"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1324 E., 2022/3762 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 32. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/509 E., 2021/158 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Şirketin Kazakistan'da üstlenmiş olduğu projesinde çalıştığını, ilk çalışmasında 19.08.2013-15.01.2015 tarihleri arasında saha ustası olarak çalıştığını, ücretinin 1.200,00 USD olduğunu, 08.00-18.00 saatleri arasında mesai yaptığını, haftanın dört günü 08.00 ile 22.00 arası çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davacının davalı Şirket ile ... bitimine kadar çalışma üzere anlaştığını ancak ... sözleşmesinin proje bitmeden önce sonlandırıldığını, ihbar tazminatının ödenmediğini, ikinci çalışmasında davacının 31.08.2016 tarihinde Kazakistan'a gittiğini, 31.10.2017 tarihine kadar inşaatta saha ustası olarak çalıştığını, ücretinin 1.250,00 USD olduğunu, haftanın 7 günü 08.00-22.00 saatleri arasında hafta tatilleri ile ... bayram ve genel tatil günleri dâhil olmak üzere çalıştığını iddia ederek; kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, alacakların belirlenebilir nitelikte olduğunu, belirlenebilir alacaklar için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının yurt dışında geçtiğini iddia ettiği hizmet sürelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurularak tespit edilebileceğini, davacı ile Şirket arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yurt dışında çalıştığının yurda giriş çıkış kayıtları ile sabit olduğu, Astana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği tarafından davacının ... Bünyesinde çalıştığına ilişkin resmî yazının mevcut olduğu, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu internet sitesi çıktısında; ... Grup Şirketlerinden ... tarafından Astana Kazakistan Milli Müzesi İnşaat işinin yapıldığının ve ... Expo 2017 Fuar işinde ... Şirketinin %50 ortak olduğunun anlaşıldığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatını hak ettiği, davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak ıslah zamanaşımına uğramayan fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediğini, gerekçeli kararın eksik şekilde düzenlendiğini, yetki itirazının değerlendirilmediğini, davacı tarafından gerçekleştirilen çalışmaların Kazakistan’da olduğu beyan edilmiş olduğundan, ... mahkemelerinin yargı hakkının bulunup bulunmadığı yönünde öncelikle inceleme yapılması; yargı yetkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılması hâlinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile Şirket arasında herhangi bir ... ilişkisi yahut da benzeri bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının davalı ile yaptığı SGK tarafından onaylanmış bir yurt dışı ... sözleşmesi bulunmadığını, Mahkemenin gerekçesinde davacının ... bünyesinde çalıştığının tespit edildiğini, ... firmasının davacının çalıştığı işyerinde %50 ortak olduğunun anlaşıldığını, "... ... " isimli firmanın davalı Şirket ile bağlantısı bulunmadığını, davacının Şirket ile yaptığı bir yurt dışı ... sözleşmesi olmadığını, Şirketçe haricen yapılan incelemelerde davacının resmî olarak çalışma yaptığı belirtilen ... firmasına ilişkin birtakım bilgi ve belgelere ulaşıldığını, ... firmasının 10.07.2007 tarihinde Kazakistan kanunlarına göre kurulmuş, "diğer meslek gruplarına dâhil olmayan, özel diğer hizmetler" faaliyetinde bulunan bir Kazak firması olduğunu, ilgili firmanın pay dağılımlarının ... ... %49, ... %51 şeklinde olduğunu, ... ... ’un Kazakistan vatandaşı olan ...'ye ait Kazak firması olup, davalı şirket ... İnşaat San. ve Tic. AŞ'nin tüzel kişiliğinin adı geçen "... " firmasında hâlihazırda herhangi bir payı bulunmadığını, davacının kayıtlı çalışması ve ...-Kur nezdinde yurt dışı çalışması için akdedilmiş ... sözleşmesi bulunmadığı da dikkate alındığında davacının işçilik alacağı yönünde talepte bulunmasına olanak bulunmadığını, davacıya ait bilgi ve belgelerin işvereni Şirketten getirtilmemesinin hatalı olduğunu, hesaplamanın USD olarak yapılmasının mevzuata aykırı olduğunu, davacının yurda giriş çıkış belgeleri ve tanık ifadeleri değerlendirilerek hizmet süresi belirlenmişse de faraziyeye dayanılan hizmet süresinin kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ücreti belirlnirken taleple bağlılık ilkesinin aşıldığını ücretin ve giydirilmiş üretin hatalı belirlenmesi neticesinde yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davacı tanıklarına Kazakistanın tatil günlerinde çalışma yapılıp yapılmadığının da sorulması gerekirken eksik inceleme neticesinde yapılan hesaplamaların kabul edilemeyeceğini, ilgili alacaklara %50 veya üzerinde bir oranda hakkaniyet indirimi uygulanması gerektiğini, davacı tarafın ıslah dilekçesinde faiz talep etmediğini, ıslahla arttırılan miktara faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen çalışma dönemini teyit eden yurda giriş çıkış kayıtları nazara alınarak çalışma süresinin tespit edilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, davalı Şirketin yurt dışında tüzel kişilik kazanmış olan ... Şirketi ile aralarında fiili ve organik bağ bulunduğu, Astana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği kayıtları uyarınca yurt dışında kurulu bulunan Şirket ile organik bağ içerisinde olan davalı Şirketin davacının alacağından sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmadığı, ... mahkemelerinin yargı yetkisi hususunda ileri sürülen istinaf talebinin de kamu düzeni nedeniyle yerinde olmadığı, davacının çalışma döneminde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlükte bulunduğundan ücretin brütleştirilmesinde %5 prim eklenmesinde, son net ücretin ve giydirilmiş brüt ücretin tayininde hata bulunmadığı, davacının yurt dışında geçen çalışmasının şantiye ortamında geçmesi, çalışma saatlerini gösterir çizelgelerin bulunmaması nedeniyle tanık anlatımları ile yapıldığı ispatlanan fazla çalışma, ... bayram genel tatil ve hafta tatili ücretine hak kazandığının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep konusu alacaklar yönünden faiz istenildiği, ıslah dilekçesi ile arttırılan miktara faiz işletilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dava türü, yargı yetkisi, davacının talep ettiği tazminat ve işçilik alacaklarının ispatı ve hesaplanması, davalıların dava konusu taleplerden sorumlu olup olmadığı ve davacının ücret miktarı, hizmet süresinin tespiti, faiz noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2, 25, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı ilâmında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:
"...
Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, ... başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.
Şirketler arasında ortakların akraba olması ... başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, ... Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – ... Nisan 2019), ... İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, ... 2019, s. 20).
Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve ... bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle ... yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde ... bir şirketle ... yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp ... alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. Grup şirketleri veya holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Sadece şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarından aralarında bağlantı bulunan işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmalar için sadece bir şirketin sorumluluğunun yeterli görülmesi mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki aynı gruba ait olan Şirketlerin aralarında organik bağ bulunması olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında, kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabında, hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, ... sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
3. Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.
4. ... uyruklu kişilerin yabancı ülkelerde o ülke vatandaşları ya da şirketleriyle birlikte kurdukları şirketler aracılığıyla aldıkları işler kapsamında çalıştırdıkları ... işçilerinin alacaklarından yabancı kişinin şirketteki pay durumuna göre ... firmasının sorumluluğunun irdelenmesi gerekir. Yabancı kişinin ortaklığı; gerçek bir ortaklık olmayıp o ülkede ... yapabilmek amacıyla salt bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret ise işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu durumda ... firmasının sorumluluğu söz konusu olur.
5. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davalı Şirketi ile ... Şirketi arasında organik bağ olduğundan hareketle davalı Şirketin sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır.
6. Davacı çalışmasının birinci döneminde (2013-2015) Kazakistan Astanadaki Milli Müze projesi, çalışmasının ikinci döneminde ise (2016-2017) Astana Expo 2017 projesi inşaatlarında saha ustası olarak davalı işyerinde çalıştığını iddia etmiştir. Davalı ise davacının işvereninin kendileri olmadığını savunmuştur.
7. Davacı tanığı S.A; kendisinin davalı Şirkette formen olduğunu, davacıyı Kazakistan ülkesine Astana'ya altyapı işlerinde çalıştırmak üzere kendisiyle birlikte götürdüğünü davacıyla birlikte bir seneden fazla çalıştıklarını, davacıyı ... bitimi nedeniyle işten çıkardıklarını, daha sonra aynı Şirketin 2017 yılında başka bir işi kendisine verdiğini, formen olduğu için yine davacıyı alarak Astana'ya çalışmaya götürdüğünü, aynı Şirket bünyesinde EXPO 2017 projesinde yaklaşık 14 ay kadar çalıştıklarını ... bitimi nedeni ile davacının işine son verildiğini beyan etmiştir. Davacı tanığı R.E ise Astana Müzesine işe girdiğinde davacının orada çalışmakta olduğunu, 2014 yılında işin bitmesinden dolayı çıkışının verildiğini, davacının ise kendinden bir ay önce çıkışının verildiğini, daha sonra davacı ile birlikte EXPO 2017 projesinde Ağustos ayının 2016 yılında birlikte çalıştırıldıklarını beyan etmiştir.
8. Astana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliğince verilen hizmet belgesinde davacının 09.10.2013-....09.2014, 30.09.2014-15.01.2015, 21.01.2017-30.10.2017 tarihlerinde ... isimli işyerinde çalıştığının bildirildiği görülmüştür.
9. Banka kayıtlarında yapılan incelemede ücret ödemelerine ilişkin açıklamalarda ... yazılı olduğu görülmüştür. Davacı dava dilekçesinde bu firmanın mali hesapları, para işlerini yürütmek için kurulmuş yurt dışı menşeli bir Şirket olduğunu iddia etmiştir.
10. Davalı ihbar dilekçesi ekinde dava dışı ... ve ... roy Şirketlerine ait birtakım belgeler sunmuş ise de Mahkemelerce bu belgeler değerlendirilmemiştir. Astana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliğince verilen hizmet belgesine göre davacının çalışmış olduğu ... adlı Şirketin, ücret ödemelerini yapan ... adlı Firmanın ve davalı Şirketin ortaklarını gösterir ticaret sicil kayıtları ile Kazakistan Astanadaki Milli Müze ve Astana Expo 2017 inşaat projelerinin hangi şirketler tarafından üstlenildiğine dair kayıtlar ilgili makamlardan getirtilmemiştir.
11. Davalı dava konusu alacaklardan sorumlu tutulmuş ise de yapılan inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda açıklanan ilkeler doğrultunda davacının iddiası değerlendirilip (10) numaralı paragrafta belirtilen eksikler giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir.
12. Kabule göre de; davalı cevap dilekçesinde davacının işvereninin tespiti ve davacıya ait işveren kayıtlarını talep etmiş ise de bu kayıtlar hizmet belgesine göre işveren görünen Şirketten istenmemiştir. Mahkemece deliller tam olarak toplanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.