"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli ve 2017/363 Esas, 2019/50 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2019/1083 Esas, 2021/859 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde 1996-2014 yılları arasında sapancı formeni olarak çalıştığını, daha sonra ... sözleşmesinin işverence feshedildiğini ve ...’ye gönderildiğini, son net aylık ücretinin fix 1.700,00 EURO olduğunu, üç öğün yemek, barınma, ısınma gereksinimlerinin işveren tarafından karşılandığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin sadece yurt dışı inşaat projelerinde görev almak üzere istihdam edildiğini, ... görme borcunu yabancı bir ülkede ifa etmesi sebebiyle taraflar arasındaki ilişkide yabancılık unsuru bulunduğunu, uygulanacak hukukun ...'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklı kalmak kaydıyla yine 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (5718 sayılı Kanun) hükümleri dairesince tespit edilmesi gerektiğini ve uygulanacak hukukun işçinin ... görme edimini daimi olarak ifa ettiği yerin hukuku olduğunu, emsal ücret araştırmasına gerek bulunmadığını ve ... sözleşmesi hükümleri uyarınca ücretin belirlendiğini, bordrolar düzenlendiğini ve ücretlerin banka kanalı ile hesabına yatırıldığını, bordrolar ile banka kayıtlarının birbirini tuttuğunu, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının haklı nedenle feshi ispat edemediği, fesih haksız olduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücretinde ödemelerin mahsup edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişinin davacının ücretini netten brüte çevirirken hata yaptığını, hatalı hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda verilen İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, taraflar arasındaki ... sözleşmesinden doğan uyuşmazlığın çözümünde yabancı hukukun uygulanması gerektiğini, bilirkişi tarafından aylık çalışma süresinin hatalı hesaplanmasının açıkça haksız kazanca sebebiyet vereceğine ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, açılan davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, işveren Şirketle işçiler arasında belirli süreli ... sözleşmeleri kurulduğunu, proje bazlı işlerde kıdem ve ihbar tazminatı hakkı bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacı temel ücretinin fix 1.700,00 Euro olduğunu belirtmiştir.
Davalı ise davacının saat ücreti ile çalıştığını belirtmiş fakat herhangi bir tutar bildirmeyerek bordro kayıtlarına dayanmıştır. Bordrolara göre davacının son saat ücreti 5,52 Euro'dur. Günlük çalışma süresi 7,5 saat olup bunun üzerindeki çalışmalar fazla çalışmadır. Aylık çalışma süresi 7,5 saat x 30 = 225 saattir. Davacının bordrolarında normal mesai saatinin hiçbir zaman 225 saati geçmediği buna rağmen fazla mesai açıklamasıyla tahakkukların bulunduğu, yine saat ücretinin 5,52 Euro olmasına ve normal mesai saatinin 160 saat olarak bildirilmesine rağmen bordrolarda fix 1.700,00 Euro'nun tahakkuk ettirildiği görülmekle davacının aylık fix 1.700,00 Euro ücretle çalıştığı anlaşılmıştır.
...
Fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavan tutarı 3.254,44 TL olup, kıdem tazminatı bu tutar üzerinden hesaplandığından hesaplamanın değişmediği anlaşılmıştır.
Davacının ihbar tazminat tutarı kök bilirkişi raporunda doğru şekilde hesaplandığından 1.850 Euro (1.700 Euro + 150 Euro sosyal yardım ) /30 x 56 gün = net 3.453,33 Eurodur. İşverence ödenen kısım mahsup edildiğinde davacının ihbar tazminatı alacağı: 3.453,33 Euro -3.173,33 Euro = 280,00 Eurodur. Dolayısıyla mahkemece hüküm altına alınan alacakların dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
Davalı vekilince davacının davalı şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalışmış olması sebebiyle Tacikistan hukukunun ve işin yapıldığı yer hukukunun uygulanması gerektiği ileri sürülmüş ise de 5718 sayılı MÖHUK'nun 27. maddesine göre değerlendirme yapıldığında, ... sözleşmesi konusunda hukuk seçimi imkânının ... sözleşmelerinin niteliği gereği, ancak işçi lehine ve sınırlı olarak tanındığı, taraflarca hukuk seçiminde uygulanacak hukukun işçiyi koruyan hükümlerinden daha elverişsiz hükümler içermesi halinde mümkün olmadığı, somut olayda sözleşmede Kosova mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmış ise de işçinin, yabancı ülkede çalışması halinde kendisine uygulanacak Yasa maddelerinin ne olduğuyla ilgili genel işlem ilkesine uygun şekilde sözleşme şartları ile ilgili yeterince bilgilendirilmediği, sözleşmedeki fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatillerde çalışma günü ile ilgili çalışılan ülkedeki günler yönünden belirlemenin ... mevzuatının uygulanmasına yönelik kabule aykırı olmadığı, yine işçilik alacaklarından doğan ihtilaflarda MÖHUK kurallarına göre hangi ülke hukukunun uygulanacağına ilişkin Yargıtay'ın "...Davacı ... uyruklu ve davalı da ... Ticaret Sicilinde kayıtlı işveren olup, millilik ve ... hukukunun emredicilik ilkesi gereğince kıdem ve ihbar tazminatının ... Hukuk Mevzuatı uygulanarak belirlenmesi gerekir" şeklindeki emsal kararları nazara alındığında, mevcut davada ... hukukunun ve 4857 sayılı yasa hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir.
..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hukuki yarar, uygulanacak hukuk, ücretin ispatı ve brütleştirilmesi, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ve 5718 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.