Logo

9. Hukuk Dairesi2022/9888 E. 2022/13958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının çalıştığı ortamın gürültülü iş tanımı kapsamında olup olmadığı, bu sebeple kısa çalışma primi ve fazla mesai ücreti alacaklarının hesaplanmasında Yönetmeliğin uygulanıp uygulanmayacağı, zamanaşımının durup durmadığı ve faiz başlangıç tarihinin tespiti uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idareye yapılan sulh davetinin tebliğ tarihi ve cevabının tespit edilerek 659 sayılı KHK'ye göre zamanaşımının durduğu sürelerin belirlenmesi, akabinde zamanaşımı def'i de dikkate alınarak davacının alacaklarının yeniden hesaplanması ve ayrıca kısa çalışma primi ile fazla mesai ücretlerine uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

BÖLGE ADLİYE

MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... 15. ... Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı ... Tersane Komutanlığında bulunan 39 İzalasyon Fabrikasında yer kaplamacı işkolunda çalıştığını, ... ... Sendikası üyesi olduğunu, Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 4 üncü maddesinde günde azami 7,5 saat veya daha az çalıştırılması gereken işlerin sayıldığını, maddenin (p) bendinde gürültülü işlerin bu kapsamda olduğunun belirtildiğini, gürültülü işler tanımına ise gürültü düzeyi 85 Db(A)’nın üzerinde olan işlerin girdiğinin ifade edildiğini, davacının çalıştığı ... Tersane Komutanlığı bünyesinde defalarca gürültü ölçümlerinin yapıldığını ve söz konusu ölçümlerde kişisel maruziyet değerlerinin Yönetmelik'teki sınır değer olan 85 Db(A)’dan yüksek çıktığını, ortamın gürültüye müsait olduğunu ve davacının sürekli risk altında bulunduğunu, riskin varlığının dahi 7,5 saat çalıştırılması için yeterli olduğunu bu nedenle davacının Yönetmelik kapsamında sayılması gerektiğinin tespiti ile işyerinde geçerli toplu ... sözleşmeleri hükümleri gereğince hak kazanılan kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunarak müvekkili Bakanlık tarafından yürürlükte olan toplu ... sözleşmesi, mevzuat ve emirlere uygun işlem tesis edildiğini, gürültü maruziyet değeri 85 Db(A) üzerinde olan işçilerin 7,5 saat kapsamına geçirildiğini ve kısa çalışma primlerinin ücretleri ile ödendiğini, davacının Yönetmelik kapsamında olmadığını ve alacak taleplerinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak davacının dava konusu dönemde davalı işyerinde gürültülü ortamda çalıştığı ve Yönetmelik kapsamında olduğu, buna göre fazla çalışma ücreti ile toplu ... sözleşmesi hükmü gereği kısa çalışma primi alacağına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 29.05.2019 tarihinde 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin (659 sayılı KHK) 9 ve 10 uncu maddeleri uyarınca sulhen çözüme gitmek için davalı İdareye başvuruda bulunduklarını, 60 gün içerisinde cevap verilmeyerek bu talebin reddedildiğini, 659 sayılı KHK hükümleri gereği 29.05.2019-29.07.2019 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin durduğunu, hesaplama yapılırken bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, dava konusu işyerindeki çalışma koşullarının, davacının fiilen yaptığı işin yerinde tespiti için keşif yapılması, dosyadaki ölçüm sonuçlarının davacı ile ilgili kişisel ölçüm bulunup bulunmadığının konusunda uzman teknik bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerekirken ayrıntılı teknik inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının 9 yıl boyunca yapılan işleme itiraz etmediğini, yapılan ölçümlerin usul ve kanuna uygun olduğunu, gürültü değeri yüksek çıkan işçilerin 7,5 saat kapsamına geçirildiğini, kısa çalışma primleri ile ücretlerinin ödendiğini, 7,5 saat kapsamında kalmadığı takdirde ise buna göre günlük 8,5 saat çalıştırıldığını, fazla çalışma hesabının %80 zamlı yapılmasının da hatalı olduğunu, istenen faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerinin de yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... davacının davalıya ait ... Tersanesi Komutanlığı 39 İzolasyon Fabrikasında yer kaplamacı ... kolunda 15.....2010 tarihinde çalışmaya başladığı, çalışmasının dava tarihi itibariyle devam ettiği, işyerinde bağıtlanan toplu ... sözleşmesinin tarafı olan ... ... Sendikasına üye olduğu, davacının çalıştığı işyerinde yapılan 2011 tarihli ölçümde gürültünün 95,4 desibel olarak ölçüldüğü, davacının gürültülü ortamda çalıştığından günlük 7,5 saat çalıştırılması gerekirken 8,5 saat çalıştırılması sebebiyle günlük yarım saat fazla çalışmasının bulunduğu, ayrıca ... 52/c maddesinde düzenlenen kısa çalışma primine de hak kazandığı, bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken arabuluculuk sürecinde geçen sürenin davalının zamanaşımı savunması dikkate alınırken göz önünde bulundurulduğu, davacının 659 sayılı KHK’nın 9 ve 10. maddeleri uyarınca sulh olmak için işverene başvurdukları ve KHK hükümleri gereği 29.05.2019-29.07.2019 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin durduğu yönünde istinafı bulunmakta ise de, 659 sayılı KHK’nın 9. maddesinde idareye kendisine dava açılması ihtimali bulunduğu hallerde karşı tarafla sulh olma yükümlülüğü getirildiği, buradaki sulh olmanın idare bakımından geçerli olup davacının üyesi olduğu sendika tarafından 659 sayılı KHK uyarınca idareye yapılan sulh teklifinin neticelendirilmesi gereken 60 gün süre boyunca zamanaşımını durdurmayacağı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu ..." gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ... sürdüğü nedenleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ... sürdüğü nedenleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna göre günde en fazla 7,5 saat çalıştırılması gerekip gerekmediği, hesaplanan alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve alacaklara uygulanan faiz başlangıç tarihi ile türlerinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 659 sayılı KHK'nın 9 uncu maddesinin birinci ve beşinci fıkrası şöyledir:

" (1) İdarelerin adli yargıda dava açmadan veya icra takibine başlamadan önce karşı tarafı sulhe davet etmesi esastır. İdareler, kendi aleyhlerine dava açılacağını veya icra takibine başlanılacağını öğrenmeleri durumunda da karşı tarafı sulhe davet edebilirler. Sulhe davet, uyuşmazlığın tarafı olan gerçek veya tüzel kişilerce de yapılabilir. İlgili mevzuatında daha uzun bir süre öngörülmediği takdirde, sulhe davette karşı tarafa, ifa, itiraz veya sulh teklifinde bulunmak üzere otuz güne kadar süre verilir.

...(5) Sulh başvurularının altmış gün içinde sonuçlandırılması zorunludur. Sulh başvurusu

altmış gün içinde sonuçlandırılmamışsa istek reddedilmiş sayılır.

3. 659 sayılı KHK'nın 10 uncu maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:

" (5) Tarafların sulhe davet yazısının diğer tarafa tebliği ile uyuşmazlık konusu hak ve alacağın tabi olduğu kanuni süreler durur. Sulhün sağlanamaması halinde bu husus tutanağa bağlanır, tutanak tarihinden itibaren uyuşmazlığın niteliğine göre kanuni süreler yeniden işlemeye başlar. Mücbir sebep halinde genel hükümlere göre işlem yapılır. "

4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 117 nci maddesi şöyledir:

"Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.

Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekilince dava dilekçesinde arabuluculukta geçen sürede ve 659 sayılı KHK hükümleri gereğince sulhe davet üzerine geçen 60 günlük sürede zamanaşımının durduğu belirtilmiş olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda arabuluculukta geçen süre boyunca zamanaşımının durduğu belirtilerek alacak hesabı yapılmış ise de sulh için başvuru tarihinden itibaren geçen sürenin zamanaşımının durmasını sağlayan bir durum olarak dikkate alınmayacağı açıklanarak hesaplama yapılmıştır. Dosya içeriğinde, davalı İdareye yapılan sulhe davet yazısının hangi tarihte tebliğ edildiğine ve tebliğden itibaren 60 günlük sürede herhangi bir cevap verilip verilmediğine dair bilgiye rastlanmamıştır. Belirtilen sebeple, öncelikle davalı İdareye yapılan sulhe davet yazısının hangi tarihte tebliğ edildiği ve tebliğden itibaren 60 günlük sürede herhangi bir cevap verilip verilmediği tespit edilmeli ve gelen cevap ve belgelere göre 659 sayılı KHK gereğince zamanaşımının hangi tarihlerde durduğu ve hangi tarihlerde yeniden işlemeye başladığı hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Zamanaşımı durma süreleri belirlendikten sonra; davaya ve ıslaha karşı ... sürülen zamanaşımı def'... dikkate alınarak ve talep edilen dönemle sınırlı olacak ve zamanaşımının durduğu süreler de hesaplamaya dâhil edilecek şekilde davacının alacakları, gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınarak yeniden hesaplanmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesi kararında, dava konusu kısa çalışma primi ve fazla çalışma ücreti alacaklarına bilirkişi raporunda belirlenen ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiş ise de bilirkişi raporunda temerrüt tarihleri tespit edilmiş olmadığından bu alacak kalemlerine uygulanacak faizin başlangıç tarihi yönünden hüküm infaza elverişli bulunmamaktadır. Kaldı ki, kısa çalışma primi yönünden toplu ... sözleşmelerinde ayrı bir ödeme günü belirlenmiş olmadığından 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi uyarınca bu alacak kalemine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde verilen karar isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.