Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9554 E. 2022/10348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda, kıdem tazminatı miktarının ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hükmün bozma öncesi kararla farklılık göstermesi uyuşmazlığa neden olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyarken usuli kazanılmış hak ilkesine ve taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak, bozma öncesi hükümden farklı bir kıdem tazminatı miktarına hükmetmesi ve manevi tazminat talebinin reddine dair hükmü tekrarlamaması hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; davacı asılın 01.04.2005-30.01.2012 tarihleri arasında şoför olarak davalı işverenin Bağdat'ta bulunan Victorya Camp ... üssünde çalışmaya başladığını, kötü çalışma koşulları sebebiyle akciğer kanserine yakalandığını, hastalık ve geçirdiği operasyonlar nedeni ile ciddi bir manevi çöküntü yaşadığını, günde 15 saat çalıştığını, hafta tatili izni kullandırılmadığını, millî ve dinî bayramlarda da çalıştığını ve yıllık ücretli izin kullandırılmadığını, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, maddi ve manevi tazminat ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının 01.04.2005-09.03.2012 tarihleri arasında çalıştığını, şantiyede işin bitmesi nedeniyle tüm hak ve alacaklar ödenerek haklı sebeple ... sözleşmesinin sonlandırıldığını, davacının hastalığının işyeri şartlarından kaynaklanmadığı, şoförlük yaptığı için bu tarz bir hastalığa yakalanamayacağını, dosyaya sunulan sağlık raporunun 05.....2013 tarihli olduğunu ve işten ayrıldıktan bir yıl sonra davacının hastalandığını, işyerinde çalıştığı dönemlerde yıllık ücretli izinlerini kullandığını, çalışmanın 08:00-17:00 saatleri arasında haftanın 6 günü olduğunu, Cuma günleri hafta tatili izni verildiğini, fazla çalışma yapmış ise ücretlerini aldığını, çalıştığı ülke resmî ve dinî bayramlarında tatil uygulandığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davacının davalıya ait işyerinde 01.04.2005-30.01.2012 tarihleri arasında en son aylık 1.550,00 USD ücretle beton kamyon/tır şoförü olarak çalıştığı, ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın sona erdirildiği, davalı tarafın şantiyede işin bitmesi sebebiyle davacının tüm haklarının ödendiğini belirterek ibraname sunduğu, ibraname içeriğinde kıdem ve ihbar tazminatına yönelik ödeme bulunduğu, diğer işçilik alacakları bakımından ise ibranamede bir tutar yazılmadığı, ibranamenin; sonradan yürürlüğe girse de feshin sonuçlarını düzenlemesi bakımından 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 420 nci maddesindeki şartlara da uygun olmadığı, bu nedenle ödeme olgusu ispat edildiği kadar ibraname içeriğine itibar etmek gerektiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, hafta tatili, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci:

Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 27.02.2019 tarihli ve 2015/32704 Esas, 2019/4905 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazları reddedilerek 818 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde düzenlenen ibranamenin geçerli olduğu, buna göre davacının yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ise reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılar, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Taraflar arasında hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağının miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Dairemiz kararlarında usuli kazanılmış hak ilkesine yer verilmektedir. Örneğin Dairemizin 23.03.2022 tarihli ve 2022/2607 Esas, 2022/4015 Karar sayılı kararında bu ilkeden “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum davaların uzamasının önüne geçmek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yargıtayın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.” şeklinde söz edilmiştir.

Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

Mahkemece, Dairemizin 27.02.2019 tarihli ve 2015/32704 Esas, 2019/4905 Karar sayılı bozma kararının kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı alacağı yönünden, bozma öncesinde olduğu gibi net 12.434,33 TL tutarın hüküm altına alınması yerine 13.243,91 TL kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerek usuli kazanılmış hak ilkesine gerekse taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.

3- Ayrıca, Dairemizin 27.02.2019 tarihli ve 2015/32704 Esas, 2019/4905 Karar sayılı bozma kararından önce Mahkemece kurulan hükümde “Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmek suretiyle maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiştir. Davalı temyizi üzerinde hükmün bozulduğu dikkate alındığında, bozma sonrası kurulan hükümde de bu taleplerin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece sözü edilen taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken bu talepler hakkında hüküm kurulmaması da hatalı olup bir başka bozma nedenidir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.