Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8697 E. 2022/14996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin ücret ve AGİ alacakları için açtığı davanın, dava şartı arabuluculuk ve belirsiz alacak davası şartları gözetildiğinde usulden reddinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava tarihi itibarıyla ücret ve AGİ alacaklarının hesap unsurlarının davacı tarafından bilinebilecek mahiyette olduğu ve belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuki yararının bulunmadığı değerlendirilerek, mahkemece davanın usulden reddine ilişkin verilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 17. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... bünyesinde çalışmaya başladığını, daha sonra davalı Şirket nezdinde sigortalı çalışan olarak gösterildiğini, ... sözleşmesinin davalılarca haksız ve bildirimsiz sonlandırıldığını, ücretinin net 3.500,00 TL olduğunu, ilaveten nakliye ve yükleme işleri için ödeme yapılmasının kararlaştırılmasına rağmen hak ettiği ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, yol ve yemek masrafı alacağı ile masraf alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Davacı vekili tarafından kök dosyada talep edilen AGİ, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ... ücreti, yol ve yemek masrafı ile işle ilgili masraf alacakları yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmakla 7036 Sayılı ... Mahkemeleri Kanununun 3/1 maddesi hükümleri dikkate alınmak sureti ile söz konusu husus tamamlanabilir bir eksiklik olmadığından davacının AGİ, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ... ücreti, yol ve yemek masrafı ve işle ilgili masraf alacakları talepli davasının, davalı ... yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.

Ayrıca davacı vekili tarafından ücret ve AGİ alacağına ilişkin davanın belirsiz alacak davası açtığı anlaşılmakla her iki davalı yönünden bu taleplerin tefrikine karar verilmiştir.

...

Yukarıda bahsedilen Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal kararının 2020 yılı Eylül ayı içerisinde duyurulup alenileştirildiği, dava tarihinin 23/02/2022 tarihi olduğu, böylece emsal nitelikteki kararın duyurulmasından itibaren makul sürenin geçtiği, kök dosyadan tefrik edilen ücret alacağı ve AGİ talebinin belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla her iki davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.

..." gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; arabuluculuğa başvuru şartını yerine getirdiklerini, İlk Derece Mahkemesinin konuyu şeklen yorumlamasının hatalı olduğunu, aleyhe vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihi itibarıyla dava konusu ücret ve asgari geçim indirimi alacakları hesap unsurlarının davacı tarafından bilinebilecek mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın hukukî yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuken korunmaya değer menfaatlerinin bulunduğunu, Anayasa Mahkemesinin bu hususta vermiş olduğu hak ihlali kararı olduğunu, davacı işçinin hiçbir alacağı için davalı işverenlerce ödeme yapılmadığını, kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava şartı olarak arabulucuya başvuru şartının gerçekleşip gerçekleşmediği ile asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı konusundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Kanuna, bireysel veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır."

3.7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin yirmi birinci fıkrası ise şöyledir:

"Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanır."

4. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun "Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" kenar başlıklı 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür."

5. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır"

6. 02.....2018 tarihli Resmî Gazetenin 30439 sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar."

7. Yönetmelik'in "Dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru" kenar başlıklı 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir;

" Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir."

8. Dairemizin 14.09.2020 tarihli ve 2017/17390 Esas, 2020/7550 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.