Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18117 E. 2023/1525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverenden talep ettiği kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, resmi ve dini bayram ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının miktarı, ödenip ödenmediği ve iş akdinin fesih şekli uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin fazla çalışma yaptığına dair yemin beyanı bulunmasına rağmen, mahkemece yoğun çalışma döneminin hatalı tespiti, haftalık çalışma gün sayısının hatalı kabulü ve hafta tatili çalışmaları hesabındaki yanlışlıklar nedeniyle fazla çalışma ücretinin eksik hesaplandığı gözetilerek, davalı işverenin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/337 E., 2022/2231 K.

DAVA TARİHİ : 03.04.2018

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/120 E., 2020/378 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesi tarafından reddedilen ve davacı tarafça temyize konu edilen miktar 61.721,12 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalıya ait işyerinde 01.02.2007-12.02.2018 tarihleri arasında muhasebe elemanı olarak çalıştığını, son ücretinin net 4.000,00 TL olduğunu, ... sözleşmesinin işçilik alacaklarının ödenmemesi, primlerinin gerçek ücret üzerinden bildirilmemesi, bir süre sigortasız çalıştırılması sebepleriyle müvekkili tarafından haklı sebeple feshedildiğini, işyerinde yoğun şekilde fazla çalışma yapıldığını, yılın altı ayında hafta tatillerinde de çalışılmaya devam edildiğini, dinî ve millî bayramlarda da çalışma yapıldığını ancak söz konusu çalışmaların karşılığının davalı işveren tarafından ödenmediğini, yıllık izinlerinin de çalışma süresi boyunca kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili nezdinde 09.08.2008-....02.2018 tarihleri arasında muhasebe ara elemanı olarak çalıştığını, ücretin kayıtlarda belirtildiği şekilde brüt 2.029,50 TL olduğunu, davacının 07-08-09.02.2018 tarihlerine habersiz ve mazeretsiz işe gelmediğini, müvekkilinin işyerinde olmadığı bir zaman diliminde işyerine gelerek kendi lehine olacak şekilde işten ayrılış bildirgesi düzenleyerek Sosyal Güvenlik Kurumuna göndermeye çalıştığının da tespit edilmesi üzerine ... sözleşmesinin müvekkili işverence 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) ve (g) alt bentleri uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının işyerinde fazla çalışma yapmadığını, hafta tatilleri ile resmî ve dinî bayramlarda çalışmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 13.04.2007-12.02.2018 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, davacının son ücretinin yapılan işin niteliği, tanık anlatımları ve ... İstatistik Kurumu verileri doğrultusunda brüt 3.489,93 TL kabul edildiği, ... sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davacının yargılama sırasındaki yemin beyanı, tanık Y.Ç.'nin beyanı ve tüm dosya kapsamına göre davacının işyerinde yoğun çalışma yapılan ekim-mayıs ayları arasında, ayın iki haftası haftanın 7 günü çalışma yapıldığı hâllerde haftalık 35 saat, ayın iki haftasında haftanın 6 günü çalışma yapıldığı hâllerde ise 30 saat fazla çalışma yaptığı; haziran-eylül ayları arasında ise haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, buna göre davacının ödenmeyen hafta tatili ücreti ile fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu, ayrıca davacının ödenmeyen 170 günlük yıllık izin ücreti alacağı ile 12 günlük ücret alacağı ve eksik ödenen asgari geçim indirimi alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ücret miktarının hatalı belirlendiğini, davacının gece çalışmalarının yazılı belgeler ile ispat edilmesine rağmen fazla çalışma alacağından indirim yapılmasının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yeni tanık dinletme taleplerinin reddine karar verildiğini ancak bu durumun hukuka uygun olmadığını, davacı tanığı E.G.'nin beyanlarına hangi gerekçe ile itibar edilmediğinin belirtilmemesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının eşinin kendisine ait muhasebe bürosu açması ve davalı işverene ait 10 mükellefin davacının eşinin bürosuna kaydırıldığının tespit edilmesi üzerine davacının ....02.2018 tarihinde işi bıraktığını, ardından 07-08-09.02.2018 tarihlerinde yapılan devamsızlık üzerine işverence ... sözleşmesinin 12.02.2018 tarihli ve 01090 sayılı ihtar ie 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) ve (g) alt bentleri uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin gerekçesinin yerinde olmadığını, aksine davacı tanığı Y.Ç.’nin hâlen davacının eşinin bürosunda çalışıyor olması sebebiyle beyanına itibar edilemeyeceğini, fazla çalışma ücretinin ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerektiğini ve davacıyla birlikte çalışılan dönemler bakımından aynı işyerinde çalışan tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, davalı tanığı S.S.'nin beyanı dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının hizmet süresinin ve ücretinin hatalı tespit edildiğini, yıllık izin ücreti alacağı ile ilgili yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu ve eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu ve bu durumun resen dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ... sözleşmesini haklı sebeple feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı, ücret miktarının tespitinin yerinde olduğu, davacı tarafından işyerinde fazla çalışma yapıldığının, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispatlanmasına rağmen davalı tarafından karşılığının ödendiğinin ispatlanmadığı, davacı asılın beyanı tespit edilerek kullandırıldığı ya da karşılığı ücretlerinin ödendiği kanuna uygun şekilde davalı işveren tarafından ispat edilemeyen yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde dayandığı gerekçeleri yineleyerek ve resen dikkate alınacak nedenler gözetilerek davanın reddine karar verilmek üzerek Bölge Adliye Mahkemesinin başvurunun esastan reddine ilişkin kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ücret miktarı, hizmet süresi, ... sözleşmesinin sona erme şekli ve buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ispatı, hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 24, 25, 32, 34, 41, 44, 46, 47, 50, 53, 57, 59 uncu maddesi hükümleri ile 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki (5), (6), (7) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. Davacı dava dilekçesinde; davalı işyerinde yoğun çalışma yapılan mart, nisan, mayıs, ekim, kasım ve aralık ayları arasındaki dönemde haftanın 7 günü 09.00-22.00/23.00 saatlerine kadar çalıştığını, yılın diğer aylarında ise haftanın 6 günü 09.00-21.00/22.00 saatleri arasında çalışma yapıldığını iddia etmiştir. Ayrıca yargılama aşamasında davalı tarafından sunulan yemin metnine uygun şekilde 22.10.2020 tarihli celsede eda ettiği yemininde de davacının; "Davalı işverenin yanında çalıştığım süre içinde her yıl Mart, Nisan, Mayıs, Ekim, Kasım, Aralık aylarında 6 ay boyunca haftanın 7 günü sabah 09:00 dan akşam 23:00 lere kadar çalıştım. Bu çalışmalarımla ilgili olarak tarafıma hiçbir şekilde fazla mesai ve hafta tatili ek ücreti ödenmedi." şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ekim-mayıs ayları arasında ayın iki haftasında haftanın 7 günü 09.00-23.00 saatleri arasında çalıştığı ve günlük 1,5 saat ara dinlenme kullandığının kabulü ile haftalık 35 saat fazla çalışmasının bulunduğu; diğer iki haftasında ise haftanın 6 günü 09.00-23.00 saatleri arasında çalıştığı ve günlük 1,5 saat ara dinlenme kullandığının kabulü ile haftalık 30 saat fazla çalışmasının bulunduğu; haziran-eylül ayları arasında ise haftanın 6 günü 09.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı ve günlük 1,5 saat ara dinlenme kullandığının kabulü ile haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir.

5. Öncelikle 22.10.2020 tarihli celsedeki davacının yeminli beyanına göre yoğun çalışılan dönemin mart, nisan, mayıs, ekim, kasım, aralık ayları olmak üzere yılın 6 aylık dönemi olarak kabul edilmesi gerekirken bundan daha uzun olacak şekilde ekim-mayıs ayları arasındaki 8 aylık sürenin yoğun çalışılan dönem olarak kabul edilmesi suretiyle çalışma saatlerinin buna göre belirlenmesi hatalı olmuştur.

6. Diğer yandan, yılın yoğun çalışılmayan diğer 6 ayında davacının haftanın 6 günü, 09.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilmiş ise de hesaplama konusu dönem yönünden gerek tanık beyanları, gerek davacının yaptığı ... ve dosya kapsamı dikkate alındığında; bu dönem bakımından davacının haftanın 6 günü 09.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü gerekir.

7. Şu hususu da belirtmek gerekir ki davacı duruşmadaki yeminli beyanında, 6 aylık yoğun çalışılan dönemde haftanın 7 günü çalıştığını belirtmiş olup bu durumda davacının 6 aylık dönemde 24 hafta tatilinde çalıştığı kabul edilmelidir. Ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda yoğun çalışılan 8 aylık dönemde dahi ayın iki haftası 6 gün çalışma, iki haftası ise 7 gün çalışma kabul edilmiş olup netice itibarıyla davacının 8 aylık dönemde 16 hafta tatilinde çalışma yaptığının kabulü ile fazla çalışma ücreti alacağının hesaplandığı görülmektedir. Davacının temyiz talebinin miktardan reddedildiği dikkate alındığında davalı bakımından miktar itibarı ile oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle, davacının yemin beyanı ve yukarıda belirtilen hususlar değerlendirilerek fazla çalışma ücreti alacağının yeniden hesaplanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davalı Temyizi Yönünden

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

....02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.