Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8667 E. 2022/10542 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverene karşı açtığı alacak davasında, ücret bordrolarının hileli olup olmadığı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücretinin ödenip ödenmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamında bulunan imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma, ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin tahakkuk ettirildiği, bordrolarda görünenden fazla çalışıldığına dair yazılı delil sunulmadığı, yıllık izinlerin kullandırıldığı ve davacıya ödenmemiş bir yıllık izin ücreti bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun usulden, davacının istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin ...’daki inşaat şantiyesinde taş kırma makinesi operatörü olarak 28.07.2015-26.12.2018 tarihleri arasında, en son aylık net 1.900 USD ücretle çalıştığını, işyerinde üç öğün yemek ve barınma hizmeti verildiğini, işlerin azaldığı, yakında tamamen son bulacağı belirtilerek müvekkilinin de içinde bulunduğu bir grup işçinin işine son verildiğini, davalı tarafın fesihten sonra müvekkilinin banka hesabına ücret alacakları ile birlikte bir miktar ödeme yaptığını, yapılan ödemenin müvekkilinin hak kazandığı tazminatların çok altında kaldığını, müvekkilinin her gün ....00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 7 günü bu şekilde çalışan müvekkilinin fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ödenmediğini, yine dinî bayramların ilk iki günü dışında kalan tüm dinî ve millî bayram günleri ile genel tatillerde çalışma yapmasına karşın bu çalışmasının karşılığının da ödenmediğini, yıllık izinlerini kullanmadığı gibi karşılığı ücretin de ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca asgari geçim indirimlerinin de ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket nezdinde ... Awash-Weldiya/ Hara Gabeya Demiryolu Projesinde kaya kamyon şoförü olarak çalıştığını, işten çıkış tarihi itibari ile puantaj usulüne göre 5,20-USD/saat ücreti aldığını, davacının ... sözleşmesinin ... bitimi nedeniyle ve yasal hakları ödenmek suretiyle feshedildiğini, ... sözleşmesinin feshin son çare olması ilkesine uyarınca sonlandırıldığını, davacıya yazılı fesih bildiriminin 22.12.2018 tarihinde tebliğ edilerek fesih tarihinde kıdem tavanı ve davacının kıdem süresi dikkate alınarak 3.513,54 USD kıdem tazminatı, 2.329,60 USD ihbar tazminatı, 1.414,00 USD yıllık izin alacağı, 41,60 USD maaş farkı alacakları olmak üzere davacıya tüm haklarının ödendiğini ve 16.10.2018 tarihinde ... sözleşmesinin feshedildiğini, davacının hak kazandığı ücrete ilave olarak fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de dahil her nevi ücretin puantaj kayıtlarına uygun şekilde bordrolarda gösterildiğini ve davacı tarafından ihtirazi kayıtsız biçimde imzalanan kesin delil niteliğindeki ücret bordrolarına uygun olarak banka kanalıyla zamanında ve eksiksiz biçimde ödendiğini, davacının yıllık ücretli izin alacağı kalmadığını, yurt dışında elde edilen ücret gelir vergisinden muaf olduğundan davacının ücrete asgari geçim indirimi alacağı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde taş kırma makinesi operatörü olarak 28.07.2015-24.12.2018 tarihleri arasında en son giydirilmiş aylık brüt 8.024,57 TL ücretle çalıştığı, ... sözleşmesinin işverence feshedildiği, davacıya yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemeleri uyarınca davacının ödenmemiş kıdem tazminatı alacağı bulunmadığı, hesaplanan fark ihbar tazminatına hükmedildiği, dava konusu ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışma alacaklarının dosyada mübrez imzalı ücret bordrolarının tamamında tahakkuk ettirilerek ödendiği, imzalı ücret bordrolarında alacağın daha fazla olduğu yönünde ihtirazı kayıt bulunmadığı, davacının bordrolarda görünenden daha fazla çalıştığının ispatına yarar yazılı delil sunmadığı gözetilerek iddiasını ispatlayamadığı, dava konusu ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışma alacaklarının bulunmadığı, ücret bordroları ve yıllık izin formlarına göre davacının yıllık ücretli izin alacağı olmadığı, davacının kazançları ...'de vergilendirilmediğinden asgari geçim indirimi alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20.11.2020 tarihli hesap raporunda ücretin eksik tespit edildiğini, hatalı değerlendirmeler nedeni ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin alacaklarının hesaplanmadığını bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen İlk Derece Mahkemesince itirazlarının değerlendirilmediğini, İlk Derece Mahkemesinin nihai kararının dosya kapsamı ile bağdaşmadığını, hukuka ve Yargıtay uygulamasına da aykırı olduğunu, davalının gerçeğe aykırı olarak düzenlediği bordrolara itibar ederek hesaplanan ücreti kabul etmediklerini, İlk Derece Mahkemesinin davalının hileli bordrolarına itibar ederek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları taleplerini reddettiğini, davalı işverence bordrolarda müvekkilinin aylık sabit ücretinin fazla çalışma, hafta tatili v.b. şeklinde bölündüğünü, sabit ücreti banka hesabına yatırdığını, her ay tahakkuk ettirilmiş fazla çalışma saatleri farklı olmasına rağmen bordronun sonuç kısmında hep sabit ücretin tahakkuk ettirildiğini, davalının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarını ödemediğinin davalı tanığının beyanıyla sabit olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin davalının ibraz etmiş olduğu izin talep formlarına itibar ederek müvekkilinin yıllık izinlerini kullandığı gerekçesi ile yıllık izin ücret taleplerini reddettiğini, hak edilen izin süresinin eksik tespit edilmesi ve kullanılan izin süresinin fazla tespit edilmesi nedeni ile Mahkeme kararının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin dava konusu alacaklardan kıdem tazminatı alacağı dışındakilerin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, kısmi dava açılmış gibi sonradan harcı ikmal edilen alacak kısımları için bedel arttırım tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermiş olmasının tamamen kanuna ve Yargıtay uygulamasınaına aykırı olduğunu, lehlerine arabuluculuk vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu, hüküm altına alınan alacağın ... lirası karşılığının hükme yazılmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda davacı yana her nevi alacağının zamanında ve eksiksiz biçimde ödendiğinin tespit edildiğini, hatalı birim ücret nedeniyle bakiye ihbar tazminatı tespiti ve buna dayalı hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının saat ücreti ile çalıştığı ve kesin delil nitelikli imzalı ücret bordrolarının banka kayıtları ile uyumlu olması nedeniyle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek ve itirazları baki kalmak kaydıyla raporda davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödenmiş olduğunun tespit edildiğini, hatalı birim ücret tespiti nedeniyle davacı lehine bakiye ihbar tazminatı alacağı hesaplandığını, bilirkişinin hatalı birim ücret olan 5,55 USD/saat üzerinden davacıya kıdem tazminatının fazla ödendiğini belirlediğini, fazla yapılan ödemenin doğru birim ücret olan 5,20 USD/saat ile yapılması hâlinde artacağını, davacıya yapılan fazla ödemelerin hesaplanan ihbar tazminatı alacağından takas ve mahsubu gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile

"...davacı işçinin 28/07/2015-24/12/2018 tarihleri arasında 3 yıl 4 ay 26 gün süreyle davalıya ait ... yerinde en son 8.024.57 TL Brüt giydirilmiş ücret karşılığı çalıştığı, işverenin çıkış bildirgesindeki bildirim sebebi ile bir miktar kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapmış olması karşısında davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunduğu, ancak imzalı Aralık 2018 bordrosunda 3.513,54 USD kıdem tazminatı tahakkuku yapıldığı, bu miktarın mahsubuyla yapılan hesaplama neticesinde davacının bakiye kıdem alacağı kalmadığı, davacının imzasını içeren Aralık 2018 bordrosunda 2.329,60 USD ihbar tazminatı tahakkuku bulunduğu, anılan tutarın mahsubuyla yapılan hesaplama neticesinde bakiye 491,29 USD ihbar tazminatı alacağı bulunduğu, dosya muhteviyatında bulunan imzalı ücret bordrolarının tamamında fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti tahakkukunun yer aldığı, ancak alacağın daha fazla olduğuna dair herhangi bir itirazı kayıt içermediği, dosya kapsamında bordrolarda görünenden daha fazla çalıştığının ispatına yarar yazılı delil bulunmadığı, dosyaya ibraz edilen bordroların ve imzalı yıllık izin formlarının tetkiki neticesinde yıllık ücretli izin alacağı bulunmadığı, 5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 193 sayılı Kanunun mülga 32. maddesinde “Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır...” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, davacının çalıştığı ... ile 09/08/2007 tarihinde imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması doğrultusunda davacı işçinin kazançlarının ...'de vergilendirilmediği ve bu kapsamda davacı işçinin asgari geçim indirimi alacağı bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu çerçevede davacının bu yönleri amaçlayan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

2-İlk derece mahkemesince döviz karşılığı tutarı hüküm altına alınan ihbar tazminatı alacağının parantez içerisinde TL karşılığının yazılmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde kabul edilmiştir.

Davacı tarafın ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı talepleri yönünden istinaf edilen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belge ve delillere göre; ilk derece mahkemesinin uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ve hususları nitelemesi, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri, delilleri takdir ve değerlendirmesi, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarını uygulaması, uyuşmazlık konusu hususları gerekçelendirmesi isabetli olup, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilmediğinden, yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.1 ve 355. maddeleri uyarınca esastan reddine ilişkin oybirliği ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Davalı istinafı bakımından :

...Hükmedilen toplam miktar (2.680,80 TL), İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı (5.880,00 TL) altında kaldığından, aynı Kanunu'nun 352 inci maddesi uyarınca davalının istinaf başvuru talebinin kesinlik sınırından reddine karar vermek gerekmiştir. ..." gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun usulden, davacının istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe:

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ücret bordrolarının hileli olarak düzenlenip düzenlenmediği, ücretin ispatı ile buna göre davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığına, yıllık izin ücreti, faiz ve vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlıkta davalı işverence kullandırıldığı ispat edilen yıllık ücretli izin sürelerinin bir bölümünün genel tatil günlerine rastladığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan raporda genel tatil günlerine rastlayan sürelerin yıllık izinden sayılmayacağı hususu gözetilmeksizin hesaplama yapılması hatalı ise de genel tatil günlerine rastlayan günler yıllık izinden sayılmaksızın yapılan hesaplamaya göre işverence davacıya 43 gün yıllık ücretli izin kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacının çalışma süresine göre hak kazandığı 42 günlük yıllık ücretli izin süresinin olduğu gözetildiğinde bu durumun sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.