"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar toplamda 28.398,27 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 283.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.08.2015 tarihinde davalı Kurum bünyesinde çalışmaya başladığını, çalışmalarının değişen alt işveren Şirketler nezdinde gösterildiğini, ancak davacının çalışma şeklinin hiç değişmediğini, bu surette 30.11.2016 tarihine kadar kesintisiz bir şekilde çalıştığını, davacıya yol parası ödemesi yapılmadığını ve gece vardiyasında çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, davalı işverence ... sözlemesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedilmesi üzerine işe işe iade talebiyle açtıkları davanın lehine sonuçlandığını, süresi içinde başvuruda bulunmasına rağmen işe başlatılmadığı gibi hak ve alacaklarının da ödenmediğini belirterek kısmi dava olarak; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ... güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar, ... arama izni ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, yol ve yemek ücreti alacakları, eğitim yardımı, çocuk parası yardımı alacakları ile belirsiz alacak davası olarak da; fazla çalışma ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacak, gece vardiyası zammı ve sendikal tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili İdarenin işçisi olmadığı için taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, işveren sıfatlarının bulunmadığını, Belediye ile davacı arasında ... sözleşmesinin mevcut olmadığını, zira davacıyı işe ..., ... sözleşmesini imzalayan, ücretini, sosyal haklarını, sigorta primlerini ödeyen, çalıştıran, çalışma koşullarına göre çalışmalarını denetleyenin dava dışı ... Yem. Tem. İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili Belediyenin alt işveren Şirket ile yaptığı ihale süresi tamamlandıktan sonra işçilerin müvekkili Belediyede istihdam edilebilecek bir ... kalmadığı için ... sözleşmesinin alt işveren Şirket tarafından feshedildiğini ve dolayısıyla müvekkiline husumet yöneltilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.08.2015-30.11.2016 tarihleri arasında davalı ... bünyesinde farklı alt işveren Şirketler nezdinde temizlik personeli olarak çalıştığı, ... sözleşmesinin feshedilmesi sonrası açtığı işe iade davasının lehine sonuçlandığı, davalı Kurumun işe iade kararının mali sonuçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacı tarafça süresi içinde başvurulmasına rağmen işe başlatılmadığı gibi tazminat ve ücret alacaklarının da ödenmediğinin anlaşıldığı, davacı tarafça her ne kadar sendika üyesi olduğundan bahisle toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar talep edilmiş ise de; davalı ve alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin kanuna uygun biçimde kurulmuş alt işveren asıl işveren ilişkisi niteliğinde olduğu ve muvazaalı bulunmadığı, bu durumda davacının davalı Kurumun tarafı olduğu toplu ... sözleşmelerinden yaralanamayacağı, sendikal tazminat ve toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan gece vardiyası zammı, hafta tatili, ... arama izin ücreti, çocuk yardımı ile eğitim, öğretim yardımı alacaklarına yönelik taleplerin reddi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemece hüküm altına alınan alacakların toplu ... sözleşmesine uygun olarak hesaplanmadığını, müvekkilinin işyerinde uygulanmakta olan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmamasının 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olduğunu, müvekkilinin sendikaya üye olduğunu ve üyeliğini bildirdiğini, aynı konuda verilen kabul kararları bulunduğunu, mahkemelerce farklı kararlar verilmesinin hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin fazla çalışma alacağı hesaplandığında gece vardiyasına ilişkin hiçbir değerlendirmede bulunulmadığını, gece çalışmalarının günde 7,5 saati geçen haftalık 37,5 saati geçen çalışmalar olduğunu, ikinci vardiyadaki işçilerin tamamının çalışmaları gece çalışması sayılmasına rağmen bilirkişi tarafından bu yönde bir değerlendirme yapılmadığını, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden müvekkilinin gece çalışması bulunduğunun açık olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; husumet itirazının nazara alınmadığını, davacın müvekkili Kurum işçisi olmadığını, davanın alt işveren Şirkete ihbarı istenmişse de bu hususun yerine getirilmediğini, bu durumun usule ve Yargıtay içtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini, davalı ... bünyesinde son çalışmasını yapmış olsa da davacının 01.08.2015-30.11.2016 tarihleri arasında hizmet alım yolu ile istihdam edildiğini, davada taraf teşkili tam olarak sağlanmadığını, davacının yıllık izin, fazla çalışmaya dair taleplerinin çelişkili tanık beyanları nazara alınarak ve işçi lehine yorumlanarak kabulünün hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl işveren konumundaki Belediye ile dava dışı yüklenici şirketler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, açılan işe iade davasında davacının işe iadesine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı işçinin başvurusuna rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmadığı buna göre ... sözleşmesinin fesih tarihi işçinin başlatılmadığı tarih kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının bu tarihe göre hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacı işçinin alt işverenler bünyesinde çalışmış olması nedeniyle davalı asıl işveren olan Belediyenin yapmış olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, dinlenen tanığın işverene karşı davası olması ve beyanının başkaca delil ile desteklenmemesi sebebiyle puantaj kaydı bulunan dönem dışında fazla çalışma ve gece çalışma alacağı taleplerinin reddi yönünden verilen kararın da yerinde olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının gece çalışması alacağına hak kazanıp kazanmadığı, asıl işverenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve Mahkemece hüküm altına alınan alacakların hesaplanma yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 6356 sayılı sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
4. 4857 sayılı Kanun'un 17, 21, 25, 32, 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.