Logo

9. Hukuk Dairesi2023/10599 E. 2023/16434 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı üniversite ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının bu sebeple eksik ve ödenmeyen ücret ve diğer alacaklarının davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı işin hizmet alım sözleşmesinin kapsamına girdiği ve davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun olduğu, muvazaa iddiasının her ihale dönemi için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, ilk ihale döneminde muvazaa tespit edilirken sonraki dönemde muvazaa bulunmadığı, ayrıca davanın reddine ilişkin zamanaşımı def'inin süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/120 E., 2023/852 K.

DAVA TARİHİ : 03...2016

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 30. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/289 E., 2022/584 K.

Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (...) Rektörlüğü bünyesinde yurt görevlisi danışma personeli olarak çalıştığını, ancak alt işveren Şirket çalışanı olarak gösterildiğini, bu işlemin muvaazalı olduğunu, davacının muvazaa nedeniyle başından beri davalı ... çalışanı sayılması gerektiğini, bu nedenle ödenmeyen ve eksik ödenen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek ücret fark alacağı, toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacakları ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davacının talep ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davalının ihale makamı olduğunu, müvekkili ile ihale alan Şirketler arasında muvazaa bulunmadığını, yapılan işin asıl ... olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlandırılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalıştığı işte davalı işverenin kadrolu çalışanlarının bulunduğu, aynı işi yaptıkları, davalı Kurumun imkanlarından (servis, yemek v.s.) yararlandıkları, çalışma saatleri, çalışma koşulları, çalışma yerlerinin davalı Kurum tarafından belirlendiğinin tüm dosya kapsamı ve alınan tanık beyanları ile sabit olduğu, davacının muvazaalı şekilde çalıştırıldığı, uygun ve yeterli bulunan gerekçeli bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince gerekçe yazılmadığını, davalının cevap dilekçesi ve delillerini süresinde sunmadığını, reddedilen kısımlar bakımından kararın hukuka aykırı olduğunu, kabul edilen kısımlar bakımından da eksik karar verildiğini, ücret alacağı ve ilave tediye alacağının eksik hesaplandığını, faiz ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek davanın tamamen kabulü istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; müvekkili Kurumun dava konusu olayda ihale makamı olduğunu, işveren olmadığını, davacının çalıştığı döneme ilişkin alacaklarını dava dışı Şirketlerden talep etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu ... sözleşmesinin tamamından faydalanması için ... başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle, davacı işçinin toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı, işçinin sendikasız çalışan emsal işçi ücretine göre hesaplanan ve hüküm altına alınan ilave tediye ve ücret fark alacağına hak kazandığı, mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri istinaf dilekçelerinde belirttiği gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmas istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Kurum ve dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları sırayla şöyledir :

“Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ...

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.”

2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesine göre bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 4857 sayılı Kanun'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında asıl işveren alt işveren ilişkisi tanımlanmıştır. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tâbidir. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde de işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir.

3. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacının yurt görevlisi danışman personeli olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. 01.01.2015 tarihli hizmet alım sözleşmelerinin konusu genel temizlik olup davacının fîilen yaptığı işin temizlik işi olmadığı anlaşılmakla 01.01.2015 tarihine kadar davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak muvazaanın tespiti için her ihale döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki hizmet alım sözleşmesinin konusu genel temizlik, malzemesiz yemek hazırlama, ziyaretçi yönlendirme, bahçıvan, büro destek ve teknik destek işi olduğu, sözleşme konusu işin, yurt binalarında da ziyaretçi yönlendirme, büro ve teknik destek işlerini de kapsadığı dikkate alındığında 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki dönemde davacının hizmet alım sözleşmesine uygun şekilde çalıştırıldığından davalı Kurum ve dava dışı alt işveren Şirket arasındaki ilişkinin Kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arasındaki ihale döneminde davacının muvazaa nedeniyle kabul edilen alacaklarının reddi gerekmektedir.

4. Kabule göre de; dava dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin belge dosya ve UYAP kapsamında bulunamadığından davalının cevap dilekçesinin ve dolayısıyla zamanaşımı def'inin süresinde sunulup sunulmadığı hususu anlaşılamamıştır. Bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.