"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 25. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılardan Demir ... Sigorta AŞ'de (Yeni unvanı: Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ) 18.09.2012 tarihinde İç Kontrol ve Risk Yönetimi biriminde müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladığını, aynı zamanda diğer davalı Demir Sigorta AŞ (Yeni unvanı: Corpus Sigorta AŞ) nezdinde de aynı görev unvanıyla hizmet verdiğini, adı geçen davalının kendisine Demir ... Sigorta AŞ ile yapılan sözleşme ile belirlenen ücreti tutarında ücret vermeyi kabul ettiğini, davacının çalışmalarının Demir ... Sigorta AŞ tarafından bildirildiğini ancak diğer davalı Demir Sigorta AŞ'ye de 02.01.2015 tarihine kadar hizmet sunulduğunu, bununla birlikte Demir Sigorta AŞ tarafından taahhüt edilen ücretin davacıya ödenmediğini ileri sürerek sunmuş olduğu hizmet karşılığı olan ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket bünyesinde 18.09.2012-30.12.2016 tarihleri arasında iç kontrol ve risk yönetim müdür yardımcısı olarak çalıştığını, davacıya kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek ... sözleşmesinin sona erdirildiğini, ücret dâhil tüm alacaklarını alan davacının müvekkili Şirketten talep edebileceği herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının çalışmasının sadece müvekkili Şirkete bağlı olarak gerçekleşmiş olduğundan diğer davalı Şirket nezdinde herhangi bir çalışmasının mevcut olmadığını, davalı Şirketler arasında her hangi bir organik bağ olmadığını, Demir Sigorta AŞ'nin 12.11.2013 tarihinde paylarının tamamını Türkland Sigorta AŞ'ye devrederek yeni bir yönetime geçtiğini, davacının bu tarihten sonra Demir Sigorta AŞ de çalışmasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının 18.09.2012-30.12.2016 tarihleri arasında diğer davalı Demir ... Sigorta AŞ nezdinde çalıştığını, davacının 20.09.2012-02.01.2015 tarihleri arasında müvekkili nezdinde herhangi bir çalışmasının olmadığını, öncelikle hizmet tespit davası açması gerektiğini, davacı ile müvekkili Şirket arasında imzalanmış bir sözleşme ve/veya protokol bulunmadığını, 2013 yılında Hazineye iç kontrol ve risk yönetimi müdür yardımcısı olarak davacının adı bildirilmiş ise de Şirketin daha sonra bu kararından vazgeçtiğini, davacının müvekkili bünyesinde fiilen ve resmen çalışmasının olmadığını, kaldı ki 2014 yılından sonra iç kontrol ve risk yönelimi müdür yardımcısı olarak M.Ö. isimli çalışanının görev yaptığını, davacının Şirket ile hiç bir ... ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya sunulan deliller ve tanık beyanları nazara alındığında davalı Şirketlerin faaliyet alan ve adreslerinin farklı olmasına rağmen İnsan Kaynaklan Biriminin ortak kullanıldığı, davacının aynı gruba bağlı farklı adreslerde faaliyet gösteren davalı Demir Sigorta AŞ'de hizmet verdiği ve bu şekilde davalı Demir ... Sigorta AŞ ile davalı Demir Sigorta AŞ'nin şirketinin davacı işçiyi birlikle istihdam ettikleri, bununla birlikte davacıya davalı Şirketlerce ayrıca ücret verileceğinin kararlaştırıldığına ilişkin somut delilin dosyada bulunmadığı, davacının ücretini davalı Demir ... Sigorta AŞ'den aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olarak düzenlendiğini, bilirkişinin görev sınırını aşarak hukuki görüş bildirdiğini, üçlü ... ilişkilerine ilişkin normatif dayanağın 4857 sayılı ... Kanunu'nda (4857 sayılı Kanun) yer aldığını, birlikte istihdam ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin ise öğreti ve Yargıtay kararlarıyla ortaya konulduğunu, bilirkişi raporunda yer alan değerlendirmelerin somut uyuşmazlıkla ilgili olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların davalılarca kamuya sunulmuş faaliyet raporları ile doğrulandığını, ayrıca Hazine Müşteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünden gelen cevabi yazıların da iddialarını teyit ettiğini, Yargıtayın konuya ilişkin kararları gereğince ücretin tespit edilememesi, sözleşme olmaması gibi olguların hizmet ilişkisinin mevcudiyetine engel olmadığını, davacının her iki davalıya hizmet verdiğinin Mahkemece de kabul edildiğini; ancak "...davacının diğer şirketlere karşı ... görme ediminin, fazla ... olarak değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle ayrıca ücretin ödenmesinin gerekmeyeceği, aksinin kararlaştırılmasının mümkün olduğu, ancak ayrıca bir ücret kararlaştırıldığına ilişkin davacının ücret iddiasını yöntemince yerine getiremediği anlaşılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. ..." gerekçesiyle usul ve yasaya aykırı karar verdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekili; istinaf başvurusunda İlk Derece Mahkemesinin ret kararının sonucu itibarıyla doğru olmakla birlikte davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğu ve davalıların birlikte istihdam eden işverenler olduğu yönündeki gerekçenin hatalı olduğunu, zira davalıların ayrı tüzel kişiliklere sahip olduklarını belirterek bu husustaki gerekçenin değiştirilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketlerin aynı grup Şirketler bünyesinde yer aldığı, aralarında organik bağ olup davacının her iki Şirket tarafından uyuşmazlık konusu dönemde birlikte istihdam edildiği, ödenmeyen ücret alacağından her iki davalı Şirketin sorumlu olduğu, davacının davalı Demir ... Sigorta AŞ nezdinde yerine getirdiği görevin aynısını diğer davalı Şirket nezdinde de yerine getirdiği gözetildiğinde ek olarak üstlendiği ... için de aynı miktarda ücrete hak kazandığını kabul etmek gerektiği, davanın özelliği gereği alacağın tamamı için dava tarihinde zamanaşımının kesildiği, davalı davadan önce temerrüde düşürülmediğinden faiz başlangıcının dava ve ıslah tarihleri esas alınarak belirlenmesi gerektiği gerekçeleriyle davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ( 2) inci alt bendi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle 122.151,64 TL ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ vekili; diğer davalı ile müvekkili Şirket arasında hukuki ve fiili herhangi bir organik bağ bulunmadığını, her iki Şirketin de farklı tüzel kişiliğe sahip ayrı Şirketler olduğunu, organik bağ olgusunun mevcut kabul edilmesi için gerekli kriterlerin söz konusu olmadığını, zira davalıların sermaye ortakları aynı olmadığı gibi faaliyet konularının da aynı olmadığını, ayrı alanlarda faaliyet gösterdiklerini, zaten aynı alanda faaliyette bulunmalarının yasal mevzuat uyarınca mümkün olmadığını, faaliyet adreslerinin ve sicile kayıtlı adreslerinin farklı olduğunu, ana sözleşmelerinin aynı olmadığını, yöneticileri ve çalışanların farklı kişilerden oluştuğunu, bunun aksini ispat eden ... bir delil dosyada bulunmamasına rağmen davalıların dava konusu taleplerden müşterek ve müteselsil sorumlu olduğuna karar verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının müvekkili Şirket bünyesindeki çalışmalarının karşılığını eksiksiz aldığını, müvekkili tarafından davacının diğer davalı nezdinde çalışması yönünde herhangi bir görevlendirme yapılmadığını, talimat verilmediğini, davacının diğer davalıya da hizmet verdiği iddia olunan dönemin ve bu döneme ilişkin ücretinin hatalı tespit edildiğini, ıslaha karşı zamanaşımı def'inin değerlendirilmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... AŞ vekili; davanın belirsiz alacak davacı olarak açılamayacağı için öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacıya müvekkili Şirketçe ücret verileceğine dair taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, bu hususun yöntemince de ispat edilemediğini, diğer davalı ile aralarında organik bağ bulunmadığını, davacının adı Hazineye Müsteşarlığına iç kontrol müdür yardımcısı olarak bildirilmiş ise de müvekkilinin bu karardan vazgeçtiğini ve davacının bu görevi hiç ifa etmediğini, nitekim müvekkili Şirketin atadığı dava dışı başka bir çalışanın iç kontrol müdür yardımcısı olarak çalıştığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı ... AŞ vekili bünyesinde ücrete hak kazanacak bir çalışmasının bulunup bulunmadığı, davalıların dava konusu ücret alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının mümkün olup olmadığı, organik bağ ve dava türü noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun "Sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin teşkilâtı" kenar başlıklı 4 üncü maddesi şöyledir:
"(Değişik: 13/6/2012-6327/49 md.) Sigorta şirketleri ile reasürans şirketleri; tüm ... ve işlemlerinin, sigortacılık mevzuatı ve ilgili diğer mevzuata, şirketin iç yönergeleri ile yönetim stratejisi ve politikalarına uygunluğunun sürekli kontrol edilmesi, denetlenmesi ile hata, hile ve usulsüzlüklerin tespiti ve önlenmesi amacıyla iç denetim ve risk yönetimini kapsayacak şekilde ... bir iç kontrol sistemi kurmak zorundadır. Müsteşarlıkça belirlenen alanlarla sınırlı olmak üzere, iç kontrol sistemlerinin yürütülmesi dışarıdan hizmet alımı yoluyla da yapılabilir. İç kontrol sistemlerinin kurulmasına ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça belirlenir."
2. 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... AŞ ve davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ'nin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ nezdinde çalışmakta iken aynı zamanda diğer davalı Şirkete de hizmet verdiğini, buna rağmen taahhüt edilen ücretin kendisine ödenmediğini, davalıların ödenmeyen ücret alacağından birlikte sorumlu olduklarını iddia etmiş; davacının davalı ... AŞ'ye de hizmet verdiğinden ayrıca ücrete hak kazandığı gerekçesiyle belirlenen ücret alacağından her iki davalının da sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
3. Ne var ki varılan bu sonuç tarafların iddia ve savunmaları ile örtüşmediği gibi dosya kapsamına da uygun düşmemektedir. Zira davacının, davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ'nin çalışanı olduğu ve adı geçen Şirketteki çalışmasına ilişkin bir alacak talebinin bulunmadığı uyuşmazlık dışıdır. Uyuşmazlık davacının diğer davalı Şirkete hizmet verip vermediğinin tespiti noktasındadır. Dosya içeriği ve özellikle davalı ... AŞ'ye ait faaliyet raporlarına göre bu Şirketçe, Hazine Müsteşarlığına yapılan ve içeriği inkar edilmeyen bildirim yazısından, davacının adı geçen Şirkete hizmet verdiği süre için ücrete hak kazanacağı yönündeki kabul isabetlidir. Bununla birlikte gerek davacı talebi, gerekse dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ'nin diğer davalıya verilen hizmete ilişkin ücretlendirmeden sorumlu tutulmasını gerektiren bir nedenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davanın davalı Demir Sağlık ve ... Sigorta AŞ yönünden reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. Diğer yandan davalı ... AŞ tarafından Hazine Müsteşarlığına hitaben yazılan 16.04.2013 tarihli yazıda, davacının 18.09.2012 tarihinden itibaren iç kontrol ve müdür yardımcısı olarak atandığı bildirilmiş olup gerek bu sebeple, gerekse dosya içeriğinde yer alan faaliyet raporlarında davacının adı geçtiği gerekçeleriyle bu Şirket yönünden dava kabul edilmiştir. Ancak kabule dayanak yapılan faaliyet raporlarının incelenmesinde, 2013 yılı faaliyet raporlarında davacı adı yer almasına rağmen 2014 ve 2015 yılları için bu hususta herhangi bir belirleme olmadığı, bu dönemde dava dışı başka bir işçinin belirtilen görev unvanıyla raporlarda yer aldığı anlaşılmaktadır. Şu hâlde davacının 2014 ve 2015 yılları için, davalı ... AŞ'ye hizmet verdiği yöntemince ispat edilemediğinden bu yıllar için talebin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.