"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasındaki feragatın iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalılar bünyesinde pazarlama elamanı olarak 07.04.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, çalışması esnasında işverenin isim ve unvanlarının çeşitli tarihlerde değişiklik gösterdiğini, ancak çalışma yerinin değişmediğini, yaptığı ..., çalışma şartları, amirleri ve patronlarının aynı kaldığını, 02.01.2020 tarihine kadar aynı işyerinde çalışan müvekkilinin bu tarihte fesih ihbarı süresi tanınmadan haksız şekilde işten çıkarıldığını, işten çıkarılırken kendisine kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, aylık net 4.500,00 TL ücretle çalıştığını, ücretinin asgari kısmının bankaya yatırıldığını geri kalan kısmının ise elden ödendiğini, müvekkilinin çalışma şartları göz önüne alındığında fazla çalışma ücretini hak ettiğinin ortada olduğunu, ancak müvekkiline fazla çalışma ücreti ödenmediğini, işten çıkarıldığında kıdem tazminatının ödenmediğini, hiçbir yasal hakkı ödenmeden işten çıkarılan müvekkiline tazminat ödeneceği vaadiyle işverenin hileli davranışları ile birlikte arabuluculuğa dahi başvurulmadan ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 Esas sayılı dosyası ile dava açtırıldığını ve akabinde de davadan feragat ettirildiğini ancak feragat sonrasında işveren tarafından müvekkiline herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, ... 1. ... Mahkemesinin arabuluculuğun dava şartı olduğu hususu gözetmeden feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiğini, davanın arabuluculuğa başvurulmadan açılması ve açıldıktan kısa bir süre sonra feragat edilmesinin işverenin hilesini açıkça ortaya koyduğunu, ayrıca ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 esas sayılı dosya içerisinde yer alan feragat isimli dilekçede feragat ve vazgeçmenin aynı anda beyan edildiğini, dilekçenin açıklamalar kısmında ilk cümlede vazgeçme beyanında bulunulduğunu, ikinci cümlede ise feragat ifadesinin kullanıldığını, burada vazgeçme/feragat dilekçesinin çelişkili olduğunun ortada olduğunu ve bu dilekçenin geçersiz sayılması gerektiğini iddia ederek ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 Esas sayılı dosya kapsamında yapılan feragatin hata ve hile sebebiyle iptaline, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile belirlenebilir hâle geldiğinde artırılmak üzere, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, ... ... ve genel tatil alacağı ile yıllık izin ücreti alacağının faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; feragatin iptali talebinin reddini dilediklerini, davacının avukatı aracılığıyla dava açtığını, yine avukatı aracılığıyla davadan feragat ettiğini, davanın 15.01.2020 tarihinde açıldığını, ....02.2020 tarihinde feragat dilekçesi verildiğini, Mahkemece 02.03.2020 tarihinde karar verildiğini, süreler dikkate alındığında iddia edildiği gibi hile veya çelişki var ise feragat dilekçesi akabinde derhâl mahkeme dosyasına bildirilmesi gerektiğini, feragat dilekçe tarihi ile karar tarihi arasında 24 günlük bir zaman dilimi olduğunu, davacı veya avukatı aldatıldıklarına inanmışlarsa bu süre içerisinde dosyaya beyanda bulunabileceklerini, feragat beyanının hüküm ve sonuçlarının avukat tarafından bilinmekte olduğunu, asılın tecrübesizliği veya bilgi eksikliği olsa bile avukat marifetiyle dava takip edildiği için bu eksikliğin varlığının asla kabul edilemeyeceğini, şarta bağlı bir feragatin de söz konusu olmadığını, vekâletnamede yetki olduktan sonra yetki dahilinde yapılan feragatin geçersizliğini ileri sürmenin iyiniyetle bağdaşmadığı gibi hukuka ... ilkesini de zedeleyeceğini, dolayısıyla feragatin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin hukuken mümkün olsa da sonuçlarının ortadan kalktığını düşünmenin mümkün olmadığını, kayıtsız, açık ve kesin olarak davadan feragat edildiği için artık aynı konuda yeniden dava açılamayacağını, davanın reddi gerektiğini, ayrıca zamanaşımı def'inde bulunduklarını, zamanaşımı nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, tüm alacak kalemleri için belirsiz alacak davası ikamesinin mümkün olmadığını, belirlenebilir ve bilinir alacakların belirsiz alacak davasına konu edilmesine itiraz ettiklerini, davanın bu yönden de reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından davalılara karşı ... 1. ... Mahkemesinde 2020/27 Esas sayılı alacak davasının açıldığı, davacı vekili tarafından ....02.2020 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği, Mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından aynı davalılara karşı aynı alacak talebiyle ilgili işbu davanın açıldığı, davacı tarafın davalıların hilesiyle önceki davadan feragat ettiğine dair iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kesin hüküm sebebiyle reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafça davacıya işçilik alacaklarının ödeneceği vaadiyle davalı Şirket yetkilisinin yönlendirmesiyle arabulucuya dahi başvurulmadan ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 Esas sayılı davasının açtırıldığını, dava açıldıktan kısa bir süre sonra da işçilik alacaklarının ödeneceği vaadiyle davadan feragat etmesinin istendiğini, davacının da davalının bu sözüne güvenerek davadan feragat ettiğini, tüm bu anlatılanların yazılı belge veya somut bir delil ile ispatının mümkün olmadığını, zira anlatılanların taraflar arasında sözlü olarak kararlaştırıldığını, aldatma olayının da davalı Şirket yetkilisinin hileli davranışları ile gerçekleştiğini, ellerinde yazılı bir delil olmasa da davacının ortada hiçbir söz ve vaat olmadan davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu hâl ve şartlar altında davacının aldatıldığının açık olduğunu, arabuluculuğun dava şartı olmasına karşın arabuluculuğa dahi başvurulmadan dava açtırılmasının ve kısa bir süre sonra davadan feragat edilmesinin davalının hileli davranışlarla davacıyı yönlendirdiğinin en büyük kanıtı olduğunu, ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 Esas sayılı dosyasında mahkemenin dava şartı yokluğundan usulden ret kararı vermesi gerekirken feragat nedeniyle esastan ret kararı vermesinin ve bu davada da kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ve Yargıtay ilâmı sunarak istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ... 1.... Mahkemesi'nin 2020/27 esas sayılı dosyası ile verilen kararın, bu dosya bakımından kesin hükmün sonuçlarını doğrup doğurmayacağı ve söz konusu dosyadaki davadan feragat beyanının geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6098 Sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz. Anılan Kanun'un 31. maddesinde;"
1. Yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa.
2. Yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa.
3. Yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa.
4. Yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa.
5. Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istediğinden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıklamışsa." esaslı yanılma kabul edilmiştir. 36. maddesinde ise " Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine 6100 Sayılı Hukuk Muhakeleleri Kanunu'nun 311. maddesinde, feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu ve İrade bozukluğu hâllerinde, feragatin iptalinin istenebileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler gereğince feragat eden, hata, hile yada ikrah nedeni ile feragatin iptalini talep edebilir. Davacı, feragatin hata, hile veya ikrah nedeni ile feshi için ayrı bir dava açmayıp da, feragatin geçersizliğini ileri sürerek feragat ettiği davayı yeniden açarsa, mahkeme ön sorun olarak feragatin hata, hile yada ikrah nedeniyle geçersiz olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. İrade fesadı ileri sürülen her davanın kesin hüküm itirazı ile karşılaşılmadan görülebileceği açıktır. Bu nedenle mahkemece tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu 164. maddesi gereğince, feragat beyanının iptali talebi, ön sorun olarak değerlendirilmeli ve oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. ( Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2016/7106 Esas, 2016/9735 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda feragat edenin hile iddiası nedeniyle feragatin geçersizliğini ileri sürerek feragat ettiği davayı yeniden açtığı, mahkemece Yargıtay ilamı doğrultusunda feragatin hile nedeniyle geçersiz olup olmadığının değerlendirildiği, taraf tanıklarının dinlendiği ve dosyadaki iddialar gözönünde bulundurularak davacı tarafın davalıların hilesiyle önceki davadan feragat ettiğine dair iddiasını ispat edemediğini belirterek davanın kesin hüküm sebebiyle reddine karar verdiği görülmektedir.
Dairemizce de dosyadaki delillerden davacının irade fesadına dayanan iddiasını ispat edemediği değerlendirilmiştir. Dinlenen tanıklar hile ile feragatin gerçekleştiği yönünde bir beyan ortaya koymadıkları gibi dosya kapsamında hileye ilişkin davacının iddiası dışında herhangi bir delil de sunulmamıştır. Arabuluculuğa başvurulmadan davanın açılması ve davanın açılmasından kısa bir süre sonra davadan feragat edilmesi hilenin gerçekleştiğine delalet edemeyeceği gibi ... 1.... Mahkemesinin 2020/27 esas sayılı dosyasında mahkemenin dava şartı yokluğundan usulden ret kararı vermesi gerekirken feragat nedeniyle esastan ret kararı vermesinin de HMK 309.madde gereğince feragatin karşı tarafın kabulüne ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın hüküm ifade etmesi nedeniyle sonuca etkili görülmemiştir..."
gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... 1. ... Mahkemesinin 2020/27 Esas sayılı dosyasındaki feragat beyanının geçerli olup olmadığı ve davanın feragat sebebiyle reddine dair kararın bu dosya bakımından kesin hüküm oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 30 ve 31 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 309 ve 311 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.