Logo

9. Hukuk Dairesi2022/8929 E. 2022/12288 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Alacak talebinden feragat edilen muvazaa tespiti davasında güncel hukuki yararın bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alacak talebinden feragat etmesiyle davada sadece tespit isteminin kaldığı, her alacak davasının aynı zamanda tespit talebini de içerdiği, 6100 sayılı HMK'nın 106. maddesine göre tespit davası açanın hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiği, alacak davası açılabilecekken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

Taraflar arasındaki muvazaa tespiti ve alacak davasından dolayı dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2018 tarihli ve 2016/329 Esas, 2018/167 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli ve 2018/2787 Esas, 2019/1506 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının Karayolları Genel Müdürlüğüne ait işyerinde yıllardan beri alt işveren firmaların işçisi olarak çalıştığını, ancak davacının yaptığı işin asıl işverenin işçisi ile aynı işler olduğunu, asıl işveren işçisi ile aynı haklara sahip olmadığını, aslında kurulan ilişkinin hizmet alımı olarak değerlendirilemeyeceğini, hizmet alımının muvazaalı olduğunu, asıl işverenin ... olduğunu, davacının ... ... ... Sendikası üyeliğinin Sendika tarafından kabul edilerek davalıya bildirildiğini, İdarenin kendi işçileri olmadığını belirterek davacıyı toplu ... sözleşmesindeki haklardan yararlandırmadığını, davacının üyeliğinin davalı ... Müdürlüğe bildirildiği tarihten itibaren toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini iddia ederek; davacının Karayolları Genel Müdürlüğünün işini yaptığı göz önüne alınarak ilk işe giriş tarihinden itibaren davalının işçisi olduğunun tespitini, sendika üyeliğinin işveren tarafından davalıya bildirildiği tarihten itibaren toplu ... sözleşmesinden ... her türlü ücret alacakları ile davacıya ödenen ücretler arasındaki fark ücret alacaklarının davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili cevap dilekçesinde, ihale konusu ... kapsamında kimlerin çalıştırılacağı, kimlerin işten çıkarılacağına dair konularda teklif ve ... makamının yüklenici firma olduğunu, davacı da dâhil olmak üzere işçilere ilişkin her türlü tasarruf hakkının yüklenici firmada bulunduğunu, davacının çalıştığı yüklenici firma ile müvekkili İdare arasında akdedilen sözleşmeler gereği davacı da dâhil olmak üzere işçilerin özlük hakları, işvereni olan yüklenici firma tarafından yürütüldüğünü, davacının çalıştığı yüklenici firma ile müvekkili İdare arasında akdedilen sözleşmelerde işin görüleceği işyeri ile işin niteliğinin belirtilmiş olduğunu, davacı da dâhil olmak üzere tüm yüklenici firma işçilerinin emir ve talimatları yüklenici firmalardan aldığını ve müvekkili İdarece yalnızca işin sözleşme uygun olarak yürütülüp yürütülmeyeceğinin denetlendiğini, yüklenici firma ile aralarında gizlenmiş bir sözleşme olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Dahili davalı Şirketler davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları, dosya kapsamındaki belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde davacının Kurum ile şirketler arasında yapılan sözleşmenin aksine davalı Kurumun hizmet binasında, işin icrası için gerekli malzemeler Kurum tarafından sağlandığını, davacının Kurumun kadrolu personeli ile aynı işi icra ederek büro personeli olarak çalıştığının anlaşıldığı, davacının icra ettiği işin (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun ile Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları arasında belirtilen işlerden olduğu, yapılan işin yardımcı ... olmadığı sonucuna varılarak davalı ... ile dahili davalı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun ve davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacaklarına yönelik talebinin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının müvekkili İdarenin işçisi olmadığını, davacı ile İdare arasında yapılmış bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davanın İdare aleyhine açılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu ve husumet yönünden reddi gerektiğini, muvazaa iddiasının varsayıma dayandığını, hiçbir delil sunulmadığını, hizmet alım sözleşmesinin mevzuata uygun olarak yapılan ihale sonucu kurulmuş bir sözleşme olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamından davacının davalıya ait işyerinde kadrolu personelle aynı ortamda aynı işleri yaptığı, çalışma koşullarının davalı ... yetkililerince belirlendiği, ... araç ve gereçlerinin davalı tarafından karşılandığı, davalı ... ile ihale sözleşmesi yapan dahili davalı Şirketlerin işyerinde ayrı bir ... organizasyonunun ve yetkilinin bulunmadığı, bu itibarla davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesindeki nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muvazaa tespiti ve alacağın tahsili istemine ilişkin davada alacak talebinden feragat hâlinde muvazaanın tespiti isteminde güncel hukuki yarar bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Tespit davası" kenar başlıklı 106 ncı maddesi şu şekildedir:

"1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

(3) Maddi vakıalar, ... başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."

3. Değerlendirme

Davacı dava dilekçesinde muvazaa tespiti ile fark alacak talebinde bulunmuş ise de yargılama sırasında fark alacaklara ilişkin talebinden feragat etmiştir. Böylece somut olayda davacının alacağa ilişkin bir talebinin kalmadığı, davaya tespit istemi yönünden devam edildiği görülmektedir. Her ... davası aynı zamanda tespit talebini de içinde barındırmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesine göre tespit istemi hukuken korunmaya değer güncel bir yararı gerektirir. Ancak ... davası açılabilecek hâllerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı dikkate alındığında, davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu sebeple dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ücret farkı talebinin reddine, muvazaa tespitinin ise kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.10.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı firmaların davalıya işçi temin ettiği, gerçek işverenin ... olduğu, ihaleyle kurulan hizmet alım ilişkisinin muvaazalı olduğunu iddia ederek davacının alt işveren işçisi adıyla çalıştığı süre boyunca baştan beri Karoyolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun tespitiyle, ...'nün taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmak suretiyle fark ücret alacaklarının tahsilini talep etmiş ancak yargılama aşamasında alacak taleplerinden vazgeçerek sadece tespit hükmü kurulmasını istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi, alacak talepleri hakkında feragat nedeniyle reddine ve davalı ... ile davacının çalıştığı alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvaazalı olduğunun tespitine karar vermiştir. Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

Uyuşmazlık konusu, davacının tespit talebiyle birlikte ... talebini de içerir şekilde açtığı davanın yargılaması sırasında ... taleplerinden vazgeçmesi nedeniyle tespit talebi bakımından yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, davacının davaya tespit talebi olarak devam etmesinde güncel hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

6100 sayılı hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106 ncı maddesinde tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisna durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği düzenlenmiştir.

Tespit davası ... davasının öncüsü niteliğindedir. Bu nedenle tespit davasında elde edilen hüküm daha sonra açılan ... davasında (konusuyla sınırlı olarak) kesin delil oluşturur.

... davası sonunda elde edilen hükmün tespite ilişkin bölümünün kapsamı, tespit davasında elde edilecek tespit hükmünden daha dar ise o zaman ... davası açılması mümkün olmasına rağmen, ... davasından bağımsız olarak ayrıca tespit davası açılmasında güncel hukuki yarar vardır.

Davacının açtığı tespit davası sonucuna göre davacı dava tarihinde halen çalışmaya devam ettiği için dava tarihinden sonrasına ilişkin olmak üzere yeni dönem ücretinin etkileneceği ve bundan sonraki ücretinin bu tespit hükmüyle tespit edilen mevcut durum göz önüne alınarak belirleneceği göz önüne alındığında, davacının davasına tespit davası olarak devamında güncel hukuki yararı mevcuttur. Davacı, dava tarihinden önceki dönem yönünden hak kazandığı alacaklarından vazgeçerek halen çalışmaya devam ettiği için dava tarihinden sonrası çalışmalarına esas olmak üzere tespit talebinde bulunmasında hukuki yarar olmadığı düşünülemez. Zira dava tarihinden sonrası için alacağı bir tespit hükmüyle artık davalı ... işçisi olacak ve ... yerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden faydalanmak suretiyle sosyal haklardan, eksik ödenen ücretlerden ve fesih halinde de tespit edilen yeni duruma göre feshe bağlı haklardan faydalanabilecektir. Bunun için mutlaka ... davası açmasına da gerek yoktur. Dava tarihi itibariyle henüz doğmamış olan dava tarihinden sonraki hak kazanacağı alacakları yönünden ... davası açarak tahsil talebinde bulunması da mümkün değildir. Davacının muvaazalı çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespitine göre davalı ...'nün tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanma imkanının doğabileceği, taraf sendikaya üye ise ... sözleşmesinin devamı sırasında yıllık ücretli izin süresinin belirlenmesi ve kullandırılmayan yıllık ücretli izin alacağı konusunda ... davası açma imkânı bulunmayan davacının Hukuk Muhakemeleri Kanunu 106 ncı maddesi çerçevesinde bu tür bir dava açmakta güncel hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/29027 E,. 2014/36594 K. sayılı 02.12.2014 sayılı ilâmında

"...

Davacı işçilerin işyerinde çalışmaya devam ettikleri açıktır. T.C.Sağlık Bakanlığı işyerinde ihale ile alt işverene bırakılan ... kapsamında çalışmakta olan davacıların hangi işverene bağlı çalıştıklarının tespitine dair davada hukuki yarar şartı mevcuttur. Davacının işverenin gerçek anlamda kim olduğunun belirlenmesi, işçinin hangi işverene karşı ... görme borcu ve sadakat yükümünü ifa edeceğinin tespiti bakımından önemli olduğu gibi, işverenin de işçiyi gözetme borcunun yerine getirilmesi noktasında da gereklidir. İşçinin ücretinin ve eklerinin yasalar gereği ödenmesi, eşit davranma borcunun gözetilmesi, ... sözleşmesi veya ücret hesap pusulası düzenlenmesi, çalışma sürelerinin belirlenmesi, Anayasal dinlenme haklarının kullandırılması noktalarında işçinin gerçek işvereninin kim olduğunu bilmesinde hukuki menfaati bulunmaktadır. İşverenin yasal yükümlülüklere aykırılığı halinde uygulanacak hukuki ve idari yaptırımların muhatabının belirlenmesi açısından gerçek işverenin tespiti önemlidir.

İşçinin en temel ... olan ücretin tespiti de gerçek işverenin belirlenmesine bağlıdır. Zira işverenin eşit davranma borcu nedeniyle aynı işi yapan kendi işçilerine ödediği ücreti, muvazaalı alt işverenlik ilişkisi kapsamında çalıştırdığı işçilerine de ödemesi gerekir. Bu itibarla işçinin ... davası açma ... bir yana, ... ilişkisinin devamı sırasında işveren yükümlülüklerinin saptanması açısından da tespit isteğinde hukuki menfaati bulunmaktadır.

Öte yandan işçinin çalıştığı sırada gerçek işverenin tespitinin, Anayasal sendikal haklarının kullanılması açsından da büyük önemi bulunmaktadır. İşçinin gerçek işverenin kim olduğunun saptanması ile işkolu buna göre belirlenecek, sendika üyeliği buna göre gerçekleşebilecek ve toplu ... hukukuna dayanan haklar bu şekilde kullanılabilecektir.

İşçinin çalıştığı sırada açabileceği davada alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespitini istemesi, vazgeçilmesi mümkün olmayan sosyal güvenlik haklarını da ilgilendirir. Yapılacak tespite göre gerçek işveren tarafından işçinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi gerekir ve bu konuda yaptırımların muhatabı gerçek işverendir.

Buradaki temel koşul, davacı işçilerin ... sözleşmelerinin sona ermemiş oluşu ve işyerinde çalışmaya devam etmeleridir. ... ilişkisinin sona ermesinin ardından açılacak tespit davasında hukuki menfaatin bulunmadığı ve ... davası açılması gerektiği sonucuna ulaşılması mümkündür. Ancak çalışan alt işveren işçisinin alt işverenlik sözleşmesinin muvazaaya dayandığını ... sürmesi ve bu yönde bir tespit isteğinde bulunması korunmaya değer çok önemli hukuki menfaatler içermektedir..." şeklindeki gerekçeyle davacının halen çalışmaya devam ettiği için tespit davası açmakta hukuk yararı bulunduğuna karar verilmiştir.

Gerek İlk Derece Mahkemesi ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesince davacının davasına tespit davası olarak devam etmesinde güncel hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi üzerine Dairemizce, yukarıda açıkladığımız nedenlerle davanın esası hakkında verilen kararlar yönünden inceleme yapılması gerekirken, davacının davasına tespit davası olarak devamında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına ilişkin saygı değer çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız. 13.10.2022