"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2018/215 E., 2019/305 K.
DAVA TARİHİ : 13.05.2014
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde Eylül 1999 tarihinden ... sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiği 02.05.2014 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin her ne kadar alt işveren Şirket işçisi olarak gösterilmiş ise de gerçekte davalı işveren işçisi olduğunu, asgari ücret ile çalıştığını, ek olarak yemek ve yol ücreti aldığını, ... 1. ... Mahkemesinin 2011/844 Esas sayılı dosyası ile ilave tediye ücret alacağına ilişkin açmış olduğu davasının lehine sonuçlandığını, müvekkilinin işyerinde fazla çalışmalarının olduğunu, ancak karşılıklarının ödenmediğini, buna ilişkin nöbet çizelgelerinin işverende mevcut olduğunu, dinî ve millî bayramlar ile diğer genel tatil günlerinde de nöbetine denk geldiğinde çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile ilave tediye, yol ücreti, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde ve husumet itirazında bulunarak, işlerin hizmet alımı suretiyle gördürülmesinde yasal engel bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin ....04.2015 tarihli ve 2014/398 Esas, 2015/229 Karar sayılı kararı ile davalı işveren ile hizmet alım ihalesi yapılan şirketler arasında muvazaalı ... ilişkisi bulunduğunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.03.2018 tarihli ve 2017/11423 Esas, 2018/7093 Karar sayılı kararıyla muvazaanın kabulü ile hüküm kurulmuş ise de her hizmet alım sözleşmesinin kendi şartları dâhilinde değerlendirilmesi gerektiği, muvazaa yönünden yapılan araştırma yetersiz olduğundan ilave tediye alacağına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek yapılan araştırma sonucunda davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve davacının ilave tediye ücreti talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkemenin bozulan kararında yol ücreti dışındaki taleplerin kabulüne karar verildiğini, bozma kararı muvazaa talebine ve ilave tediye alacağına yönelik olduğu hâlde tüm taleplerin reddinin hatalı olduğunu, muvazaaya dayanmasa bile ilave tediye dışındaki alacaklardan asıl işverenin sorumlu olduğunu ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının bozma dışında kalan talepleri yönünden nasıl bir hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 297 inci, 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin altıncı fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi.
2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2. Dairemizin bozma ilâmında, muvazaa talebine dayalı olan ilave tediye alacağı yönünden hükmün bozulduğu anlaşılmaktadır. Bozma sonrası alınan raporda davalı ile alt işveren şirket arasında muvazaa bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkeme kararında, davacının bozma kapsamı dışında kalan ve muvazaa iddiasına dayanmayan ilave tediye alacağı dışındaki taleplerinin hangi sebeple reddedildiğine dair gerekçe bulunmamaktadır.
3. Yargıtayca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkarak hukuki geçerliliğini yitirir. Bozma kararından sonra da Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011 tarihli ve 2011/20-607 Esas, 2011/ 604 Karar sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 10.10.2012 tarihli ve 2012/9-851 Esas, 2012/705 Karar sayılı kararlarında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
4. Yukarıda yapılan açıklamalara göre muvazaa iddiasına dayalı ilave tediye alacağı dışındaki alacak talepleri bozma dışı kalmış olmakla; bu alacaklar yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmadan davanın tamamen reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.