Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10262 E. 2023/16300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, işverenden kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, manevi tazminat, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, resmi ve dini bayram ile genel tatil ücretleri, ücret, harcırah ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline yönelik açtığı davada, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan kıdem tazminatı miktarının doğru olup olmadığı ile diğer işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, davacının temyiz talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/4297 E., 2023/397 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 23. ... Mahkemesi

SAYISI : 2014/96 E., 2019/769 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine, davalının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 11.438,... TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.12.2002-27.08.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde uluslararası tır şoförü olarak çalıştığını, 27.12.2010 tarihinde emekli olmasına rağmen çalışmaya devam ettiğini, psikolojik tacize maruz kaldığını, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, kötüniyet tazminatı, manevi tazminat, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücretleri ile ücret, harcırah ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin devamsızlık yapması nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini, emeklilik öncesi dönem için tazminatının ödendiğini, sonraki dönem için kıdem tazminatına hak kazanamadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işveren nezdinde geçen hizmet süresinin 9 yıl, 8 ay, 26 gün olduğu, davacıya bakiye kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği, yıllık izinlerinin tamamının kullanıldığını işverenin ispatlayamadığı ve davacının yıllık izin ücretine hak kazandığı, karşılığı ödenmeyen ... bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunduğu, bu alacak kalemlerinin kabulü gerektiği, yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin salt tanık deliline dayanarak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti talep etmeleri mümkün olmadığından fazla çalışma ile hafta tatili ücreti taleplerinin reddi gerektiği, dosya kapsamından işverenin davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu ispatlanamadığından manevi tazminat talebinin reddedildiği, davacının ödenmemiş sefer primi, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının olduğu kanıtlanamadığından bu taleplerin reddi gerektiği, feshin kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından ve kötüniyet tazminatının şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin de reddedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi, ücret alacağı, sefer primi alacağı, kötüniyet tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, davanın tümden kabulü gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem tazminatına hak kazanmadığını, emekli olduğu tarihe kadarki kısmı tasfiye edilmesine rağmen tüm süre üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacının tüm yıllık izinlerini kulladığını, dava konusu alacakları talep hakkı bulunmadığını, ücret bordrolarının imzalı olduğunu, davacının ödenmeyen bir alacağı bulunmadığını, ücret tespitinin hatalı olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekili dava dilekçesinde açıkça kıdem tazminatını her iki dönem için ayrı ayrı hesaplanarak (hatta emeklilik nedeniyle hak kazandığı tazminattan mevcut ödemenin düşülmesi suretiyle) hüküm altına alınmasını talep ettiği, bu beyan ve talebe rağmen tüm hizmet süresi üzerinden son ücrete göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, davalının istinaf itirazının bu yönüyle haklı olduğu, 01.12.2002-27.12.2010 tarihleri arasındaki emeklilik öncesi dönemdeki hizmet süresinin 8 yıl, 27 gün olduğu, bu süre ve kabul edilen ücret daha fazla olmakla kıdem tazminatı tavanı olan 2.517,01 TL üzerinden hesaplandığında bu dönem için kıdem tazminatının brüt 20.322,27 TL, net 20.168,02 TL olduğu, bu dönem için davacıya ödenen kıdem tazminatı net 20.194,99 TL olduğundan ilk dönem için davacının kıdem tazminatı bulunmadığı, 28.12.2010-27.08.2012 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası dönemin ise 1 yıl, 8 ay olduğu, bu tarihteki kıdem tazminatı tavanı üzerinden hesaplandığında kıdem tazminatının brüt 5.056,63 TL, net 5.018,25 TL olduğu, bu miktar hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile daha yüksek miktara hükmedildiği, tarafların diğer istinaf itirazlarının yersiz olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeniden kurulan hükümde kıdem tazminatında daha az bir miktara hükmedilmesine itiraz ettiklerini, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ödenmeyen ücret alacağı, sefer primi ve asgari geçim indirimi alacaklarının reddinin hatalı olduğunu, ... sözleşmesi haksız ve kötüniyetle feshedilen, seferde kullandığı aracına kamera takılarak sürekli tacize ve baskıya maruz bırakılan davacının manevi tazminat ve kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının hüküm altına alınan kıdem tazminatı miktarının doğru olup olmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ücret alacağı, sefer primi ve asgari geçim indirimi alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile manevi tazminat ve kötüniyet tazminatı talep şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası, 32, 41, 46, 63 üncü maddeleri.

3. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 56 ncı maddesi.

4. 5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2 nci maddesi atfıyla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.