Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18716 E. 2023/1516 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverenden, ücretinin tespiti, fazla mesai, ... kıyafeti için yapılan kesintiler ve diğer işçilik alacakları talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dosyadaki deliller ve tanık beyanları ışığında, davacının ücretinin doğru hesaplandığı, fazla mesai alacağına hak kazanmadığı, ... kıyafeti için yapılan kesintilerin ücret bordroları ve banka kayıtlarıyla doğrulanamadığı ve diğer işçilik alacaklarının ödendiğine dair yeterli kanıt bulunduğu gerekçesiyle davacının temyiz talebini reddederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2824 E., 2022/1765 K.

DAVA TARİHİ : 24.07.2017

KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 27. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/334 E., 2019/259 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 9.213,38 TL olup bu miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirkette 12.04.2015 - ....07.2017 tarihleri arasında vezne sorumlusu olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, feshe dayanak olarak gösterilen müvekkili hakkındaki devamsızlık tutanaklarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, asgari ücrete ilaveten prim sistemi ile ödenen aylık ücretinin asgari geçim indirimi dâhil net 1.850,00 TL olduğunu ve banka kanalı ile ödendiğini, ancak 2017 yılı Haziran ve Temmuz aylarına ait ücret alacaklarının ödenmediğini, davacının fazla çalışma yapmasına ve tatil günlerinde çalışmaya devam etmesine rağmen bu çalışmaları karşılıklarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, davacının ücretinden ... kıyafetleri için haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, ücretinden haksız yapılan kesintiler ile ödenmeyen aylık ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili Şirkette 12.04.2015 tarihinde göreve başlayan davacının ... sözleşmesinin devamsızlık yapması nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, ücrete yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki hak ettiği tüm ücret alacaklarının eksiksiz bir şekilde bordro içerikleri ile uyumlu olarak banka hesabına ödendiğini, davalı işyerinde yasal çalışma saatleri içerisinde çalışılmış olduğundan fazla çalışma yapılmadığını ve genel tatil alacağının da bulunmadığını, tüm izinlerini eksiksiz olarak kullandığını, ücretinden her ne ad altında olursa olsun herhangi bir kesinti yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... sözleşmesinin tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde sona erdirildiği noktasında ispat külfetinin davalı işverende olduğu, davalı işveren tarafından her ne kadar davacının ... sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle feshedildiği iddia edilmiş ise de dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında, davalı tarafın devamsızlık olgusunu ispatlayamadığı, fazla çalışma yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı, ek raporda tespit edilen ücreti üzerinden bordrolarda yer alan veriler ışığında ödenen tutarların mahsubu yoluyla belirlenen genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alındığı, yıllık izin alacağı bakımıından da Mahkemece itibar edilen ücret tespitine göre hesaplanan bu alacak talebinin de kabul edildiği, davacı tanıkları elbise ücreti adı altında ücretlerinden kesinti yapıldığını teyit etmiş olduklarından ve davacıya ait ücret bordrolarının incelenmesinde bazı aylarda davacının ücretinden "avans" açıklaması ile kesinti yapıldığı tespit edilmiş olduğundan, bu alacak talebinin de kabul edildiği, ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığının ortaya çıkması, ayrıca haksız kesilen ücret alacağı talebinin de ispatlanamamış olması nedeniyle bu taleplerin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulün karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin ücretinin hatalı tespit edildiğini, davalının sunmuş olduğu imzasız ücret bordroların davalı lehine değerlendirilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma yapmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmamasına karşın ücret tespit edilen kısımda bordrodaki ödemelerin fazla çalışma olarak kabul edildiğini, ücretin buna göre belirlendiğini, ancak ücret bordroları incelendiğinde davacıya her ay belirli miktarlarda fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirildiğini, ancak davalının bordro hilesi yaparak davacının temel ücretinin bir kısmını fazla çalışma tahakkuku olarak gösterdiğini, davalının cevap dilekçesinde davacının fazla çalışma yapmadığını savunduğu hâlde bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirilmiş olması nedeniyle kendisi ile açıkça çelişkiye düştüğünü ve savunmalarına itibar edilemeyeceğini, davacının asgari geçim indirimi dâhil 1.850,00 TL net ücret aldığını, yıllık izin ücretinin eksik tespit edildiğini, bakiye yıllık izin alacağının ücret bordrosunda 888,72 TL olarak tahakkuk edildiğinin tespit edilmesine rağmen ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmediğini, dava açıldıktan sonra ödeme yapıldığı için işleyen faiz talebinin devam etmesi gerektiğini, dava açıldıktan sonra yapılan ödemeler için faiz yürütülmesi gerektiğini, davacının tüm resmî ve dinî bayramlarda çalıştığını, ancak karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, buna rağmen bordrolarda ödenmiş gibi gösterildiğini, ... esnasında giymiş olduğu kıyafetlerin davacının ücretinden kesildiğini ya da çalışanlara bir bedel karşılığında satıldığını, bu kıyafetlerin davacıya iadesi gerektiğini, ücret bordrolarında bazı aylarda davacının ücretinden avans açıklaması ile kesintiler tespit edilerek banka kayıtları ile karşılaştırıldığını, avansın ücretin bir kısmını oluşturduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak tüm talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvurusunda, davacının ... sözleşmesinin devamsızlık yapması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini ve bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davanın kısmi dava niteliğinde olduğunu, ıslah ile artırılan kısım yönünden ıslah harcının yatırıldığı tarih itibari ile temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin göz ardı edilerek faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının genel tatil ücreti alacağının bulunmadığını ve hak ettiği işçilik alacaklarının davacıya ödendiğini, yıllık izinlerinin kullandırıldığını, bakiye yıllık iznine ilişkin ücretinin ise ... sözleşmesinin sonlanmasından sonra kendisine ödendiğini, davacının iddia ettiği gibi elbise ücreti alacağının bulunmadığını, elbise kesintisi yapıldığına dair iddiaların doğru olmadığını, bu yönde kesinti yapılmadığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafın, davacının vardiyalı çalıştığı ve fazla çalışması bulunmadığı şeklindeki savunmasına karşın dosyaya sunulan ücret bordrolarında her ay belli tutarda fazla çalışma tahakkukları yapılmış olması da göz önüne alındığında, fazla çalışma tahakkuklarının ücretin bir parçası olduğu, Mahkemenin ücret kabulü yönündeki tespit ve değerlendirmelerinin dosya içeriğine uygun olduğu, dava dilekçesinde talebin de bu şekilde olduğu, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, dosya kapsamında, davacının hizmet süresine göre hak ettiği yıllık izin süresinden (28 gün) bakiye 12 gün yıllık izinin kaldığı ve dosyada bulunan 2017 yılı Temmuz ayı bordrosunda yıllık izin ücreti olarak 888,72 TL tahakkuk yapıldığı, hükme esas bilirkişi raporunda brüt ücret üzerinden yapılan hesaplamada tahakkuk edilen brüt tutarın mahsubu ile davacının bakiye yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı, davacı vekili, tahakkuk edilen miktarın ödenip ödenmediğinin incelenmediğini ileri sürmüşse de dosyada bulanan banka kayıtlarında 2017 yılı Temmuz ayı yıllık izin ödemesi açıklaması ile söz konun tahakkuk ettirilen miktarın net tutarının 635,37 TL olarak ödenmiş olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu, dosyaya sunulan ücret bordrolarında genel tatil içeren tüm aylarda değişen tutarlarda ... bayram ve genel tatil ücreti tahakkukları bulunduğu, hükme esas bilirkişi raporunda davacının tespit edilen ücretine göre yapılan hesaplamadan ödenen tutarların mahsubu ile yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu, davacı ve davalı vekillerinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı; davalı taraf davacının ... sözleşmesinin sebepsiz devamsızlık yapması nedeni ile feshedildiğini ileri sürmüşse de davacı tanık anlatımlarında davacının çocuğunun olması ve rahatsızlığı nedeni ile izin kullanmak istediği ve kendisine izin verilmeyerek davalı işveren tarafından işten çıkarıldığının belirtildiği, davacının iddiasının tanık anlatımları ile doğrulandığı, davalı işveren tarafından daha sonra her zaman tutulması mümkün devamsızlık tutanaklarına itibar edilemeyeceği gibi hukuki sonuç da doğurmayacağı, davalı işveren tarafından davacının ... sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı, kıdem tazminatına ... sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, davacı tanık anlatımlarında, davalı Şirket tarafından senede bir kez elbise alındığı ve ücretlerinden kesildiği, avans almış gibi gösterildiği ve avans adı altında kesildiği ifade edilmişse de dosyada yer alan ücret bordroları ve banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede bordroda avans kesintisi olarak gösterilen miktarların banka kayıtlarında ödemesinin de yapıldığı, davacının ücretinden elbise ödeme kesintisi yapıldığının somut olarak ortaya konmadığı, davacının bu iddiasının ispatlayamadığı belirtilerek bu yönden davacı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı ancak davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bu yönden kaldırılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen nedenle kabulü ile elbise ücreti alacağı talebinin reddine karar verilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve davalının istinaf başvurusu üzerine verilen kaldırma kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının ücretinden ... kıyafetleri için yapılan kesintiler nedeniyle alacaklı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin bu konudaki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacının ... esnasında giymiş olduğu kıyafet için davacı ücretinden kesinti yapıldığını ya da ... kıyafetlerinin çalışanlara satıldığını, bu kıyafet ... sırasında giyilmiş olduğundan müvekkiline iadesi gerektiğini, bunu kesinti olarak görmenin hatalı olduğu gibi kesinti olduğu iddia edilen miktarın tam olarak ödendiğini iddia etmenin de abesle iştigal olduğunu, zira ücretten kesilmek ya da satın almak suretiyle ücretlerinin çalışanlardan tahsil edildiğinin aşikar olduğunu, yargılama aşamasında dinlenen tanıkların elbise ücretinin ücretten kesinti yapılmak suretiyle alındığını doğruladığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti, fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı, ücretinden ... kıyafeti için kesinti yapılıp yapılmadığı ve hüküm altına alınan alacakların hesaplanması konularına ilişkindir

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 41 ve 63 üncü maddeleri ile ilgili diğer hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

....02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.