Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9687 E. 2022/14234 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı kurumu asıl işveren olarak kabul edip, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından genel muvazaa kriterleri ve diğer muvazaa iddialarına dair somut bir delil sunulamadığı, davalı kurum ile alt işverenler arasında geçerli bir asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu ve davacının asıl işveren tarafından imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 44. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı işverenin muvazaalı ilişki ile davacıyı alt işverenler nezdinde çalıştırdığını, davacının çalıştırılmaya başlandığı ilk günden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun kabul edilmesi ve sendika üyeliğinin bildirildiği tarihten itibaren davalı ile ... Yol-... Sendikası arasında imzalanan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini ve ... sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fark ücret, fark fazla çalışma ücreti, yemek yardımı, sosyal yardım, yıpranma primi, ek ödeme ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Kurum arasında yapılmış bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davalı Kurumun ihale makamı konumunda olduğunu, daimi kadro tahsisinin idari bir işlem olduğunu, idari işlem tesis edecek şekilde yargı kararı tesis edilmesinin mümkün olmadığını, ihale konusu ... kapsamında kimlerin çalıştırılacağının ve kimlerin işten çıkarılacağını dair konularda teklif ve onay makamının yüklenici firma olduğunu, İdarece gerçekleştirilen bir fesih işleminin bulunmadığını ve talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"(...) Her ne kadar dava dilekçesinde muvazaa iddiasında bulunulmuş ise de ; dosyaya davacı ile ilgili olarak davalı Karayoları ve yüklenici arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı konusunda kesinleşmiş bir Mahkeme kararı ibraz edilmemiştir. ... Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 ncü maddesi uyarınca davalı Kurumun yapacağı hizmetleri başka işverenlerden satın alması mümkündür. Bu düzenleme gereğince asıl işin tamamı ya da bir kısmını 4857 sayılı kanunun 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tabii olmaksızın alt işverene verilmesi mümkündür. Davalı ... ile Yol - ... Sendikası arasında davacının çalıştığı dönemi de kapsayan Toplu ... Sözleşmesinde, bu sözleşmenin uygulanacağı yerler ile işçiler açıkça belirtilmiştir. Davacının işvereni olan taşeron firmalar Toplu ... Sözleşmesi'nin tarafı değildir. Ayrıca davacının talep ettiği alacak kalemlerinden ilave tediye bakımından davalı ... asıl işveren sıfatı ile ödeme yükümlülüğü altında bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı işçinin ...'den kaynaklı ücretler eklenmeksizin talep edebileceği kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacakları 18.09.2019 tarihli ek bilirkişi raporu ile hesaplanmış, davacının ücret farkı alacağı, fazla çalışma fark ücret alacağı, yemek yardımı alacağı, sosyal yardım alacağı, yıpranma primi alacağı, ek ödeme alacağı ve ilave tediye alacağına yönelik taleplerinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.(...)" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; seri olarak yürütülen dava dosyalarında işçilerin ... sözleşmelerinin Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin muvazaalı dönem olarak kabul ettiği Ocak-Şubat 2013 döneminde sona ermesine rağmen ... ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesinin hatalı olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; daha önce sunulan savunma ve itirazlarını tekrarladıklarını, davanın yüklenici firmalara ihbarı taleplerinin değerlendirilmediğini, davanın müvekkili Kurum yönünden husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili Kurum arasında yapılmış bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davalı Kurumun ihale makamı konumunda olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"(...)Somut olayda, davacının talep döneminde, Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü 103. Şube şefiliği devlet ve il yollarında her türlü rutin yol bakımı ve onarımını (karla ve buzla mücadele, yol yaması, normal bakım, sanat yapıları bakım ve onarımı, trafik hizmetleri ve benzeri işler) konu alan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığı görülmektedir. Bu ... fesih tarihinde yürürlükte olan 6001 sayılı Kanun'un 4/g maddesi uyarınca alt işverene verilebilecek işlerden olup davacı tarafından genel muvazaa kirterleri ile başkaca muvazaa dayanaklarına dair somut bir iddia ve ispat yapılmadığından davalılar arasında geçerli bir asıl ve alt işveren ilişkisinin bulunduğunun tespiti yerindedir. Tarafların bu yöndeki istinaf talepleri isabetsizdir.

Öte yandan davalının ihbar talebinde ihbar edileceklerin isimleri ve adresleri yer almadığından usulüne uygun bir ihbar talebi bulunmamaktadır.

Davacının daha önce muvazaa tespiti içeren kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır.(...) gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekilince, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından genel muvazaa kriterleri açısından somut bir iddia ve ispat yapılmadığının ifade edilmesinin ileri sürülen delillerin değerlendirilmediğinin göstergesi olduğunu; tanık beyanları ve aynı bölgede, aynı koşullarda çalışan işçiler bakımından verilen ve onanan muvazaa kararları dikkate alındığında davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik ve muvazaalı olduğunun anlaşılacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2. Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, husumet, davanın ihbarı, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.