında da sabit olduğu üzere müvekkilinin işe iadesini talep etmeye hak kazanmasına rağmen işe iadesinin gerçekleştirilmediğini ve davalı Şirketin alacaklarını ödemekten imtina ettiğini, ... sözleşmesinin haklı sebep olmadan sonlandırıldığı, feshin kanuna, usule aykırı ve geçersiz olduğu açık olduğundan bu kapsamda feshin geçersizliği ile işe iade ve işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin tespit edilmesine yönelik karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talepleri net olmadığından taleplerinin açıklattırılması gerektiğini, dava dilekçesinin “Sonuç ve İstem” bölümündeki ifadeler ile “Açıklamalar” bölümündeki taleplerin birbiri ile uyumsuz ve çelişkili olduğunu, söz konusu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, ... sözleşmesi davalı tarafından feshedilmediğinden davacının ... güvencesi hükümlerinden yararlanma koşullarını taşımadığını, davacı tarafından davalı Şirket yetkililerine yönlendirilen talep üzerine, davacının ... sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sonlandırılması konusunda anlaşma sağlandığını, söz konusu anlaşma uyarınca ... sözleşmesinin davalı tarafından “04” kodu ile sonlandırılması, akabinde arabuluculuk faaliyeti ile kıdem ve ihbar tazminatlarının davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak ... sözleşmesinin davalı tarafından “04” kodu ile sonlandırılmasının hemen ardından çeşitli bahaneler ürettiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi için kararlaştırılan arabuluculuk faaliyetinin gerçekleşmesine engel olduğunu, davacının ... sözleşmesinin sona erdirilmesi konusundaki talebi ve bu talebinin kabul edilerek davalı ile davacı arasında kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi konusunda varılan anlaşmanın sözlü nitelikte ikale sözleşmesi olduğu, ... sözleşmesinin ikale ile sona ermesi hâlinde işçinin ... güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı dikkate alındığında davacının ... güvencesi hükümlerinden yararlanma hakkının bulunmadığını savunarak haksız davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 2021/356 Esas sayılı dosyasında davacı vekilince işe iade talep edildiği, işe iade talebinin yanında kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin de olduğu, davacıdan talebini açıklamasının istenildiği, davacı vekilince 27.05.2022 tarihli dilekçe ile kıdem ve ihbar tazminatına yönelik tespit taleplerinin yinelendiği, işe iade davası devam ederken ... sözleşmesinin askıda olduğu ve henüz devam ettiği dikkate alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının tespiti talebine ilişkin işbu dava tefrik edilerek Mahkemenin 2022/227 esasına kaydedildikten sonra kıdem ve ihbar tazminatı yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Davalı vekilinin gerekçeli kararda davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek hükmün bu yönden tamamlanmasını talep etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih kararı ile davalı vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; açmış oldukları bir kıdem ve ihbar tazminatı davası bulunmadığını, dava dilekçesinin talep sonucu kısmında kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yer almadığını, dosyanın tefriki ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin hatalı olduğunu, asıl kararda taraflar lehine hükmedilmiş vekâlet ücreti bulunmadığını ve tavzih kararı ile kararın düzeltilmesi yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tavzih kararı ile hükmedilen vekâlet ücreti maddesinin kaldırılarak maktu vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesi ile davalı aleyhine açılan davanın netice-i talep kısmında işe iade, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı talep edildiği, anılan dilekçenin hukuki sebepler paragrafının üstündeki paragrafta ise "yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak tüm nedenlerle sair işçilik hak ve alacaklarımız ile fazlasını talep ve dava etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik feshin geçersizliği ile işe iade ve işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin tespit edilmesine yönelik karar verilmesini teminen işbu davanın açılmasına gerek hasıl olmuştur" şeklinde paragraf bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince 20.05.2022 tarihli celsede (5) numaralı ara kararla dava dilekçesinin netice-i talep kısmında işe iade, konu kısmında ise kıdem ve ihbar tazminatı talebi bulunduğu belirtilerek açıklama yapmak üzere iki haftalık süre verildiği, davacı vekilince 27.05.2022 tarihli dilekçe ile "dava dilekçemizdeki konu ile netice ve talep kısmını daha da açmak gerekirse mahkemenizden feshin geçersizliği ile müvekkilimizin işe iadesi ve boşta geçen süre ücretinin ödenmesi, işe iade olunmadığı taktirde ise işe başlatmama tazminatına hükmedilmesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer hakların faiziyle ödenmesi gerektiğinin TESPİT edilmesi talep etmekteyiz" şeklinde açıklama yapıldığı, her ne kadar davacı taraf istinaf dilekçesinde kıdem ve ihbar tazminatı yönünden talepleri bulunmadığını belirtmişse de aşamaları yukarıda açıklandığı üzere açılmış bir kıdem ve ihbar tazminatı tespit davası bulunduğu, tarafların istinaf ettikleri kararın 07.09.2022 tarihli tavzih kararı olduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde vekâlet ücreti talep ettiği, vekâlet ücreti ve yargılama gideri hakkında talep olmasa dahi bu hususların Mahkemece hükme geçirilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 04.07.2022 tarihli gerekçeli karar incelendiğinde vekâlet ücreti yönünden herhangi bir hüküm verilmediği, bu durumda İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305/A maddesi kapsamında vekâlet ücretinin hükme eklenmesinde hata bulunmadığı, ancak tefrik edilen dava kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitine ilişkin bir dava olduğundan maktu vekâlet ücreti verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; açılan davada kıdem ihbar tazminatı talep edilmediği hâlde tefrik kararı verilerek ardından usulden ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, tavzih kararının hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında vekâlet ücretine hiç hükmedilmemesi durumunda ancak istinaf yoluna başvurularak bu hususun düzeltilmesinin istenebileceğini, tavzih kararı ile vekâlet ücreti takdir edilemeyeceğini, kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesinin de kararı kaldırarak maktu vekâlet ücreti takdir etmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, işe iade talep edilen davada kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespitinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı, tavzih kararı ile vekâlet ücreti takdir edilip edilemeyeceği ve tespit davalarında hükmedilecek vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün tavzihi" kenar başlıklı 305 inci maddesi şöyledir:

"Hükmün tavzihi

MADDE 305- (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. "

3. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün tamamlanması" kenar başlıklı 305/A maddesi ise şu şekildedir:

"Hükmün tamamlanması

MADDE 305/A- (Ek:22/7/2020-7251/27 md.)

(1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararı ile davalı lehine takdir edilen vekâlet ücretinin maktu vekâlet ücreti olması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararı kaldırılmış; İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasına yeni tavzih hükmü eklenmek suretiyle davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmiştir.

4. Öncelikle belirtmek gerekir ki İlk Derece Mahkemesince hüküm kurulmayan bir konuda sonradan karar verilebilmesi ancak hükmün tamamlanması yoluyla mümkün olabilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile genişletilemeyeceğinden Mahkeme kararına tavzih kararıyla vekâlet ücreti eklenemez. Somut uyuşmazlıkta davalının talebi hükmün tamamlanması yönünde olduğu hâlde İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli tavzih kararı ile davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde ise isabetli biçimde vekâlet ücretinin "Hükmün tamamlanması" yoluyla hükme eklenebileceği belirtilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararının farklı bir gerekçeyle düzeltilmeye çalışılması hatalıdır.

5. İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararının öncelikle yukarıda açıklanan gerekçeyle ortadan kaldırılması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince "İlk Derece Mahkemesinin 07/09/2022 tarihli tavzih kararının kaldırılmasına, İlk derece mahkemesinin 04/07/2022 tarih 2022/227 - 312 E-K sayılı kararının hüküm fıkrası; 1-"Davaya konu KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI yönünden açılan davanın 7036 Sayılı ... Mahkemeleri Kanunu 3. Maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereğince Hukuki Yarar yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE," paragrafından sonra gelmek üzere; "...," olarak tavzihine," şeklinde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

6. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığına göre 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince hatalı tavzih kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmak suretiyle davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken yukarıda açıklanan kanuni şartları haiz olmayan şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.