Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8665 E. 2022/13403 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının aylık ücretinin tespiti, iş sözleşmesinin feshi ve buna bağlı kıdem tazminatı hakkı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ispatı ve hesabı ile ödenmeyen ücret alacağının olup olmadığı noktasında çıkan hukuki anlaşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü bozma sebeplerinin, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına ve dosya kapsamına göre, hükmün bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

BİRLEŞEN DAVA : Kdz. Ereğli 1. ... Mahkemesinin 2018/107 Esas, 2018/196 Karar Sayılı Dosyası

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; müvekkilinin davalıya ait Hastanede acil servis doktoru olarak çalıştığını, aylık ... 8.500,00 TL ücret aldığını, davalı işverenin müvekkilinden ve acil servis doktoru olarak görev yapan doktorlardan bir şirket kurmalarını, bu şirketten hizmet alımı yöntemi ile kendilerini çalıştıracaklarını söylediğini, bu durumun müvekkili tarafından kabul edilmediğini, en son Aralık ayına ait ücretinin eksik ödendiğini, 24 saat üzerinden nöbet tutmasına rağmen fazla çalışma ücretinin ödenmediğini belirterek ... sözleşmesinin bu sebeplerle davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, eksik ödenen ücret, ... ... ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının haklı bir neden olmaksızın ... sözleşmesini sona erdirdiğini, davalının bünyesinde çalışan doktorlar ile toplantı yaparak isteyenlerin şirket kurup fatura karşılığı hizmet alımı yöntemi ile çalışabileceğini belirttiğini, bu sistemin kimse için zorunlu tutulmadığını, hâlen Hastanede belirtilen sisteme geçmeden çalışan doktorların bulunduğunu, davacının aylık ücretinin brüt 7.000,00 TL olduğunu, hedef ücretinin ise 8.500,00 TL olduğunu, bu ücretin performansa göre hesaplanacak hak ediş olduğunu, davacıya hak ediş ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, davacının tüm ücretlerinin eksiksiz ödendiğini ve fazla çalışmasının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kdz. Ereğli 1. ... Mahkemesinin 26.03.2019 tarihli ve 2015/550 Esas, 2019/166 Karar sayılı kararı ile;

"....Davacı aylık 8.500,00 TL ücret aldığını iddia etmekte, davalı ... bordro ücreti ile hak edişin toplamının 8.500,00 TL olduğunu savunmaktadır. Mahkememizce dinlenen tanıkların davacının alabileceği ücreti 8.000,00 TL olarak bildirdiği, tanık beyanlarının davacı iddiası ve davalı savunması ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının aylık 8.500,00 TL ödeme aldığı hususunun dosya kapsamına uygun olduğu, esasen davalının da 26/08/2015 tarihli cevap dilekçesi ile bu hususu teyit ettiği, taraflar arasında akdolunan hizmet sözleşmesi tetkik edildiğinde hak edişin hedef ücreti aşması halinde ayrıca ödeme yapılacağının da bildirildiği, davacıya ... Bankası, ... ve ... Bankasından ayrı ayrı yapılan ödemeler birlikte değerlendirildiğinde aylık ortalama 8.000,00 TL'nin üzerinde ödemenin her ... yapıldığı anlaşılmış, davacının aylık aldığı ücretin iddiasında olduğu gibi 8.500,00 TL olduğu kanaatine varılmış, davacının kasım 2014 ücretinin ödenmediği, dosya kapsamında 8.500,00 TL ... ücretinin yapılan hesaplamanın somut duruma uygun olduğu, bu itibarla davacının anılan aya ilişkin bakiye brüt 894,20 TL, ... 639,27 TL ücret alacağının kaldığı, davacının asıl ve birleşen dava dilekçesiyle toplam 639,27 TL talepte bulunduğu anlaşılmakla 28/05/2018 ve 26/12/2018 tarihli bilirkişi raporlarının dosya kapsamına ve yukarıdaki saptamalara uygun olduğu anlaşılmakla, davalı işveren tarafından ödendiği kanıtlanamayan bu miktarın asıl dava ve birleşen dava tarihlerinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerekmiştir.

Yıllık izinlerin kullandırıldığının veya kullandırılmayan yıllık izinlerin karşılığının ödendiğinin ispat yükü üzerinde bulunan davalının, yıllık izinlerin kullandırıldığına ilişkin yıllık izin defteri veya buna eşdeğer herhangi bir delil sunmadığı, kullandırılmayan yıllık izin karşılığı 4.755,85 TL ödeme yapıldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmış, 26/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporu ile dosya kapsamına ve yukarıdaki saptamalara uygun olarak hesaplandığı üzere bakiye brüt 2.378,09 TL brüt yıllık izin alacağı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Dosyada yer alan tüm maddi deliller ile tanık beyanlarının ağırlıklı ve ortalama yönleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının acil servis doktoru olarak acilde vardiyalı olarak çalıştığı, davacının hafta içi nöbetleri yönünden; 17:00-08:00 saatleri arasında 15 saat olarak oluşan çalışma süresinden zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle 3 saat ara dinlenmenin mahsubu ile hafta içi nöbette çalışma süresinin 12 saat olarak oluştuğu, bu süreden 7,5 saatlik yasal gece çalışma süresinin mahsubu ile, davacının hafta içi nöbetler yönünden fazla mesai süresinin 4,5 saat olarak oluştuğunun saptandığı, davacının hafta sonu nöbetleri sebebiyle HGK ve Yargıtay yerleşik içtihatları gereği 24 saat çalışıp ertesi gün dinlenme şeklinde olan nöbetler yönünden fiili çalışma süresinin 14 saat olarak oluşan çalışma süresinden 11 saatlik yasal günlük çalışma süresinin mahsubu ile davacının hafta sonu nöbetler yüzünden fazla mesai süresinin 3 saat olarak oluştuğunun saptandığı, yapıla hesaplama sonucu brüt 90.215,09 TL fazla mesai alacağının hesaplandığı, davacı vekilinin asıl dava ve ıslah dilekçesi ile 79.000,00 TL, birleşen dava dilekçesi ile de 11.216,58 TL olmak üzere 90.216,58 brüt fazla mesai alacağı talebinde bulunduğu, yapılan hesaplamada fazla çalışmanın 3 yıllık bir süre için hesaplandığı ve miktarın da yüksek olduğu nazara alınarak, raporlu, mazeretli, izinli olunan günler ile çalışılmayan günler gözönünde bulundurularak mahkememizce % 30 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle davacının brüt 63.150,57 TL fazla mesai alacağının bulunduğu anlaşılmış ve bu miktarın asıl dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, yerleşik yargı uygulamaları gereği hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen tutarlar yönünden davalı yan lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.

... ... ve genel tatil alacağı yönünden ise; davacının ... ... ve genel tatil günlerinde çalıştığının ... İl Sağlık Müdürlüğünün 04/08/2018 tarihli yazısı ile saptandığı, buna göre davacının 2012 yılı 28 Ekim yarım gün, ... Bayramı 1 gün, Kurban Bayramı 2 gün, 2013 yılı 1 Ocak, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 28 Ekim yarım gün, ... Bayramı 1,5 gün, Kurban Bayramı 1,5 gün, 2014 yılı 30 Ağustos 1 gün, Kurban Bayramı 2 gün çalıştığnın tespit edildiği, tespitlerin dosya içeriği ile uyumlu olduğu anlaşılmış, fazla mesainin aksine hesaplanan genel tatil alacağı miktarının yüksek olmaması ve kayda dayalı olması dikkate alınarak hakkaniyet indirimi yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmış ..." gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 25.05.2021 tarihli ve 2019/2126 Esas 2021/727 Karar sayılı kararı ile;

"...Davacının ücreti konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Davacı vekili davacının ... ücretinin 8.500,00 TL olduğunu; davalı vekili ise davacıya ... 8.500,00 TL ödeme yapılmakla birlikte bu ödemenin tamamının ücret olmadığını, davacının aylık bordro ücretinin brüt 7.809,00 TL olduğunu, taraflar arasında bağıtlanan sözleşme gereğince bordro ücretini aşan ödemelerin davacının performansına göre hesaplanan hakedişleri olduğunu savunmuştur. Davacının banka hesaplarında her ... iki parça halinde ödeme yapıldığı; bunlardan birinin maaş (zorunlu) açıklamasıyla, diğerinin ise makbuz bedeli açıklamasıyla yapılmış olduğu ve bu ödemelerin toplamının aylık ... 8.500,00 TL'nin de üzerinde olduğu görülmüştür. Buna göre anlaşmazlık, yapılan ödemelerin bir kısmının performansa dayalı ek ödeme (hakediş, prim vs.) olup olmadığı noktasındadır. Dosyaya sunulan ... sözleşmelerinde, davacının ... ücret ve bunun yanında performansına göre hakediş ya da başka bir nam altında ek ödeme alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde bir delil de bulunmamaktadır. Kaldı ki dosyada yer alan sözleşmelerden bila tarihli olan birinde brüt ücretin 8.700,00 TL olduğu yazılıdır. Bu miktar davalının beyanı ile çelişmektedir. Bu nedenle, banka kayıtları ile de doğrulandığı üzere, ücret konusunda davacının iddialarına üstünlük tanınarak aylık ücretinin ... 8.500,00 TL brüt 11.889,63 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4-Davacı vekili, davacının 2014 aralık ayı ücretinde haksız kesinti yapılarak 772,94 TL eksik ödeme yapıldığını savunmuştur. Sunulan banka kayıtlarına bordrolarına göre, davacıya bu dönemde, zorunlu maaş olarak ... 4.600,98 TL makbuz bedeli olarak da 4.377,29 TL ödeme yapılmakta olduğu görülmüştür. Bu ödemelerden zorunlu maaş olarak yapılan ödemelerde bir eksiklik bulunmamaktadır. Ancak, 2015 yılı ocak ayında makbuz bedeli olarak yapılan ödemelerde de bir eksiklik bulunmamakla birlikte, 2014 yılı aralık ayında (30/12/2014) yapılan makbuz ödemesinin eksik olduğu görülmüştür. Diğer ödemelerin 4.377,29 TL olmasına rağmen bu ödeme 3.612,02 TL'dir. Bu ödemede belirtilen makbuz tarihi ise 22/12/2014'dür. Davacının talebi aralık ayı ücretine ilişkin olmakla birlikte; bilirkişi raporlarında kasım ayı ücreti olarak hesaplanmıştır. Eksik ödemenin makbuz tarihi 22/12/2014 olması ve ücretin bu şekilde iki parça halinde yapılarak karışıklığa neden olunmasının, işçiye yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı değerlendirilmiş; söz konusu eksik ödemenin davacının talep ettiği ödeme olduğu kabul edilerek; bu alacağın da hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yeniden kurulan hükümde de aynı miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

5-Sözleşme davacı işçi tarafından, 18/05/2015 tarihli bildirim ile feshedilmiştir. Bildirimde fesih sebebi, yıllık izinlerin kullandırılmaması, mahkeme kararı olmaksızın ücretinden kesinti yapılarak 2014 yılı Aralık ayı ücretinin 772,94 TL eksik ödenmesi ve ... sözleşmesine dayalı olarak çalışmakta iken kendisinden şirket kurması istenerek hizmet alım şeklinde ilişkilerinin devam etmesinin istenmesi olarak gösterilmiştir. Yıllık izinlerin tamamının kullandırılmaması fesih sebebi olamaz. Öte yandan, davacının mevcut ... ilişkisi dışında şirket kurması ve hizmet alımı şeklinde devam edilmesi yönünde davacıya teklifte bulunulmuş ise de bu konuda kendisinin zorlandığı veya bunun davacıya zorunlu kılındığı yönünde bir delil bulunmadığından, bu husususun da haklı fesih nedeni olmadığı değerlendirilmiştir. Ancak, açıklandığı üzere, davacının ücretinden kesinti yapılarak eksik ödeme yapıldığı ... görülmekle; bu durum işçi açısından 4857 sayılı ... Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca haklı fesih nedeni olup, işçi tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayandığı ve davacının 1475 sayılı ... Kanununun halen yürürlükte bulunan 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazandığı kanaatine varılmıştır. Aksi yöndeki davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Öte yandan; mahkemece gerekçede farklı fesih nedenleri kabul edilmiş ise de fesih bildiriminde dayanılmayan fesih sebeplerine dayanılması yerinde olmamıştır. Yeniden kurulan hükümde gerekçe bu şekilde düzeltilmiştir.

6-Davacı tarafça, nöbet usulüne göre çalışıldığı ve kayıtlara göre tutulduğu ... olan nöbet günlerine ilişkin gerek gece çalışmasına bağlı olan gerekse normal fazla çalışma alacaklarının ödenmediği iddiasıyla fazla çalışma alacağı talebinde bulunulmuştur.

6.1- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından sağlık müdürlüğüne bildirilen nöbet tablolarına göre hesaplama yapılmıştır. Buna göre hafta içi nöbetler yönünden 17:00-08:00 saatleri arasında 15 saat olarak oluşan çalışma süresinden zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle 3 saat ara dinlenmenin mahsubu ile hafta içi nöbette çalışma süresinin 12 saat olarak oluştuğu, bu süreden 7,5 saatlik yasal gece çalışma süresinin mahsubu ile, davacının hafta içi nöbetler yönünden fazla mesai süresinin 4,5 saat olarak oluştuğunun saptandığı, davacının hafta sonu nöbetleri yönünden 24 saat çalışıp ertesi gün dinlenme şeklinde olan nöbetler için fiili çalışma süresinin 14 saat olarak oluşan çalışma süresinden 11 saatlik yasal günlük çalışma süresinin mahsubu ile davacının hafta sonu nöbetler yüzünden fazla mesai süresinin 3 saat olarak oluştuğunun saptandığı, görülmüştür. Belirtilen hesap tarzı dosya kapsamına ve yerleşik Yargıtay kararlarına uygundur.

6.2- Davalı vekili, sözleşme gereği hakediş olarak nitelendirilen ödemelerin fazla çalışma karşılığı olduğunu ve bu nedenle alacağının bulunmadığını; en azından hakediş ödemesi yapıldığı için fazla çalışmanın %50'lik kısmının hesaplanması gerektiğini savunmuş ise de hakediş ödemeleri olan nitelendirdiği ödemelerin ya da başkaca bir ödemenin fazla çalışma karşılığı olduğuna ilişkin, sunulan ... sözleşmelerinde bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının itirazları yerinde görülmemiştiştir.

6.3- Davacı vekili, bu alacağın nöbet listelerine göre hesaplanmış olması nedeniyle hakkaniyet indirimi uygulanmasının hatalı olduğunu savunmuştur. Hesaplamaların yazılı delil niteliğinde olan davalı şirketçe düzenlenen nöbet listelerine göre yapılmış olması karşısında, davacı tarafın istinaf başvurusunun haklı olduğu değerlendirilmiştir. Buna göre fazla çalışma alacağına hakkaniyet indirimi uygulanması yerinde değildir. Ancak bu uygulama, kanunun olaya uygulanmasında hata niteliğinde olup, düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından; HMK'nın 353/1-b-2 bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurmak gerekmiş ve fazla çalışma alacağı mahkemenin esas aldığı miktarlar üzerinden hakkaniyet indirimi uygulanmaksızın kabul edilmiştir.

7-Davacının ... ... ve genel tatil ücreti alacağı, davalı tarafından sağlık müdürlüğüne sunulan nöbet kayıtlarına göre hesaplanmış olup; hesaplama ve karar yazılı delillere dayanmakla mahkemenin uygulamasının yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca davalı vekili, hakediş olarak yapılan ödemelerin fazla çalışmanın yanında genel tatil çalışmaları için olduğunu savunmuş ise de fazla çalışma alacağına ilişkin açıklamalarda belirtilen nedenlerle, bu itirazı da yerinde görülmemiştir. Davalı vekili, bu alacak için hakkaniyet indirimi uygulanmamasına itiraz etmiş ise de hesaplamanın davalı tarafça bildirilen nöbet listelerine yani yazılı delillere göre yapılmış olması ve genel tatil günlerinde bir saat çalışılmış olması halinde dahi tam gün ücretine hak kazanılması karşısında bu itirazınında yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. yeniden kurulan hükümde de aynı miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

8-Davalı vekili, yıllık izin alacağında ücretin davacının iddia ettiği ... 8.500,00 TL'nin esas alınmasına itiraz etmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere, davacının ücrete ilişkin iddiasını ispatlamış olduğundan, bu ücrete göre yapılan hesaplamaya göre davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiş; yeniden kurulan hükümde de aynı miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Mahkemece hükme esas alının bilirkişi raporunda, davacının hak kazandığı 28 günlük izin süresinden kullandırıldığı yazılı delil ile ispat edilen 10 gün düşülmüş ve bakiye 18 gün kanuna uygun olarak son çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanmış ve yapılan ödeme de düşülmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Bu hesaplama dosya kapsamına ve sunulan izin belgesi ile yapılan ödemeye uygundur. Aksi yöndeki itirazlar haklı görülmemiştir....Davacının ücreti konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Davacı vekili davacının ... ücretinin 8.500,00 TL olduğunu; davalı vekili ise davacıya ... 8.500,00 TL ödeme yapılmakla birlikte bu ödemenin tamamının ücret olmadığını, davacının aylık bordro ücretinin brüt 7.809,00 TL olduğunu, taraflar arasında bağıtlanan sözleşme gereğince bordro ücretini aşan ödemelerin davacının performansına göre hesaplanan hakedişleri olduğunu savunmuştur. Davacının banka hesaplarında her ... iki parça halinde ödeme yapıldığı; bunlardan birinin maaş (zorunlu) açıklamasıyla, diğerinin ise makbuz bedeli açıklamasıyla yapılmış olduğu ve bu ödemelerin toplamının aylık ... 8.500,00 TL'nin de üzerinde olduğu görülmüştür. Buna göre anlaşmazlık, yapılan ödemelerin bir kısmının performansa dayalı ek ödeme (hakediş, prim vs.) olup olmadığı noktasındadır. Dosyaya sunulan ... sözleşmelerinde, davacının ... ücret ve bunun yanında performansına göre hakediş ya da başka bir nam altında ek ödeme alacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde bir delil de bulunmamaktadır. Kaldı ki dosyada yer alan sözleşmelerden bila tarihli olan birinde brüt ücretin 8.700,00 TL olduğu yazılıdır. Bu miktar davalının beyanı ile çelişmektedir. Bu nedenle, banka kayıtları ile de doğrulandığı üzere, ücret konusunda davacının iddialarına üstünlük tanınarak aylık ücretinin ... 8.500,00 TL brüt 11.889,63 TL olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.12.2021 tarihli ve 2021/8612 Esas, 2021/16565 Karar sayılı ilâmı ile davacının ücretinin belirlenmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesince incelenen bir kısım ... sözleşmelerinin Bölge Adliye Mahkemesi incelemesi sırasında dosya içerisinde bulunmadığı, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince ilgili sözleşmeler değerlendirilmeksizin karar verildiği gerekçesiyle diğer temyiz sebepleri incelenmeksizin karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Davacının ücreti konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Davacı vekili davacının ... ücretinin 8.500,00 TL olduğunu; davalı vekili ise davacıya ... 8.500,00 TL ödeme yapılmakla birlikte bu ödemenin tamamının ücret olmadığını, davacının aylık bordro ücretinin brüt 7.809,00 TL olduğunu, taraflar arasında bağıtlanan sözleşme gereğince bordro ücretini aşan ödemelerin davacının performansına göre hesaplanan hakedişleri olduğunu savunmuştur. Davacının banka hesaplarında her ... iki parça halinde ödeme yapıldığı; bunlardan birinin maaş (zorunlu) açıklamasıyla, diğerinin ise makbuz bedeli açıklamasıyla yapılmış olduğu ve bu ödemelerin toplamının aylık ... 8.500,00 TL'nin de üzerinde olduğu görülmüştür. Yargıtay bozma ilamına konu 01/03/2013 ve 01/.../2014 tarihli sözleşmelerde ücretin bir kısmının ... ücret bir kısmının hedef ücret olduğuna ilişkin düzenleme bulunmaktadır. Ancak; hedef ücretin anlaşılabilir olmaması; hesaplamalar için bir veri ya da delil sunulmamış olması; kısa aralıklarla sık sık sözleşme düzenlenmiş olması ve kısa içerikli olan sözleşmelerde hedef ücrete ilişkin bir düzenleme olmaması; diğer iki sözleşmenin ise çok kısa süre yürürlükte kalmış olması; ayrıca birer sayfadan oluşan ve hedef ücrete ilişkin hüküm içermeyen sözleşmelerin diğer sözleşmelerin eki olduğuna ilişkin bir ibare içermemesi karşısında her birinin ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olması; yine son imzalanan 31/01/2015 tarihli sözleşmede de hedef ücrete ilişkin bir düzenleme bulunmaması; karşısında; dosyaya sonradan kazandırılan 01/03/2013 ve 01/.../2014 tarihli sözleşmelerdeki ücrete ilişkin hükümlerin uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiş ve dairemizin önceki kararı doğrultusunda ücret konusunda davacının iddialarına üstünlük tanınarak ücretin ... 8.500,00 TL olduğu kabul edilmiştir.

..." gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, davacının aylık ücretinin hatalı belirlendiğini, davacıya hak ettiği tüm ücretlerin eksiksiz ödendiğini, fazla çalışma ile ... ... ve genel tatil ücretlerinin davacıya yapılan hak ediş ödemelerine dâhil olduğunu, davacının hak ediş usulü ile çalışması sebebiyle fazla çalışmanın %50 zamlı kısmının hüküm altına alınması gerektiğini, hüküm altına alınan fazla çalışma ile ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarından hakkaniyet indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, ödenmeyen yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığını, davacının Kasım 2014 ücretinin eksiksiz ödendiğini, ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı neden olmaksızın sona erdirilmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının aylık ücretinin tespiti ile ... sözleşmesinin feshi ve buna göre kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının ispatı ve hesabı ile ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.