"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.03.1999 - 29.02.2016 tarihleri arasında davalı bünyesinde muhabir ve istihbarat şefi olarak çalıştığını, müvekkilinin çalışma dönemi boyunca günde 6 saat fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatillerde de çalıştığını iddia ederek fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücretinin %5 fazlalığı, ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretinin %5 fazlalığı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili bünyesinde 08.09.2000-29.02.2016 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ... sözleşmesinin feshinden sonra hak ve alacaklarının banka kanalıyla ödendiğini, davacının müvekkili Şirketi ibra ettiğini, davacının imzalamış olduğu sözleşme uyarınca fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretlerinin aylık ücretine dâhil olduğunu, davacının dinî ve millî bayramlarda izinlerini kullandığını, %5 fazlalığa ilişkin taleplerin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanları dikkate alınarak davacının haftalık 23,5 saat fazla çalışma yaptığının kabul edildiği, hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacklarına %30 oranında indirim uygulandığı, fazla çalışma ücretinin %5 fazlalığı ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretinin %5 fazlalığı alacaklarına yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca ayrıca takdiren %95 oranında indirim yapıldığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının usule uygun olarak müvekkili Şirketi ibra ettiğini ancak bu hususun değerlendirilmediğini, taraflarca imzalanan ... sözleşmesinde fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretlerinin aylık ücretine dâhil olduğunun düzenlendiğini, sadece davacı imzasını havi bordroların dışlanıp diğer aylara ilişkin bordroların dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının ulusal bayram ve genel tatillerde izin kullandığını, çalışma yaptığı günlere ilişkin alacaklarının ödendiğini, davacının gününde ödenmeyen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücreti bulunduğunu kabul etmemekle birlikte bir an için aksi düşünülse dahi Mahkemece hükmedilen tutarın davalının iflasına sebebiyet verebilecek kadar fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ibranamede ibra konusu alacağın miktarının açıkça belirtilmediği için ibra sözleşmesi veya ibranamenin kesin olarak hükümsüz olduğu, İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanık beyanları doğrultusunda; davacının çalıştığı dönemde bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacağa hak kazandığına ilişkin kabulde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, yine ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı yönünden işyerinde bu günlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ispatlanmış olması karşısında bu talebin kabulünde de herhangi bir isabetsizlik görülmediği, fazla çalışma ücretinin %5 fazlalığı ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması ücretinin %5 fazlalığı alacakları yönünden ise Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı gereği söz konusu taleplerin reddi gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davaya konu talepler hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararının geriye yürütülemeyeceğini, bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince yanlış değerlendirildiğini ve hüküm altına alınan alacaklara yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının %5 fazlalıklarına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.