Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10255 E. 2023/8509 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sendikaya verilen toplu iş sözleşmesi yapma yetkisinin, işyerinde yeterli çoğunluğa sahip olunmadığı iddiasıyla iptali istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Anayasa’nın 141. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 359. maddesinde öngörülen şekilde gerekçeli karar verme yükümlülüğüne aykırı olarak, hangi sebep veya sebeplerle karar verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermeyen karar vermesi gözetilerek karar usulden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... tarafından diğer davalı ... lehine müvekkiline ait "... ... ... Bulvarı No:26 ...-..." adresinde bulunan işyerinde toplu ... sözleşmesi yapmak üzere verilen yetki tespitine ilişkin bildirimin 27.07.2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, yetki tespitinin gerçeği yansıtmadığından iptali gerektiğini, davalı ... Sendikasının 16 sıra numaralı Gemi Yapımı, ... Taşımacılığı, Ardiye ve Antrepoculuk işkolunda kurulu olduğunu, müvekkili Şirkete ait işyerinde gerçekleştirilen işin niteliği ve yürütümü bakımından 16 sıra numaralı işkoluna ait yetki tespitinin hatalı olduğunu, ayrıca davalı Bakanlığın davalı Sendikanın talebi ile yapmış olduğu araştırmada eksik inceleme yaparak çalışan sayısını hatalı bir şekilde belirlediğini, söz konusu hataların yapılan yetki tespitini etkilediğini, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) Temmuz 2021 dönemine ilişkin ilgili dönem bordrolarının celbi ile tespit edileceği üzere davalı Sendikanın, diğer davalı Bakanlığa yetki tespiti için başvuru yaptığı tarihte işyerinde çalışan sayısının 57 olduğunu, dolayısıyla davalı Sendikanın hiçbir şekilde yetki tespiti için yeterli üye çoğunluğuna sahip olmadığını, yetki tespiti kararının iptali gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, dava konusu işlemin iptalini gerektirecek bir husus olmadığını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hukuki dayanaktan yoksun, delillendirilmemiş ve 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 53 üncü maddesinde düzenlenmiş toplu sözleşme özgürlüğünü ihlal eden ve buna ilişkin yasal yargı yoluna başvuru hakkının kötüye kullanılması mahiyetindeki davanın, davacının yargılamayı uzatmaya yönelik tanık dinletme, keşif, bilirkişi incelemesi gibi talepleri nazara alınmaksızın tüm talepleri bakımından doğrudan reddi gerektiğini, şayet işkolu itirazının incelenmesi yönünde karar verilmesi hâlinde dosyanın bu açıdan tefrik edilerek yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, işkolu tesptine itirazın 6356 sayılı Kanun'a bağlı düzenlemeler ... olmak üzere ayrı esasta incelenmesi gerektiğini savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işkolu tespit itirazının ayrı bir durum olduğu yetki tespiti davalarında işkolu itirazlarının bekletici mesele dahi yapılamayacağı, kaldı ki somut olayda usulüne uygun yapılmış işkolu itirazı, yahut Kurumdan istenmiş bir işkolu tespit talebi bulunmadığı, davacı tarafın işkolu itirazına işbu dava kapsamında itibar edilmediği, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde alt işverenin işçisi asıl işvereni tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağından alt işveren işçilerinin de sayıya dâhil edilmesinin mümkün olmadığı, somut olayda davalı Sendika ve iptali istenen yetki tespiti kapsamındaki Sendika bilgilerinin dosyada yer aldığı, belirtilen isimlerin daha önce başkaca bir sendikaya üyeliğinin bulunmadığının belirtilmesi gözetilerek diğer işçilerin sendika bilgilerinin dosya arasına alınmasında hukuki yarar olmayıp kişisel verilen korunması adına tekrar dosya arasına alınmasına yer olmadığı kanaatine varıldığı, usulüne uygun olarak yarıdan bir fazla olacak şekilde davalı ... Sendikasına üye mevcut olduğundan davalı Sendikaya verilen yetkinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. Anayasa'nın 141 ... maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinde bir bölge adliye mahkemesi kararının hangi hususları kapsaması gerektiği açıklanmıştır. Maddenin birinci fıkrasının (e) alt bendine göre karar; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışmasını, ret ve ... tutma sebeplerini, ... görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.

3. 07.....1976 tarihli ve 1976/3-4 Esas, 1976/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.

2. Değerlendirme

1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, ... görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.

2. “Gerekçe, hâkimin tespit etmiş olduğu (... gördüğü) maddî vakıalar ile hüküm fıkrası (sonucu) arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde, ... görülen vakıalardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep (veya sebepler), başka bir deyimle, hükmün dayandığı hukukî esaslar açıklanır. ... Hâkim, tarafların kendisine sundukları ve (tahkikat sonucunda ) ... gördüğü maddî vakıaların hukukî niteliğini (hukukî sebepleri) kendiliğinden (resen) araştırıp (m.33) bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hâkim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendi kendini denetler. İstinaf mahkemesi ve Yargıtay da, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. ...Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. ... Hukukî dinlenilme hakkı, mahkemenin, tarafların açıklamalarını dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de içerir.” (... ..., Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C.I, ..., İkinci Baskı, 2021, s.890-892).

3. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.

4. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

5. Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya ... delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.

6. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, ... ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

7. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince, Anayasa'nın ve 6100 sayılı Kanun’un aradığı anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği; kararın, hangi sebep ya da sebeplerle verildiğine ilişkin açıklama ve gerekçe içermediği görülmüştür.

8. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak ..., yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren bir karar vermek olmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.