Logo

9. Hukuk Dairesi2022/3460 E. 2022/3948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçilik alacakları davasında hükmedilen faizin başlangıç tarihi ve uygulanacak faiz oranının doğru belirlenip belirlenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işverenin iş sözleşmesinde ücretin ödeme tarihini, ikramiye ve ilave tediyenin ödeme zamanını açıkça belirtmemesi ve davacının da davalıyı daha önce temerrüde düşürmediğini ispatlayamaması nedeniyle, ücret, ikramiye ve ilave tediye farklarına, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 28. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ücret farkı alacağı yönünden her ayın 16’ıncı günü itibariyle temerrüdün meydana geldiği kabulüyle faize hükmedilmiş ise de, davacı işçinin ücretinin düzenlendiği 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde açıkça bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü de ispat edilememiştir. Bu durumda davalının dava konusu fark ücrete ilişkin alacak talebinden, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3/1 maddesi düzenlemesiyle işçi alacağına ilişkin davalarda dava şartı olarak getirilen arabuluculuk görüşmeleri esnasında haberdar olduğu, davacı ve davalı vekillerinin toplantıya katılarak 30/12/2020 tarihli arabuluculuk son tutanağını imza altına aldıkları anlaşılmakla, bu alacağa arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 30.12.2020 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmekte iken, yazılı şekilde verilen karar hatalı olmuştur.

Yine, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23. madde kapsamında kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup, burada söz konusu edilen Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye farkı alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da hatalıdır. Ayrıca söz konusu Toplu İş Sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir" denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dolayısıyla, ikramiye farkı talebi bakımından da daha önce temerrüdün gerçekleştiği ispat edilemediğinden, arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekmektedir.

İlave tediye alacağının ödeme zamanı ise 6772 sayılı Kanunun 4. maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmekte olup ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu değildir. Bu nedenle söz konusu alacak bakımından daha önce temerrüt gerçekleştiği ispat edilemediğinden faize hükmedilirken arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınmalıdır.

Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

SONUÇ:

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

Yukarıda yazılı sebeplerden, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki dava konusu alacaklara ilişkin “1,2 ve 3” numaralı bentleri hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine.

“1- Brüt 15.417,39 TL ücret farkının arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2- Brüt 480,46 TL ikramiye farkı alacağının arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere bankalarca uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3- Brüt 2.045,70 TL ilave tediye ücretinin arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” bendlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.