Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10265 E. 2023/16415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirkette çalıştığı dönemde eksik ödendiğini iddia ettiği prim alacaklarının belirsiz alacak davası olarak talep edilip edilemeyeceği, alacağın miktarı, ispatı ve faiz başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının prim alacağının belirsiz alacak davası olarak talep edilebileceği kabul edilmekle birlikte, hükmedilen alacağa uygulanan faizin bir kısmına dava tarihinden, bir kısmına ise ıslah tarihinden işletilmesinin hatalı olduğu, tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1189 E., 2023/325 K.

DAVA TARİHİ : 03.08.2018

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun reddi, davalının istinaf

başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/279 E., 2021/26 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 28.03.2012-08.09.2017 tarihleri arasında Direktör olarak çalıştığını, davalı Şirkette ... ... markasını kurduğunu, 2012 yılından itibaren firmalara yapılan organizasyonları planlayıp yönettiğini, ... sözleşmesinin davalı Şirket tarafından 21...2017 tarihinde protokol yapılarak 8 haftalık ihbar süresi ile sona erdirildiğini, çalıştığı yıllar boyunca kâr payı primini eksik aldığını, hak ettiği primlerin ödenmediğini, 2017 başında müvekkilinden yazılı onay alınmadan primde ... taraflı olarak değişiklik yapıldığını, kalan alacakların verileceği beyan edilerek 21...2017 tarihli protokol imzalandığını, müvekkilinin protokolü 2012 yılından itibaren tüm alacaklarını almak kaydıyla imzaladığını fakat alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek eksik ödenen prim alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin 30 yıldır oluşturduğu markanın ... markası olduğunu, bünyesinde birçok departman bulunduğunu, ... ...'nin de aynı şekilde firmalara yönelik hizmet veren bir departman olduğunu, ayrı bir tüzel kişiliği olmadığını, davacının önce de bu departmanda olduğunu, sonrasında da bu departmanda çalışmaya devam ettiğini, çalıştığı döneme ait ... sözleşmesinden kaynaklı tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, buna prim alacağının dâhil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında akdedilen protokolün 2 nci maddesinde "İşveren işçi işten ayrılana kadar 2017 yılında yapılan ... projelerinden elde edilen operasyonel brüt karın %5'i ... akdi feshedilmeden önce işçiye ödemeyi, diğer % 5 ini ise davacı işçinin vereceği liste üzerinden ... ekibi çalışanlarına ödemeye kabul ve taahhüt eder. " Ayrıca bu süre zarfında tahsilatı tamamlanmış olan tüm projelerin karından, belirtilen %5'er kar ödemeleri düşüldükten sonra M1CE bölümünün çalışanlarının ücret giderleri ve karşılıklı olarak mutabık kalman 2017 genel giderleri de düşüldükten sonra kalan tutarın %17'si de işveren tarafından işçiye ödenecektir." şeklinde, protokolün 3 üncü maddesinde ise "İşveren 2016 yılında yapılan ... organizasyonu neticesinde tahsilatların tamamlanması sonrasında 125.300,00 TL'yi, işbu firmadan organizasyon bedelini tahsil etmesini müteakip en geç 5 ... günü içerisinde davacı işçiye ödemeyi kabul ve taahhüt eder. " şeklinde düzenleme olduğu, davacının prim hesabının bu protokol baz alınarak hesaplanması gerektiği, davacının her ne kadar tarafından 2017 yılındaki protokol öncesi brüt kârdan %10, net kârdan % 20 prim/kâr payı hesaplanmasının 01.03.2016 ve 19.09.2016 tarihli e-postalar gereği yapılması gerekliği ifade edilmiş ise de söz konusu e-postalardan anılan oranlara ilişkin bir saptama yapmanın olanaklı olmadığı, anılan e-postalarda 2017 yılı öncesi brüt oranın %10 olduğu ve tarafların gider kalemlerinde mutabık olup olmadığının tespit edilemediği, sonuç olarak davacı işçinin prim/kâr payı alacağı taraflarca imzalanan protokole göre brüt kâr üzerinden % 5 ile net kâr üzerinden % 17 oran dikkate alınmak ve ... Projesi için davacıya ödenmesi gereken tutarın ilavesi suretiyle priminin hesaplanması gerektiği, yapılan hesaplama ile 733.768,77 TL prim alacağı olduğunun tespit edildiği, dosyada mübrez 08.09.2017 tarihli ibraname başlıklı belgenin davacı tarafından "425.000,00 TL alacağım saklı kalmak kaydıyla onaylıyorum" şerhiyle imzalandığı, ibranamedeki yazı ve imzanın içeriğinin kendisine ait olup olmadığının sorulduğu, ibranamede davacı tarafından 425.000,00 TL ihtirazı kaydın amacının davacının işbu ibranameye daha yüksek bir rakam koyarak imzalama imkânı olmadığının beyan edildiği, 08.09.2017 tarihli davacı tarafından gönderilen e-postada ibranamede belirtilen aynı tutarın yer aldığı, söz konusu 08.09.2017 tarihli davacı tarafından B.D.'ye gönderilen e-postanın "... ..., ... aşağıdaki gibi özetledim. Rakamlar küsuratlı olabilir çok takılmamıza gerek yok. Kırmızı ile işaretlediğim ödeme (neti 22.000 TL) henüz yapılmadı. İlave olarak sene sonu kar payının 94.000 TL'lik kısmını da bugün bekliyorum. Geriye 300.000 TL ve ... ile ilgili 125.000 TL kalıyor. '' şeklinde olduğu, her ne kadar davacı tarafından ihtirazı kayıt koyularak bu miktarın belirtildiği ve e-posta ile açıklama yapıldığı görülmüşse de davacının prim hesabının davalının ticari defterlerinin incelenmek suretiyle hesaplanabileceği, ibranamenin tarih ve içerik olarak geçersiz olduğu, davacının davasını da belirsiz alacak davası şeklinde açtığı dikkate alınarak ibraname ve e-posta yazışmasındaki miktara itibar edilmeyerek 20.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun I. seçeneğine itibar edilip belirsiz alacak davası olarak kabul edilen davada dava ve ıslah tarihlerinden faiz işletilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı taraf istinaf dilekçesinde özetle; son alınan 18.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin alacağı 1.361.107,78 TL olarak hesaplanmasına rağmen, Mahkemece verilen kararda hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu miktarın dikkate alınmadığını, ... 13. ... Mahkemesinin gerekçesinin Anayasa’nın 141 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin amaçladığı anlamda bir gerekçe olmadığını, alacağın tamamına dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı taraf istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi 05.01.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle ıslah edilip zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü hâlde bu savunma dikkate alınmadan davacı lehine 2012'den beri tüm prim/kâr payı alacakları üzerinden yapılan hesaplamaya istinaden hüküm kurulmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, müvekkili Şirket ile davacının aralarında protokol imzaladığını ve tüm alacakları ödendikten sonra yollarını ayırdıklarını, davacıya prim alacaklarının ödenmiş olduğunu, davanın kötüniyetli olduğunu, davacı ile akdedilen protokolün konusu 2017 yılına ilişkin olup; önceki yıllara ilişkin ... hususun 2016 ... projesinden yapılan tahsilata ilişkin olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından protokolde belirtilen 2017 yılına ilişkin %5 ve %17 lik oran hatalı yorumlanarak tüm yıllar üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ödemeye ilişkin dekont sunmalarına rağmen 200.000,00 TL'lik prim ödemesi dikkate alınmaksızın hatalı hesaplama üzerinden hüküm kurulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte İlk Derece Mahkemesi tarafından her ne kadar ibranamenin geçersiz olduğu belirtilmiş olsa da ibraname üzerinde davacı tarafından yazılan ihtirazı kaydın geçerli olduğunu, bir an için prim alacağının bulunduğu varsayılsa dahi bu tutarın 425.000,00 TL ile sınırlı olduğunun hem davacı tarafından B.D.'e gönderilen 08.09.2017 tarihli e-posta yazışmasında hem de imzalanan 08.09.2017 tarihli ibranamede ikrar edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince alacağın davalının ticari defter kayıtları esas alınarak hesaplanması sebebiyle e-posta ve ibranamenin geçersiz olduğunun kabul edildiği, ancak davacının ibranameye el yazısı ile düştüğü ihtirazı kayıt ve gönderdiği e-posta dikkate alınmadan yorum yapılmasının doğru olmadığı, taraflar arasında yapıldığı ihtilafsız olan 21...2017 tarihli protokol kapsamında, ödenmesi gereken prim borcunun ödendiğinin ispatlanamaması nedeniyle davacının prim alacağı bulunduğunun kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafça cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle zamanaşımı savunmasında bulunulması mümkün olmakla beraber, prim alacağının 2014 ve sonrasına ait olması, 6098 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesi gereğince zamanaşımının, alacağın muacceliyet tarihinden başlaması, ıslaha karşı yapılan zamanaşıma savunmasının ise, prim alacağının hesabında net miktarın belirlenebilmesi için gerekli olan gider rakamlarının davacı tarafından bilinmesi mümkün olmadığı için davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olduğundan, dikkate alınmamasının da yerinde olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaba göre ödendiği ispatlanamayan prim miktarı daha yüksek olmakla birlikte e-postalardaki alacağın miktarına ilişkin maddi vakıa niteliğindeki bağlayıcı beyanlar karşısında, alacağın daha fazla olduğuna dair davacı iddiasının dinlenmesi mümkün olmadığından davacının istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, ibraname altına davacı tarafından el yazısı ile düşülen şerhte 425.000,00 TL alacağın varlığından bahsedildiği görülmekle birlikte e-postada belirtilen 22.000,00 TL ile 94.000,00 TL'nin ödendiğine dair belge bulunmadığından, e-postada belirtilen toplam 546.000,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davalının cevap dilekçesi süresinde verilmediğinden cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülen zamanaşımı def'ine muvafakat etmediklerini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacıdan baskı ile alınan fesih ile aynı tarihli olan ibraname ve e-posta içeriklerine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda işverenin ticari defterlerine göre davacının ödenmeyen prim alacağı bulunduğu tespit edilmesine rağmen işverence süresinde sunulmayan ibraname ve e-posta içeriklerine itibar edilmesinin isabetli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olup dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf başvuru nedenlerine ek olarak ... Bankası ekstrelerinde davacıya 155.374.00 TL'nin 08.09.2017 tarihinde ödendiğini, ... hesabında protokolden sonra Şirket hesabına 56.457.70 TL ödeme yapıldığı hâlde mükerrer ödemeye yol açacak şekilde 125.300,00 TL olarak dikkate alınmasının da hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, prim alacağının ispatı ile hesaplanmasına ve faize ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 34 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının, dava konusu prim alacağını belirsiz alacak davası türünde açmış olmasına ve gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesi tarafından prim alacağının belirsiz alacak davası ile talep edilebileceği kabul edilmesine rağmen hükmedilen alacaklara dava ve ıslah dilekçesinden itibaren faiz uygulanması hatalıdır. Söz konusu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerektiği hâlde anılan alacakların bir bölümüne dava tarihinden itibaren bakiyesine ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “b-Prim / Kar Payı alacağı talebinin, net 546.000,00 TL'nin 50.000,00 TL sine dava tarihi olan 03.08.2018 tarihinden kalan bakiyeye ıslah tarihi olan 30.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,..” ibaresinin çıkartılarak yerine “b-Prim / Kar Payı alacağı net 546.000,00 TL'nin dava tarihi olan 03.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.