Logo

9. Hukuk Dairesi2022/4861 E. 2022/5916 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden hesaplanması gereken ücretinin eksik ödendiği iddiasıyla açılan alacak davasında, faizin başlangıç tarihinin ne olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kendiliğinden temerrüt oluşturacak bir vade belirlenmemiş iş sözleşmelerinde, işçinin muaccel alacaklarını ihtarname ile işverene bildirmesiyle temerrüt oluşacağı, dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk sürecinde alacağın talep edilmiş olması nedeniyle davalı işverenin arabuluculuk son tutanağı tarihi itibarıyla temerrüde düşeceği gözetilerek, mahkeme kararının faize hükmedilen tarih yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 36. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının alt işveren işçisi olarak çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, geçiş sırasında imzalanan iş sözleşmesinde ücretin, asgari ücretin belirli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğinin açıkça kararlaştırıldığını, davalının 2019 yılındaki asgari ücret değişimini dikkate almadan önceki dönem ücretine %4 zam uygulaması sebebiyle ücretinin eksik ödendiğini, bu yapılan uygulamanın hukuka aykırı olduğunu iddia ederek fark ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sözleşmeler gereğince belirlenip ödendiğini, davacının haklarını eksiksiz olarak aldığını ve iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının ücretinin doğru tespit edildiğini ve yapılan uygulamanın yerinde olduğunu ve faize de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 34 ve 62 nci madde hükümleri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 696 sayılı KHK'nın 127 inci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) 23 üncü maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve davaya konu dönem itibarıyla zamanaşımına uğrayan alacak olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki (4) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı ile kadroya geçiş sonrasında imzalanan 02.04.2018 işe başlangıç tarihli iş sözleşmesinin "Ücret" başlıklı 7 nci maddesinde "... işçiye her ay asgari ücretin %42 fazlası üzerinden günlük ödeme yapılır." hükmü mevcut olmasına ve İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da %42 oranı dikkate alınarak hesaplamaların yapıldığının görülmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde, davacının ücretinin kadroya geçiş sırasında imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin %12 fazlası olduğunun belirtilmesi hatalı ise de bu hususun sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.

3. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemektedir. İş sözleşmesinin 7 nci maddesinde ise “... işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14 üncü günüdür.” düzenlemesi mevcuttur. Bu açıklamaya göre ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.

4. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde; dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla Mahkemece fark ücret alacağına ilişkin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken "... temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ..." denilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının faiz başlangıç tarihi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “... temerrüt tarihinden ...” ibaresinin çıkartılarak yerine “... arabuluculuk son tutanak tarihinden ... ” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.