Logo

9. Hukuk Dairesi2022/7263 E. 2023/4108 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ücret alacağına ilişkin davada, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuki yararının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücret miktarını bildiği ve dava konusu alacağını belirleyebilme imkânı bulunduğu, belirsiz alacak davası açılması için gerekli koşulların oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/184 E., 2022/701 K.

vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 23.07.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 43. ... Mahkemesi

SAYISI : 2020/766 E., 2020/981 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesinin 22.10.2020 tarihli celsesinde verilen ara karar uyarınca davaların tefrikine karar verilmiş olup sadece ücret alacağına ilişkin olmak üzere tefrik edilen bu dosyada davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili İlk Derece Mahkemesinin 2020/542 Esas numaralı dava dosyasından tefrik edilen işbu davaya ilişkin olarak dava dilekçesinde; müvekkilinin 07.07.2009-31.01.2020 tarihleri arasında jeofizik mühendisi olarak çalıştığını, ücretinin net 7.200,00 TL ve ek olarak asgari geçim indiriminden oluştuğunu; ancak çalışma karşılığı olan ücretin sismik primi gibi adlar altında gösterildiğini ve zaman içerisinde muvafakati olmadan bordrolarda düşürüldüğünü ve eksik ödendiğini ileri sürerek ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ücrete ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasındaki 07.09.2016 tarihli ... sözleşmesinde ücretin net 2.050,00 TL ve sahada çalışılan her gün için sismik primi adı altında net 69,05 TL ücret olacak şekilde kararlaştırıldığını, davacının 2019 yılı itibarıyla net ücretinin 3.150,00 TL, sahada ise çalıştığı her gün karşılığı sismik primi net 126,00 TL olduğunu, ücret bordrolarında usulsüzlük yapıldığı iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aldığı ücret miktarını dava dilekçesinde açıkça belirttiği, belirsiz alacak davasının istisnai olarak tanınmış bir dava türü olması dikkate alındığında dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının dava miktarını tam ve kesin bir şekilde belirleme imkânı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava miktarının davacı tarafça belirlenmesinde bir imkânsızlık bulunmadığı, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle ücret alacağına yönelik davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; bir alacağın belirsiz alacak olup olmadığının her olayın niteliğine ve her davanın özelliğine göre belirlenmesi gerektiğini, ücret hususunun taraflar arasında tartışmalı olduğunu, dosya kapsamında sunulan bordrolarda ücretin sürekli olarak farklı hesaplandığını, bazı dönemlerde sismik primi ve fazla çalışma adı altında ödeme yapıldığını, davacı işçinin bordro olmadan bu ödemenin ne kadarının fazla çalışma vs. olarak ödendiğini anlamasının ve fark ücret alacağı hesaplaması mümkün olmadığını, asıl davanın devam etmekte olduğunu ve o davada alınan tanık ifadelerinden de ücret hususunun tartışmalı olduğunun açıkça belli olduğunu, davalı cevabının dahi ücretin tartışmalı olduğunu, kısmi dava olarak hesaplanabilir olmaktan uzak olduğunu ve davacı tarafından talep sonucunu belirlemenin objektif olarak mümkün olmadığını gösterdiğini, önceki dönemler de değerlendirildiğinde işçinin ücretini tam olarak belirleyebilmesinin imkânsız olduğunu, salt dava dilekçesinde ücrete ilişkin iddia belirtildiği için alacağın belirsiz olmadığından söz edilemeyeceğini, huzurdaki davada ücret alacağı açısından objektif olarak davacıdan talep sonucunu belirmemenin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde davacının "7.200,00.-TL/NET+AGİ ücret" ile çalıştığının belirtildiği, bu kapsamda ücret miktarını bilmekte olan davacı tarafın dava konusu ücret alacağı talebini belirleyebilme imkânı bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince ücret alacağına ilişkin dava konusu miktarın belirlenmesinde bir imkânsızlık bulunmadığı, bu nedenle de davacının ücret alacağına ilişkin talebinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği yönündeki kabulün güncel Yargıtay içtihatlarına ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf başvurusunda belirttiği gerekçelere dayanmış olup söz konusu beyanlarına ek olarak; davanın 23.07.2020 tarihinde açıldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.11.2020 tarihli 2017/18493 Esas, 20202/15300 Karar sayılı kararında, “…Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 07.07.2020 ve 173 sayılı kararı ile aynı uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapmakla görevli 22. Hukuk Dairesi'nin kapatılması ve tüm işlerinin 9. Hukuk Dairesine devredildiği, ...dairenin yeni ilkelerinin hemen uygulamaya konulmasının, dairenin önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağı ilkelerinin ihlaline yol açacağı, bu sebeple, benimsenen yeni görüşün Yargıtay Kararları Dergisi ya da başkaca yollarla duyurulmasından itibaren makul bir süre sonra uygulamaya konulması, dairenin görüşüne güvenilerek açılan davalarda ise, önceki uygulamaya devam edilmesinin uygun görüldüğü…” hususunun açıkça belirtildiğini, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince ücret alacağına ilişkin davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesinin ve istinaf itirazlarının reddine dair karar verilmesinin dosya kapsamına, kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ücret alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesi, 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 115 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Dairemizin belirsiz alacak davasına yönelik ilkelerine açıkladığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.