Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10309 E. 2023/11292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş sonrasında ücretinin ve diğer işçilik alacaklarının eksik ödendiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadroya geçiş öncesi ve sonrası çalışma koşulları, ücret bordroları, toplu iş sözleşmesi hükümleri ve bilirkişi raporu değerlendirilerek, davacının fazla mesai, gece çalışması, hafta tatili ve bayram çalışmaları ile ilgili alacaklarının kısmen kabulüne, kadroya geçişle ücretinin düşürüldüğü iddiasına dayalı taleplerinin ise reddine ilişkin yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/4833 E., 2023/1315 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 67. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/15 E., 2022/341 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Somut uyuşmazlıkta, 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli ... sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yapıp ... bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştığını ve gece çalışması yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, Kurum tarafından yayımlanan genelgeler ile Covid-19 salgını nedeniyle işyerinde bakım hizmetinden yararlanan kişiler için tedbirler alındığını, 02.04.2020 tarihinde 7 günlük sabit vardiya usulüne, sonrasında 14 günlük sabit vardiya usulüne tâbi çalıştığını, 24 saat süreyle çalışma usulünün uygulanmadığını, işçilerin rızası olmaksızın çalışma koşullarında değişiklik yapılmadığını, çalışma usul ve düzeninin mevzuata uygun olduğunu, davacıya tüm hak ve alacaklarının eksiksiz ödendiğini, ücret politikasının hukuka uygun olduğunu, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mevcut ... sözleşmesinde asgari ücretin yüzdelik fazlasına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından davacının fark ücret alacağının ve buna bağlı olarak ilave tediye ve ikramiye alacağının doğmadığı, sunulmuş puantaj kayıtlarına göre davacı Nisan 2018 ve Mart 2020 arasındaki dönemde, günlük ve haftalık çalışma sürelerinin aşılmadığı, 2020 Nisan döneminden sonraki günlük 11 saatlik ve gece vakti günlük 7,5 saatlik çalışma sınırının üzerinde çalıştığı, davacıya ait çalışma çizelgeleri, bordrolar ile ... bayram ve genel tatil formlarına göre bilirkişi raporu ile hesaplanan alacaklara hak kazandığının anlaşıldığı, rapordaki hesaplamaların denetime elverişli olduğu, davacının haftalık yasal 45 saatlik çalışma süresini aşan çalışmalarının dönemler itibarıyla puantaj kayıtları, ücret bordroları ve çalışma çizelgelerinden yararlanılarak tespit edildikten sonra karşılığı ücretin toplu ... sözleşmesinde öngörülen dönemsel ücret artış oranları ve günlük ücretin yüzde %60 fazlasıyla tespiti gerektiğine dair toplu ... sözleşmesi hükmüne göre hesaplandığı, ödenen tutarın mahsubu ile bakiye fazla çalışma ücretinin tespit edildiği; gece çalışma ücretinin 20.00-....00 saatleri arasındaki çalışmasının 7,5 saati aşan bölümünün fazla çalışma olarak değerlendirilip gece çalışma sürelerinin tespit edilerek karşılığı ücretin toplu ... sözleşmesindeki yasal miktarın %10 fazlası ile ödeneceğine dair hüküm uyarınca hesaplandığı ve mahsup işleminden sonra belirlendiği, bilirkişi tarafından izlenen tespit ve hesaplama yönteminin kanun ve sözleşme hükümleri ile dosya içeriğine uygun olduğu belirtilen ve dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalıştığı Kurumda bakıma muhtaç kişilerin bulunduğunu, süreç içerisinde aynı çalışma sisteminde çalışma yapıldığı kabulünün hayatın olağan akışına aykırı düşeceğini, bakıma muhtaç kişilerin sürekli çalışılmayı gerektiren özel durumları olduğunu, nöbet sırasında bunların bir an bile yalnız bırakılmasının mümkün olmadığını, hepsinin ihtiyaç saatlerinin farklı olup dolayısıyla aynı anda işin bitmesinin olası olmadığını, gerek pandemi dönemi gerek de pandemi dönemi öncesi dönemde davacının çalıştığı Kurumda keyfi hareket etmesi, fazla çalışma yapmama ya da tatil günlerinde işe gelmeme gibi bir ihtimalin bulunmadığını, bilirkişi raporundaki hesap yönteminin hatalı olup ilişkin olduğu aydan mahsup yapılması gerekirken bunun yerine topluca mahsup işlemini uygulandığını, davacının ücretinin kadroya geçirilmeden önce asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden belirlendiğini ve bu uygulamanın kadroya geçiş sonrası da devam etmesi gerektiğini, davacıdan ücretinin düşürülmesi konusunda yazılı onay alınmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usuli kazanılmış hakların ihlaline yol açtığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını talepleri yönünde davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu ve davacının alacaklarının eksiksiz bir biçimde ödendiğini savunarak davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki sözleşmeye göre belli bir oran kararlaştırılmamış olması nedeniyle talep tarihinden itibaren ilgili mevzuat hükümlerine göre belirlenen ücrete 375 sayılı KHK'nın ek 23 üncü maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesi hükümlerindeki artışların yapıldığı, bu nedenle davacının eksik ücret ödenmesinden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma düzeni puantaj kayıtları ve vardiya çizelgelerine göre belirlenmiş olup bilirkişi raporunda değerlendirmenin Nisan 2018 tarihinden itbaren yapıldığı, pandemi dönemi öncesinde davacının haftalık 45 saati aşan çalışması veya fazla çalışma olarak kabul edilebilecek çalışmasını ve diğer alacak taleplerine ilişkin çalışmasını ispatlayamadığı, bilirkişi raporunda, işverence yapılan ödemelerin ilgili ay dışında da söz konusu olması nedeniyle toplam ödemelerin hesaplanan toplam miktardan mahsup edildiği, gece zammı ücreti alacağı bulunup bulunmadığı hususunun 375 Sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca belirlendiği, Mahkemece kabul edilen faiz türünün usul ve kanuna uygun olduğu, davacının sendika üyelik bilgileri dava dilekçesi ekinde ibraz edilmiş olmakla, bilirkişi raporunda sendika üyelik aidatı ödeme bilgileri dikkate alınarak hesaplamalar yapıldığı ve ... Sağlık-... Sendikası ile imzalanan toplu ... sözleşmesi öncesindeki dönem bakımından 375 Sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca toplu ... sözleşmesi kapsamında hesaplama yapıldığı, davalı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşıldığı belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli ... sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen alacakların bulunup bulunmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47 ve 68 inci maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.