Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10260 E. 2023/16440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı kurumun ruhsat sahasında faaliyet gösteren şirketlerde çalıştığı dönemde oluşan işçilik alacaklarından, davalı kurumun sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurum ile davacının çalıştığı şirketler arasında geçerli bir rödovans sözleşmesi bulunduğu, işyeri devri koşullarının oluşmadığı ve davacının çalıştığı farklı şirketler arasında organik bağın bulunmadığı gözetilerek, davalı kurumun işçilik alacaklarından sorumlu olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... (...) Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Kurumun maden ve işletme ruhsat sahası içinde muvazaalı şekilde kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisine dayalı olarak faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile alt işverenlerde işçi olarak çalışırken ... sözleşmesinin feshedildiğini, davalılar arasında rödovans ilişkinin bulunmadığını ve asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin hak ettiği alacaklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret, fark ücret, ... bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, ilave tediye ve kömür yardımı alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, işçilik alacaklarından davalı rödovansçı şirketlerin ... başına sorumlu olduğunu, müvekkili Kurum ile diğer davalı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin de bulunmadığını, ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanlarından ve dosyaya sunulan belgelerden; davacının, davalı ... Genel Müdürlüğünün ruhsat sahası içinde bulunan ve rödovans sözleşmesi ile rödovansçı şirketler ve alt işverenleri tarafından işletilen sahada rödovansçılara ait işyerlerinde çalışmaya başladığı, çalıştığı işyerlerinin ve rödovans sahalarının farklı olduğu gibi çalıştığı işyerleri arasında işyeri devri bulunmadığı, davacının ... sözleşmesinin en son asıl işveren rödovansçı ... Madencilik Şirketi, alt işvereni olan davalı ...'ye ait işyerinde çalışmaktayken haksız şekilde feshedildiği, son işveren olan davalı alt işveren ... ile davacının çalıştığı diğer rödovansçı şirketler arasında işyeri devri hukuki ilişkisi bulunmadığı, bu nedenle sadece kendisine ait işyerindeki çalışmalarından ve burada aldığı en son ücret üzerinden sorumlu olduğunun kabul edildiği, davacının çalışmalarının bir yılı doldurmadığı, bu nedenle kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı talep hakkı bulunmadığı, ihbar tazminatına hak kazandığı, ... tanığın davacı ile menfaat birliği içinde olması nedeniyle beyanlarına itibar edilmediği, ilave tediye ve fark ücret alacağı bakımından davalı ... Genel Müdürlüğü ile şirketler arasında geçerli rödovans ilişkisi bulunduğu ve muvazaa olmadığından reddedildiği gerekçesiyle ... Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan raporda müvekkilinin hizmet süresinin eksik alındığını, hesaplamalara esas alınan ücret eksik olup gerçek ücret tespiti yapılmadan düşük ücret üzerinden yapılan hesaplamalara göre verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin ruhsatı davalı Kuruma ait maden ve işletme sahasında 20.11.2006-15.02.2017 tarihleri arasında işyeri devri esaslarına göre çalıştığını, bu durumda müvekkilinin çalıştığı ocakların birbirleriyle bağlantılı olup olmadığı, şirketlerin arasında organik bağ olup olmadığına bakılmaksızın sadece davalı ... hakkında son dönem çalışmalarına göre hüküm kurulduğunu, davalılar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, ...'nin çalışma ruhsatı izni olmaksızın ancak Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri sicili alarak işçi çalıştırdığını, sevkiyat yaptığını, ruhsat sahasında ... Genel Müdürlüğü tarafından herhangi bir sözleşme yapılmamış olan şahsın çalışmalarının yasal bir dayanağı bulunmadığını, usul ve kanuna uygun yasal süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunulmamış olmasına rağmen alacakların zamanaşımına uğradığının kabulü ile yapılan hesaplamaların eksik olduğunu,

müvekkilinin ücret alacağının ne kadar olduğunun da karardan anlaşılamadığını, raporda müvekkilinin genel tatil alacağı olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen gerekçe gösterilmeksizin genel tatil alacaklarının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu,

müvekkilinin çalıştığı şirketlerle davalı Kurum arasında kurulan ilişkinin rödovans olduğu kabul edilmiş ise de yapılan sözleşme ve ilişkisinin rödovans olmadığını, davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi olduğu gibi bu ilişkinin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre davalılar arasında (geçerli) bir rödovans sözleşmesi olduğu, davalı şahıs ile ihtilaf konusu dönemde davacının çalıştığı diğer işverenler arasında organik bağ bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği, söz konusu dönemde davacının çalıştığı işverenlerin faaliyet gösterdiği kömür sahalarının farklı olduğu, Yargıtay içtihatlarında değişen işverenlerdeki çalışmanın hukuki nitelendirilmesi yapılırken gözetilen, bir işverendeki çalışma süresinin sona erdiği ve diğer işverendeki çalışma süresinin başladığı tarih arasında 10-15 gün gibi makul süreyi aşan çalışma aralıklarının somut uyuşmazlıkta bulunduğu, sonuç olarak işyeri devri koşullarının oluşmadığı, bu durumda davacının davalı bünyesinde geçen hizmet süresi ile sınırlı hesaplama yapılmasının isabetli olduğu, asgari ücretin iki katı ücret esas alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, Yargıtay içtihatlarında, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında yan delil ya da olgularla desteklenmedikçe salt davacı ile menfaat birliği içindeki tanık beyanlarıyla sonuca gidilemeyeceğinin belirtildiği ve dosya kapsamında davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık anlatımlarını destekleyen yan delil bulunmadığı anlaşıldığından aksi yöndeki istinaf itirazının isabetsiz olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalı Kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağı ve buna göre davalı Kurumun dava konusu alacaklardan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesi, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Hakların bölünmezliği, devir ve intikali" başlıklı 5 inci maddesi, ek 1 ve ek 7 nci maddeleri, ....11.2010 tarihli Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 4 üncü maddesinin "Rödövans Sözleşmesi" başlıklı (rr) bendi ile "Rödövans işlemleri" başlıklı 100 üncü maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun "Ürün Kirası" bölümünün "Tanımı" kenar başlıklı 357 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.