Logo

9. Hukuk Dairesi2022/7325 E. 2022/14770 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı kurumla davalı sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı, sözleşme hükümlerinin uygulanma biçimi, faiz oranı ve dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinin art etkisi kapsamında ücret zammı talep edilemeyeceği, davacının sendika üyeliği ve dayanışma aidatı ödeme durumunun yeterince araştırılmadığı, faiz hesabının hatalı yapıldığı ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği hususları gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 32. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa ait ... İl Sağlık Müdürlüğü Lice 1 Nolu Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimliğinde 05.08.2011 tarihinden itibaren acil tıp teknisyeni olarak çalıştığını, ... Sağlık İşçileri Sendikası (Sağlık-...) üyesi olduğunu, üyesi olduğu Sağlık-... Sendikası ile davalı Bakanlığın üyesi olduğu ... Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (...) arasında 01.01.2013-31.12.2014, 01.01.2015-31.12.2016 ve 01.01.2017-31.12.2018 tarihleri arası yürürlük süreli toplu ... sözleşmelerinin imzalandığını, 01.01.2019 tarihinden sonrası için yeni toplu ... sözleşmesi görüşmeleri prosedürü devam ettiğinden önceki sözleşmenin mali hükümlerinin art etkisi ile dava tarihine kadar hesaplama yapılması gerektiğini, davacının 22.10.2011 tarihinde sendikaya üye olmasına ve işverene bildirilmesine rağmen toplu ... sözleşmesinin uygulanmadığını, emsal nitelikteki ... 2. ... Mahkemesinde açılan 2012/1354 Esas sayılı dosyasında görülen davanın Yargıtay aşamasında olduğunu, davacının temel ücretinin üyeliğinin bildirildiği 14.12.2011 tarihine göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek toplu ... sözleşmesi ücret zammı farkı, ikramiye, ilave tediye, yol parası, sosyal yardım, hizmet zammı, giyim yardımı, konut yardımı, yemek yardımı ve denge ödeneğinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, zamanaşımı def'i ve yetki itirazında bulunduklarını, alınan hizmet ile ilgili olarak İdarenin bağlantısının bulunmadığını, davanın muhataplarının aile hekimleri olduğunu, davacıya ücretlerinin toplu ... sözleşmesi kapsamında değil ... sözleşmesi kapsamında ödendiğini, davacının İdareden herhangi bir alacağının olmadığını, faiz türü ve faiz oranını da kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Kesinleşmiş mahkeme kararları da göz önünde bulundurularak davacının 4857 sayılı Iş Kanununa tabi işçi olduğu, üyelik tarihinden itibaren toplu ... sözleşmesinden yararlanması gerektiği, davacının sendikaya üye olduğu, davacının üyelik tarihi 22.10.2011 olduğu anlaşılmakla davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanacağı kanaatine varılmıştır.

Davacının SGK kayıtlarına göre 05.08.2011 tarihinde ... İl Sağlık Müdürlüğünden kuruma bildirildiği anlaşılmış olmakla dava tarihi itibari ile 21.10.2014 tarihi öncesi alacaklarının zamanaşımına uğradığı tespit edilerek hesaplamalar buna göre yapılmıştır. Davacı taraf ıslah dilekçesini zamanaşımına uğrayan alacaklarını hesap etmek suretiyle yaptığından ıslah dilekçesi kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.

..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının aile sağlığı hekimleriyle direkt sözleşme suretiyle istihdam olunduğunu ve Bakanlığın işveren olarak sorumlu tutulamayacağını, davacıya ücret ödemelerinin toplu ... sözleşmesine göre ödenmediğini, aile sağlığı elemanı ... sözleşmesine göre ücret ödemelerinin yapıldığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, kabul edilen faiz türü ve başlangıç tarihlerini kabul etmediklerini ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...

Davacı, Sağlık Bakanlığına bağlı Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimliğinde çalışmıştır. Davacı ile benzer durumda olan başka çalışan tarafından ... 2. ... Mahkemesinde açılan 2018/193 E sayılı dosyada verilen kabul kararının, temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 04/03/2019 tarih 2019/1387 E, 2019/4832 K sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olması ve benzer nitelikteki Yargıtay ilamları göz önünde bulundurulduğunda, davacının yaptığı işin niteliği ve tüm dosya kapsamına göre davalı Bakanlığın işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasında bir hata bulunmadığı, davacının sendika üyesi olduğu ve ... hükümlerinden faydalanması gerektiği, buna bağlı olarak fark işçilik alacaklarına ilişkin mahkeme kabulünün dosya içeriğine uygun olduğu, mahkemece uygulanan faiz türleri ve tarihlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının Sağlık-... Sendikası ile imzalanmış olan toplu ... sözleşmelerinden kaynaklanan işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı, 01.01.2019 tarihinden itibaren bu toplu ... sözleşmelerine göre hesaplama yapılıp yapılamayacağı, faiz ve dava şartına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) "Toplu ... sözleşmesinden yararlanma" kenar başlıklı 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"(1)Toplu ... sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.

(2) Toplu ... sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.

..."

3. 6356 sayılı Kanun'un "Toplu ... sözleşmesinin hükmü" kenar başlıklı 36 ncı maddesinin 2 nci fıkrası şöyledir:

"Sona eren toplu ... sözleşmesinin ... sözleşmesine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder."

4. 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası; "Toplu ... sözleşmesine dayanan eda davalarında, temerrüt tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır." şeklindedir.

5. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava dilekçesinde davacının temel ücretinin üyeliğinin bildirildiği 14.12.2011 tarihine göre ve o dönem toplu ... sözleşmesine göre hesaplanması gerektiği, bu yevmiyenin üzerine davalı ile Sağlık-... Sendikası arasında imzalanan 01.01.2013-31.12.2014, 01.01.2015-31.12.2016 ve 01.01.2017-31.12.2018 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiği ileri sürülerek, 01.01.2019 tarihinden sonraki dönem için ise toplu ... sözleşmesi prosedürü devam ettiğinden önceki toplu ... sözleşmesinin art etkisi ile dava tarihine kadar hesaplama yapılması talep edilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davacının talebi doğrultusunda ve davalının davaya karşı zamanaşımı def'i de nazara alınarak 21.10.2014 tarihinden dava tarihi olan 21.10.2019 tarihine kadar hesaplama yapılmıştır. Davacı vekili 02.07.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle davasını ıslah etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki miktarlar üzerinden hüküm kurulmuştur.

4. Toplu ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra, kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçiler için toplu ... sözleşmesinin ... sözleşmesini ilgilendiren hükümlerinin, yenisi yürürlüğe girene kadar devam edeceğine ilişkin yukarıda yer verilen 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesindeki kural, toplu ... sözleşmesinin “art etkisi” olarak ifade edilir. Bir toplu ... sözleşmesi hükmünün art etkisi nedeniyle ... sözleşmesi hükmü olarak uygulanmaya devam olunması sadece akçalı alacaklar bakımından (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye vs. gibi) mümkün olup ücret zammına ilişkin hükümler art etki kapsamında değildir.

5. Somut uyuşmazlıkta talep konusu olan ve davalı ... ile Sağlık-... Sendikası arasında imzalanan 01.01.2017-31.12.2018 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra ... Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (... Sağlık-...) ile 10.08.2020 tarihinde imzalanan 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi olan 21.10.2019 itibarıyla anılan toplu ... sözleşmesi henüz imzalanmadığından bu sözleşmeden doğacak alacaklar bakımından muacceliyet gerçekleşmemiştir. Kaldı ki dava dilekçesinde bu toplu ... sözleşmesine atıfla bir hak talebinde de bulunulmamıştır. Diğer yandan sona eren toplu ... sözleşmesi art etkisi kapsamında ücret zammı talep edilemeyeceğinden ücret zammı farkı ve ücret zammı farkından kaynaklanan fark alacaklara yönelik talebin reddi gerekir. Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin ıslah dilekçesine esas olan bilirkişi raporunda 01.01.2019-21.10.2019 arası ücret zammı farkı ve ücret zammı farkından kaynaklanan işçilik alacaklarının hesaplanması hatalıdır.

6. Diğer taraftan davacının 22.10.2011 tarihinde Sağlık-... Sendikasına üye olduğuna dair üye kayıt fişi dosya kapsamında mevcut ise de, uyuşmazlık konusu olan ve hesaplama yapılan tüm döneme ilişkin toplu ... sözleşmelerinin imza tarihinde sendika üyesi olup olmadığı, üye değilse dayanışma aidatı ödeyip ödemediği hususları bakımından yeterli araştırma yapılmamıştır. Buna göre mahkemece yapılacak ...; davacının uyuşmazlık döneminde Sağlık-... Sendikasına üye olup olmadığı, üye değilse uyuşmazlık konusu tüm dönemler için dayanışma aidatı ödeyip ödemediği hususlarının belirlenerek Sağlık-... Sendikası ile yapılan toplu ... sözleşmelerinden yararlanıp yararlanamayacağının netleştirilmesi ve davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacakları bakımından oluşacak sonuca göre karar verilmesidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.

7. 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından ödeme günü açıkça kararlaştırılmış olanlar bakımından belirlenen ödeme tarihi, ödeme günü tespit edilmemiş olanlar yönünden ise işverenin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmelidir. Toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacakların kararlaştırılan günde ödenmemesi hâlinde ayrıca bir temerrüt ihtarına gerek bulunmaksızın toplu ... sözleşmesi gereği doğrudan doğruya temerrüt oluşacaktır. Kanun'da sözü edilen faizin uygulanabilmesi için işçilik alacağının toplu ... sözleşmesinden doğmuş olması gerekir. İlave tediye alacağına ise 6772 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre ödeme zamanı taraflarca kararlaştırılmadığından ve alacak kanundan kaynaklandığından, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir.

Somut olayda, Kanun'dan kaynaklanan ilave tediye alacağı bakımından daha önce temerrüt gerçekleşmediğinden ancak arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken toplu ... sözleşmesindeki ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır. Ayrıca toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklar bakımından toplu ... sözleşmesindeki tarihler temerrüt tarihi olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de her bir alacak talebi yönünden ayrı ayrı toplu ... sözleşmesinde belirli ve kesin bir ödeme günü belirlenip belirlenmediği irdelenerek sonuca gidilmelidir.

8. Ayrıca somut olayda dava konusu işçilik alacaklarına ilişkin arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 14.10.2019 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamalar dava tarihi olan 21.10.2019 tarihi nazara alınarak yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.