"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 3. ... Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Kurumun maden ve işletme ruhsat sahası içinde muvazaalı olarak kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisine dayalı olarak faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile taşeronlarda 18.01.2005-10.11.2015 tarihleri arasında işçi olarak çalışırken ... sözleşmesinin ihbar önellerine uyulmaksızın feshedildiğini, davalılar arasında rödovans ilişkinin bulunmadığını ve asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin hak ettiği alacaklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret, fark ücret, ... bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ve kömür yardımı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, işçilik alacaklarından davalı rödovansçı Şirketin ... başına sorumlu olduğunu, müvekkili Kurum ile davalı Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin de bulunmadığını, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Gelik Madencilik vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin deneme süresi içinde davacı işçi tarafından feshedildiğini, bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının işçilik alacaklarının ödendiğini, çalışması boyunca yıllık izinlerini kullandığını, genel tatil çalışmasının ise olmadığını, diğer davalı ile rödovans sözleşmesi imzalandığını ve muvazaa olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin emsal içtihatları doğrultusunda davalı ... Müdürlüğünün davacının rödovansçı Şirket bünyesindeki çalışmalarından sorumlu olmadığı ve husumetin TTK Genel Müdürlüğüne düşmediği kabul edilerek davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışmalarının geçtiği işyeri arasında bağlantı ve işyeri devri olmadığı gerekçesiyle hizmet süresinin eksik alındığını, bu çalışmaların geçtiği Şirkette davalı Kuruma ait maden ve işletme sahasında yer alan işyerleri olduğunu, bu işyerlerinin ayrı ayrı ruhsatlı sahalar olmadığını, bunların davalı Kurumun 1 No.lu maden ve işletme sahası içinde yer alan üretim alanları olduğunu, ayrı ayrı Kuruma ait ruhsatlı sahalar olmayan bu alanların Kurumun kendi işletmecilik yaptığı sahanın içinde bulunduğunu, değişen işverenlere bağlı olarak davacının işyeri devri esaslarına göre tüm üretim alanlarında geçen çalışmalarının hesaplamalara dâhil edilmesi gerektiğini; raporun yeterli olmadığını, hesaplamaların eksik olduğunu, davacının çalışma süreleri ve ... sözleşmesinin başlangıç tarihindeki yürürlükte olan mevzuat yönüyle davalılar arasında usul ve kanuna uygun bir rödovans ilişkisi kurulması mümkün olmadığından Kurum yönünden davanın reddinin kazanılmış hak ve kanunların geçmişe etkili uygulanamayacağına dair genel ilkelere aykırı olduğunu; davacının davalı Kurumun sahasında madencilik faaliyetinde bulunan davalı Şirkette çalışması 22.01.2002 tarihinde başladığına göre davalılar arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin 27.12.2004 tarihli sözleşmeye göre belirlenmesinin yerinde olmadığını; davalı Şirketin 27.12.2004 tarihli sözleşmeden önce yapılan sözleşme ile kurulan ilişki döneminde çalışmaya başladığını, Mahkemece 27.12.2004 tarihinden önce imzalanan sözleşme getirtilmeden hüküm kurulduğunu, Kurumun 3213 sayılı Maden Kanunu (3213 sayılı Kanun) kapsamına alınmadan önceki bu şekilde özel sektöre yaptırdığı işletmeciliğin mevzuata aykırı olduğunun Danıştay Birinci Dairesinin 01.05.2002 tarihli ve 2002/37 Esas, 2002/62 Karar sayılı kararı ile de tespit edildiğini; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... Teftiş Kurulunca hazırlanan inceleme raporunda, TTK Genel Müdürlüğünün Ana Satatüsü'nün 4 üncü maddesinin (2) nci bendindeki yetkisine istinaden taşkömürü havzasının belli bölümlerinde hukuku kendi uhdesinde kalmak kaydıyla 1988 yılında başlattığı rödovans işletmeciliğinin, 30.05.1940 tarih ve 3867 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereğince ortaya konulmuş olan 15.10.1940 tarihli ve 2/14547 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'na aykırı olduğunu, bu nedenle rödovans sözleşmelerinin iptal edilerek rödovans uygulamalarına son verilmesi gerektiğine dair görüşlerinin yarattığı tereddütleri gidermek üzere, istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 11.03.2002 tarihli yazıları ile Danıştay Başkanlığından görüş istenmesi üzerine verilen kararda; " Taşkömürü Havzası sınırları içinde kalan alanda bulunan taşkömürünün TTK tarafından rödövans sözleşmesiyle işlettirilemeyeceği, Havzada bulunan taşkömürünün çıkarılması ve işletilmesi yönünden kendi özel mevzuatına ilişkin kuralların uygulanması gerektiği" sonucuna varıldığını, kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisi 4857 sayılı ... Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) aykırı olduğundan geçersiz ve muvazaalı olduğunu, alacaklara dava tarihi yerine talep artırım tarihinden faize hükmedilmesinin davanın niteliğine uygun olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairelerinin kaldırma kararı sonrasında alınan bilirkişi raporu, celbedilen kayıt ve belgelere göre davacının 27.05.2006 tarihinde davalı Üzülmez 18 No.lu Kömür Sahasında Demir Madencilik işyerinde ve Demir Madencilik taşeronlarında çalıştığı ve sonrasında davalı Gelik Madencilik işyerinde yine 18 No.lu Sahada ilk olarak 23.10.2014 tarihinde çalışmaya başlayarak 10.11.2015 tarihine kadar çalıştığının anlaşıldığı, davalı Gelik Madenciliğin davacının işçilik alacaklarından geçmişe dönük olarak da sorumlu olabilmesi için Şirketlerle davalı Şirket arasında işyeri devri olup olmadığının tespiti kapsamında, dava dışı Demir Madencilik Şirketi ile ... arasında 23.12.2004 tarihinde Üzülmez 18 No.lu Kömür Sahasının rödövans karşılığı işletilmesine ilişkin ... 2. Noterliğinin 23.12.2004 tarih ve 24862 yevmiye sayısı ile tasdikli sözleşmesinin sunulmuş olduğu, sonrasında 18 No.lu Kömür Sahasının 11.09.2013 tarih ve 16995 sayılı noter onayına havi devir sözleşmesi ile davalı Gelik Madencilik Ltd. Şti.'ye devredilmiş olduğunun anlaşıldığı ve davacının 18 No.lu saha çalışmalarının hesaplamada dikkate alındığı; davacının Yakup Malkoç işyerinde çalışmasının ise 12 No.lu Kömür Sahasında olması sebebi ile hesaplamada dikkete alınmadığı, davalılar arasındaki sözleşmenin geçerli bir rödovans sözleşmesi olduğu, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi geçerli bir rödovans sözleşmesinin varlığı durumunda, ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin niteliğinin başından itibaren aynı olacağı, bu ilişkinin 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenen asıl işveren alt işveren ilişkisi tanımlamasına uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir rödovans sözleşmesinin varlığı durumunda, 24.....2010 tarihi öncesi ve sonrası şeklinde bir ayrım yapılmaksızın ruhsat sahibinin, rödovansçı işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmadığının kabul edilmesinde bir hata bulunmadığı, bu nedenlerle ... yönünden davanın husumetten reddinin doğru olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve kabul edilen alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava ve talep artırım tarihlerinden hüküm kurulması ve ücret alacağına ilişkin hükmün infazda tereddüt oluşturacak şekilde kurulmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı Kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağı ve buna göre davalı Kurumun dava konusu alacaklarda sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 3213 sayılı Kanun'un "Hakların bölünmezliği, devir ve intikali" başlıklı 5 inci maddesi, ek 1 ve ek 7 nci maddeleri, ....11.2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4 üncü maddesinin "Rödövans Sözleşmesi" başlıklı (rr) bendi ile "Rödövans işlemleri" başlıklı 100 üncü maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "Ürün Kirası" bölümünün "Tanımı" başlıklı 357 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.