"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalıya ait işyerinde 19.10.2011 tarihinden itibaren belirsiz süreli ve sürekli ... sözleşmesi ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun kapsamında çalıştığını, son olarak ... Bölge Müdürlüğünde muhabir pozisyonunda çalışmaktayken ... sözleşmesinin 05.01.2015 tarihinde feshedildiğini, davacının sendika üyesi olup işyerinde yürürlükte olan toplu ... sözleşmesinden yararlandığını belirterek ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücretinin %5 fazlalığı, hafta tatili ücreti ve hafta tatili ücretinin %5 fazlalığı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının fazla çalışma ücreti alacaklarının bulunmadığını, hafta tatilleri çalışmasının da bulunmadığını fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarını kabul etmediklerinden bu alacakların fer'ileri olan %5 fazlalıklara ilişkin talepleri de kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplama yapılacaksa dahi hak kazanma ve dava açma arasında geçen sürenin uzunluğu dikkate alınarak bu alacaklardan %95 ile %98 arasında indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2017 tarihli ve 2015/497 Esas, 2017/287 Karar sayılı kararıyla davacının çalıştığı tarihlerde görevinin gereği olarak fazla çalışma yaptığı ve hafta sonlarında da çalıştığının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 16.10.2018 tarihli ve 2017/4423 Esas, 2018/2698 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.12.2020 tarihli ve 2020/4386 Esas, 2020/19212 Karar sayılı ilâmı ile;
''...
Mahkemece, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının %5 fazlalıkları hüküm altına alınmış, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince de mahkeme kararı bu yönüyle isabetli bulunmuş ise de, 19/11/2019 tarih ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile belirtilen alacakların %5 fazlalıklarının dayanağı olan norm iptal edilmiştir. Ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, bu iptal kararının kesinleşmemiş davalara da tatbiki gerektiğinden, mahkemece fazla çalışma ile hafta tatili ücreti alacaklarının %5 fazlalıkları talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının %5 fazlalıkları talebi, dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının gereği olarak reddedileceğinden, Dairemizce bu red nedeniyle oluşan miktar bakımından davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığından, bu husus da mahkemece gözetilmelidir.
...
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelere ve tanık beyanlarına göre davacının ilk olarak ... Bölge Müdürlüğünde sonrasında ... ve Isparta Bölge Müdürlüklerinde çalıştığı anlaşılmıştır. Yargılama esnasında dinlenen davacı tanıklarından Fatih Ferhan Sürmeli’nin 2010-2012 yıllarına ait beyan verdiği ancak dinlendiği tarihte davalı işverenle husumeti bulunduğu anlaşılmakla beyanının hükme esas alınması doğru olmamıştır. Diğer dinlenen davacı tanıklarından Yunus İçen ’in 2012 yaz aylarında ... Bölge Müdürlüğünde çalışmaya başladığını beyan ettiği, diğer davacı tanığı Ferhat Kaya’nın farklı bir haber ajansında çalıştığı anlaşılmış, davalı tanığının ise 2012-2015 yıllarında ... Bölge Müdürlüğünde çalıştığını ve işyerindeki çalışmaların fiilen haftanın 5 günü sabah 08:30-09:00 gibi başladığını, akşam 18:00-19:00 'e kadar sürdüğünü beyan ettiği görülmüştür. Yargılama esnasında dinlenen davacı ve davalı tanıkları birlikte değerlendirildiğinde öncelikle husumetli tanık beyanı hükme esas alınamayacağından davacının 2012 yaz ayından önceki fazla mesai ve hafta tatili çalışmalarını ispatlayamadığı ancak bu döneme ait bir kısım imzasız bordrolarda hafta tatili tahakkuku yer aldığı görülmekle bu tahakkuk olan dönemler yönünden bordrolarda yer alan tahakkuk günleri kadar hafta tatili hesaplanarak şimdiki gibi tahakkuk eden miktarlar mahsup edilerek varsa fark hafta tatili ücretine hükmedilmelidir. Sonraki dönem yönünden de davacı tanığı ...’ in tam olarak hangi tarihte ... Bölge Müdürlüğü’nde çalıştığı tespit edilerek bu tarihler arası için şimdiki gibi hesaplama yapılmalıdır. Ayrıca davacının ... ve Isparta Bölge Müdürlüklerinde çalıştığı dönemler de tarih olarak ayrı ayrı belirlenerek bu dönemlere ilişkin davacının tanık dinletmediği anlaşılmakla söz konusu dönemler için fazla çalışma yapıldığının ve hafta tatili günlerinde çalışıldığının her türlü şüpheden uzak ve hesaplamaya elverişli olacak şekilde ispatlanamadığının kabulü gerekir. Belirtilen dönemlere ilişkin fazla mesai ve hafta tatili alacağı ret edileceğinden aynı döneme ilişkin fazla mesai ücreti % 5 fazlalığı ve hafta tatili % 5 fazlalığının da reddi gerektiğinden ‘’2’’ numaralı bentte yer alan bozmaya konu anayasa mahkemesi kararı gerekçesi ile ret durumundan ayrık olarak davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği hususu dikkate alınmalıdır.
..." gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının üst düzey yönetici olarak çalıştığından fazla çalışma yapmadığını, yıllık 270 saati aşan çalışması bulunmadığını, haftada 1 gün hafta tatilini kullandığını, fazla çalışma yapmış veya hafta tatili gününde çalışmışsa denkleştirme esası uygulandığını ancak bilirkişinin mahsup işlemini uygulamadığını, tanık Hızır'ın beyanlarının hiç dikkate alınmadığını, hüküm yerinde yargılama giderine ilişkin çelişkiler bulunduğu gibi müvekkili aleyhine olacak şekilde çok fazla yargılama giderine hükmedildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, yargılama giderlerine ilişkin hükümde hata olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.14.02.2020 tarih ve 31039 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 25.12.2019 tarih ve 2019/108 esas ve 2019/101 karar sayılı iptal kararı.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini
tarafların haklılık oranına göre paylaştırır."
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
..."
3. Değerlendirme
1. Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta hükmüne uyulan bozma ilâmında da işaret edildiği gibi davacı işçi ... ve Isparta'daki çalışmasının tamamı ile ...'daki çalışmasının bir kısmında fazla çalışma yaptığı ve hafta tatili günlerinde çalıştığı iddiasını ispat edemediğinden Anayasa Mahkemesinin iptal kararından bağımsız olarak anılan dönem için %5 fazlalık talebi de haksızdır. Bu hâlde Anayasa Mahkemesi kararı gereğince fazlalık taleplerinin reddi durumundan ayrık olarak davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin davalı aleyhine olacak şekilde fazla yargılama giderine hükmedilmesi ve nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan ''Davacı tarafın yapmış olduğu ilk gider, davetiye, bilirkişi ücreti, müzekkere ve posta masrafından oluşan toplam 1.215,80 TL. yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 1,1.094,22 TL.'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,'' ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafın yapmış olduğu ilk gider, davetiye, bilirkişi ücreti, müzekkere ve posta masrafından oluşan toplam 1.215,80 TL. yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 573,83 TL.'sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, '' ibaresinin,
Yine hüküm fıkrasında yer alan "Davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre davalı taraf için takdir olunan 5.100,00 TL. Vekâlet ücretinin de davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine," ibaresinin çıkarılarak yerine " Davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.648,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine," ibaresinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.