"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2021/150 E., 2022/384 K.
DAVA TARİHİ : 22.07.2015
KARAR : Asıl davanın reddi, birleşen davaların kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/363 E., 2021/218 K.
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2016/671 E., 2016/536 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili davalı ... AŞ’ye (...) karşı açtığı asıl davada; müvekkilinin davalı asıl işveren ...'ın ... Termik Santrali işyerinde 1997 yılında işe girdiğini, ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tarihe kadar değişen alt işverenlerde ara vermeden santral görevlisi olarak çalıştığını, 2014 yılında ... Termik Santralinin özelleştirilmesi nedeniyle ... Elektrik Üretim AŞ’nin (... AŞ) alt işverenler ile olan sözleşmesini süresi dolmadan feshettiğini, alt işverenlerin de kendi sözleşmelerinin feshedilmesi sonucu işçilerin ... sözleşmelerini haksız olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı alacaklarını talep etmiştir.
2. Davacı vekil davalı ...’a karşı açtığı birleşen 2016/671 Esas sayılı davada; davacının çalıştığı alt işveren şirketler ile davalı ... arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, davacının muvazaalı sözleşmeler kapsamında davalının asıl işlerinde çalıştırıldığını ileri sürerek ücret farkı alacağı, ilave tediye alacağını talep etmiştir.
3. Davacı vekil davalılar ... ve ... AŞ’ye karşı açtığı birleşen 2019/363 Esas sayılı davada; davacının 1997-24.02.2016 tarihleri arasında geçen çalışmalarına karşılık olarak kıdem tazminatının davalılardan müşterek müteselsilen, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının sadece davalı ... AŞ'den tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili Şirketin, ... Termik Santrali, özelleştirme suretiyle varlık satışı sözleşmesi ile devaraldığı 22.12.2014 tarihinden önceki döneme ilişkin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, devir tarihinden önce davalı Kurum tarafından gerçekleştirilen uygulamalardan müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının ... sözleşmesinin özelleştirme nedeni ile sonlandırıldığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.....2017 tarihli ve 2015/778 Esas, 2017/523 Karar sayılı kararıyla; davacının işe girdiği tarihten itibaren temizlik işçisi olarak çalıştığı, 2014 yılındaki özelleştirmeden sonra işyerini devralan ... AŞ'de yeni alt işveren bünyesinde hiç ara vermeden çalışmaya devam ettiği, davacının yapılan özelleştirmeden etkilenmeksizin aynı işyerinde yine temizlik görevlisi olarak çalışmaya devam ettiği, çıkışının verildiği 12.01.2015 tarihinden iki gün sonra yani 14.01.2015 tarihinde yeni alt işveren Ayşe Ataman Şirketi tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına işe girişinin yapıldığı, işyeri devri yapıldığı, talep edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakların feshe bağlı haklardan olduğu, bu talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davalı asıl işveren ...'ın 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (4628 sayılı Kanun) 15 nci maddesindeki imtiyazdan yararlandığı, asıl işin tamamı ya da bir kısmını herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verebileceği, dosya kapsamına göre taşeronların maddi ve ekonomik bağımsızlığı olan ayrı bir işletme oldukları, sözleşmenin işçi temini niteliğinde olmadığı, diğer muvazaa kriterlerinden hiçbirinin de somut olayda gerçekleşmemiş olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 29.12.2017 tarihli ve 2017/4686 Esas, 2017/3759 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 12.01.2021 tarihli ve 2020/3468 Esas, 2021/488 Karar sayılı ilâmıyla; 4628 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinin gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlediği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) ise bu hükmü yürürlükten kaldırdığı ve Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceğinin öngörüldüğü, ihale sözleşmelerinin tarihlerine göre 4628 sayılı Kanun döneminde ise verilmesi gerekli ve üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri ya da 6446 sayılı Kanun döneminde ise Kurul tarafından belirlenen işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, alt işverenlik sözleşmeleri kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise bu sözleşmelerin geçerli olacağı, verilen işin yardımcı ... niteliğinde olduğu ya da 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen ... kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak şimdiki gibi hüküm kurulması; 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun'un hukuki çervesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen ... dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise ilave tediye ve ücret farkına ilişkin alacakları hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının işe girdiği tarihten itibaren nitelikli temizlik işçisi olarak çalıştığı, 2014 yılındaki özelleştirmeden sonra da ara vermeden işyerini devralan ... AŞ işyerinde yeni alt işveren bünyesinde çalışmaya devam ettiği, davacının sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin kayıt sunulmadığı, asıl dava ile talep edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakların feshe bağlı haklardan olduğu ve talep etme koşullarının oluşmadığı, davalı ... ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan yüklenici firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulü gerektiği, Yargıtay bozma ilâmından sonra davalı ...'ın müzekkere cevabında davacının herhangi bir sendikaya üyeliği bulunmadığı, işyerinde sendikasız kadrolu işçi çalışmadığı, davacının ücretinin asgari ücretin %20 fazlası olarak belirlendiğinin bildirildiği, davacının belirlenen ücretine göre bilirkişi raporunda tespit edilen ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alındığı, bu alacakların zamanaşımına uğramadığı, faiz başlangıç tarihleri yönünden bozma yapılmadığından faiz başlangıç tarihleri yönünden değişiklik yapılmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi.
2. 31.03.2011 tarihinde kabul edilip 14.04.2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 30 uncu maddesi gereğince 6100 sayılı Kanun'a eklenen geçici 3 üncü maddenin birinci fıkrası şöyledir;
“Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.”
3. 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği üzere 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2 nci maddeleri uyarınca kurulan ve yargı çevreleri belirlenen bölge adliye mahkemelerinin, 20.07.2016 tarihi itibarıyla tüm yurtta göreve başlaması nedeniyle bu tarih ve sonrasında verilen ilk derece mahkemesi kararları hakkında 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması olanağı kalmamıştır.
2. Değerlendirme
1.Somut uyuşmazlıkta davacının; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsili talebiyle ... ve ... AŞ'ye karşı açtığı 2019/363 Esas sayılı dava, asıl dava dosyası ile birleştirilerek hüküm kurulmuştur. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi üzerine bozulan dava dosyasında, davalı sadece ... iken birleşen 2019/363 Esas sayılı dava dosyasında, ... yanında ... AŞ'ye de husumet yöneltilmiştir.
2. Asıl davada davacı taraf, ... sözleşmesinin 12.01.2015 tarihinde feshedildiği iddiasıyla feshe bağlı alacaklarını talep etmiş; sözü edilen birleşen davada ise ... sözleşmesinin 20.04.2016 tarihinde feshedildiği ve işe iade davası açtığını belirterek alacak talebinde bulunmuştur.
3. Dolayısıyla birleşen 2019/363 Esas sayılı davanın konusu ve davalıları farklı olduğundan bu dava, ek dava mahiyetinde olmayıp yeni bir davadır.
4. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (2) ve (3) numaralı paragraflarında açıklanan kanuni düzenlemeler de dikkate alındığında; birleşen 2019/363 Esas sayılı davanın 26.07.2019 tarihinde açıldığı, karar tarihi itibarıyla istinaf yoluna tâbi olduğu ve kanun yolu incelemesinin bölge adliye mahkemesince yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
5. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince, birleşen 2019/363 Esas sayılı dava dosyası işbu davadan tefrik edilmelidir. Kanun yolları farklı olan davaların birleştirilerek görülmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.