Logo

9. Hukuk Dairesi2022/3001 E. 2022/4328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının davalı ile yaptığı ardışık belirli süreli iş sözleşmelerinin zincirleme sözleşme sayılıp sayılamayacağı ve bu durumun iş sözleşmesinin belirsiz süreli olup olmadığına etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının davalı ile yaptığı birden fazla belirli süreli iş sözleşmeleri arasında kısa süreli aralıklar olması ve bir sözleşmenin bitiminden önce bir diğerinin yapılmış olması, davalı tarafından bu sözleşmelerin zincirleme yapılması için esaslı bir neden sunulamaması ve Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca sözleşme yapma hakkının kötüye kullanılmaması ilkesi gözetilerek, belirli süreli sözleşmelerin zincirleme olarak yapıldığının ve iş ilişkisinin belirsiz süreli olduğunun kabulüyle, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... Anadolu 8. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle, davacının, davalıya ait aynı gemide, 04.12.2012 - 20.11.2017 tarihleri arasında, toplam sekiz adet belirli süreli sözleşme ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Sözleşmeler arasında ortalama iki aylık süreler bulunmakta olup, davacının bu ara verilen süreler içinde başka bir işveren nezdinde çalışması bulunmamaktadır. Yine dosya kapsamına göre bir sözleşmenin bitiminden önce diğer bir sözleşmenin yapıldığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda belirli süreli sözleşmelerin zincirleme olarak yapıldığının kabulü dosya içeriğine uygun düşmektedir. Deniz İş Kanunu'nda her ne kadar zincirleme sözleşmeleri sınırlayan bir düzenleme bulunmamakta ise de genel kanun niteliğindeki Borçlar Kanunu'nun 432/2 fıkrasına göre belirli süreli sözleşmelerin zincirleme olarak yapılması esaslı nedenin varlığına bağlıdır. Medeni Kanunun 2. maddesi uyarınca da zincirleme belirli süreli sözleşme yapma hakkının kötüye kullanılmaması gerekir. Dosya kapsamına göre üst üste yapıldığı anlaşılan belirli süreli sözleşmelerin zincirleme yapılması için esaslı bir nedenin varlığı ortaya konulamadığından davacının belirsiz süreli sözleşme ile çalıştığının kabulü isabetli olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının ve davalının bu yöndeki istinaf talebini reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyla doğru olan kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesi uyarınca ilave bu gerekçe ile ONANMASINA, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.