Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9384 E. 2022/12758 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işvereni aleyhine açtığı davada, fazla mesai ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle alacak talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacının fazla mesai ve hafta tatili yaptığına dair iddiasını ispatlayacak nitelikte yeterli ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle alacak talebinin reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : KDZ. Ereğli 2. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; hüküm altına alınan ve kabule göre davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 10.665,90 TL olup dava tarihi itibarıyla ... sözleşmesinin sona ermiş olduğu da dikkate alınarak bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.07.1999-27.09.2018 tarihleri arasında davalı Şirket nezdinde Enerji Üretim ve Dağıtım Müdürlüğü bünyesinde müdür olarak çalıştığını, Enerji Üretim Tesisleri Müdürlüğünün işletmenin tüm üniteleriyle irtibatta olması gerektiğinde ... yoğunluğunun fazla olduğunu ve haftanın 7 günü 24 saat esaslı çalışma yapmak durumunda kaldığını, her gün saat 19.30'a kadar, haftanın 2 günü ise saat 21.00'e kadar çalışmak durumunda kaldığını, yaptığı fazla çalışmaları karşılığının ödenmediği gibi, tatil günleri ile hafta tatili çalışmaları için de ödeme yapılmadığını belirterek fazla çalışma, hafta tatili ve ... ... ve genel tatil ücreti alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını, fazla çalışma yapılması yetkili makamdan önceden ... alınmasına bağlı olduğunu, davacının ön müsaade kapsamında yapmış olduğu tüm fazla çalışmaya ait ücretlerin noksansız bir şekilde kendisine ödendiğini, fazla çalışmanın ön anaya bağlı olduğu hususunun personel yönetmeliğinin eki olan puantaj yönergesinde "fazla çalışmalar ön tasvibe istinat etmelidir" şeklinde ifade edildiğini, davacının da kendi el yazısı ile ... sözleşmesinin eki niteliğindeki bu belgeyi imzalamak suretiyle düzenlemeyi kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının 22/07/1998 - 27/09/2018 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davalı işveren tarafından işe giriş ve çıkışlarda kullanılan elektronik kayıtların sunulmadığı, davacının işyerinde fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını ancak karşılığının davalı işverence ödenmediğini ... sürdüğü, mahkememizce dinlenen tanık beyanlarıyla değerlendirilmesinden; davacının normal çalışma saatlerinin 07:30-17:30 saatleri arasında olduğu, davacının haftanın üç günü 19:30'a kadar, haftanın iki günü 21:00'a kadar çalışmasına devam ettiği, yasal ara dinlenme süresinin düşülmesi ile yasal çalışma süresi olan 45 saatin mahsubu sonrası davacının fazla çalışma süresinin haftalık 14,5 saat olduğu, davalı işyerinde uygulanan Aylık Ücretli Personel Yönetmeliğindeki; fazla mesailerin aylık ücrete dahil olduğu yönündeki hüküm dikkate alınarak yıllık 270 saati geçen süreler için fazla mesai hesabı yapıldığı, davacının ayda 2 hafta sonu çalıştığı, hafta tatili ücret alacağı da bu doğrultuda hesaplandığı, davacının en az bir dini bayramda çalıştığı ve milli bayramların tamamında çalıştığının tanık beyanlarından anlaşıldığı, mahkememizce tanzim ettirilen 26/07/2019 tarihli bilirkişi raporunun yukarıdaki saptamalara uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu,..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve bilirkişi raporu ile belirlenen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve ... ... genel tatil ücreti alacakların davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, fazla çalışma ücretinin temel ücrete dahil olduğuna dair sözleşme hükmünün sadece ilk yıl için geçerli olduğunu, davacıdan daha sonra bu yönde ... alınmadığını, tanık beyanlarına göre daha fazla olarak belirlenmesi gereken alacakların eksik olarak hesaplandığını, kararın bu yönü ile hatalı olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, tanık beyanları esas alınarak fazla çalışma, hafta tatili ile ... ... ve genel tatil alacağı hesaplanamayacağını, zira abartılı, afaki ve taraflı tanık ifadelerine istinaden alacak hesabı yapıldığını, davacının imzaladığı ... sözleşmesine göre yıllık 270 saate kadar fazla çalışmaların ücretine dahil olduğunun kabulü ve indirim uygulamış olmasına rağmen fahiş tutardaki alacağın kabulünün hatalı olduğu gibi kabule esas beyanların hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, kaldı ki yıllık 270 saati haftaya oranlayarak yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu; fazla çalışma ücreti için dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz yürütülmesinin de hatalı olduğunu, davacının ücret bordrolarına itirazı olmadığını belirterek İlk Derce Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"..Tanık beyanlarının genel tatil çalışmalarına ilişkin kısmı dışında somut, kesin ve ispata elverişli nitelikte olmadıkları, tanık ...'ın 17.30'dan sonra kendisinin çalışmadığını, mesaiye geldiğinde davacıya gördüğünü, ancak buna dair somut ve yeterli beyanı bulunmadığı, diğer tanık ...'ın da vardiyalı çalıştığı, kendi çalışma saatlerini 08.30-16.30 olarak belirttiği; fazla çalışma ve hafta tatili çalışma iddiasının tanık beyanları ile ispatlanamadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan mail çıktılarının fazla/ hafta tatili çalışma iddiasını ispata elverişli olmadıkları anlaşılmakla bu talepler yönünden davanın reddi yerine kabulü hatalı olmuştur. Genel tatil çalışma iddiasının ise tanık beyanları ile ispatlandığı görülmektedir. Ancak tanıkların çalışma süresi ile sınırlı değerlendirme yapılabileceğinden Tanık ...'ın 27.02.2017, tanık ...'ın 2018 Ocak ayında işten ayrıldığı beyanları karşısında birikişi raporunda 2018 yılına ait 4.610,67 kısmın ve davacının zamanaşamı nedeniyle ıslahta düştüğü 382,38 TL de gözetilerek ... genel tatil ücreti 15.237,00 TL olup; %30 hakkaniyet indirimi ile 10.665,90 TL olduğu halde fazla miktara hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.

Fazla çalışma ücreti iddiası ispat edilemediğinden davacının istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.

Davalı vekili uygulanan faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini savunmuş ise de dairemizce kabul edilen genel tatil çalışma ücreti alacağının ücret nevinden olması karşısında en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır..." gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulü ile dosya kapsamına göre ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma alacağına yönelik talebin reddine karar verilmek suretiyle davanın kısmen kabulü hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesince fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tanık beyanları ile davacının fazla çalışma yaptığının doğrulandığı, konuya ilişkin emsal nitelikteki yargı kararlarında işyerinde fazla çalışma yapıldığı olgusunun kabul edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ... sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.