"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2442 E., 2023/328 K.
DAVA TARİHİ : 02.02.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi
SAYISI : 2017/65 E., 2018/679 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin...'da bulunan şantiyesinde 27.07.2015 tarihinden ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 12.08.2016 tarihine kadar operatör olarak son iki aya kadar net 2.300,00 USD ücretle çalıştığını, günlük çalışmasının 07.00-20.00 saatleri arası olmasına karşın hafta tatili ücretleri ile fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini; ancak bordrolarda yapılan muhasebe hilesi ile sabit olan ücretinin bölünmek suretiyle bir kısmının bu ücret alacaklarının karşılığı gibi gösterildiğini, yanı sıra yıllık izinlerini de kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının 27.07.2015 ile 12.08.2016 tarihleri arasında davalı Şirketin... şantiyesinde konkasör operatörü olarak çalıştığını, iddia edilenin aksine net ücretinin 1.162,01 TL olduğunu ve fazla çalışma yapması hâlinde ücretinin imzalı bordrolardan anlaşılacağı üzere davacıya ödendiğini, ... sözleşmesinin çalışma arkadaşları ile kavga ederek işyeri huzurunu bozması ve amirlerinden izin almadan işi terk etmesi nedeniyle haklı sebebe dayalı feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, davalı işyerinin...'da bulunan şantiyesinde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 27.07.2015 ile 12.08.2016 tarihleri arasında toplam 1 yıl, 16 gün hizmetinin bulunduğu, davacı vekili tarafından son iki aya kadar net 2.300,00 USD ücret aldığı, davalı vekili tarafından net 1.162,01 TL ücret karşılığı çalıştığı ileri sürülmüş ise de imzalanan ... sözleşmesinin eki niteliğindeki belgelerde günlük 10 saatlik çalışma ve ayda iki pazar günü çalışmasının ücrete dâhil olduğunun belirtilmesi, bordrolarda saat ücretinin 6,56 USD olarak gösterilerek her ay 52 saat fazla çalışma ücreti ile 22 saat hafta sonu çalışma ücretlerine ilişkin tahakkukların bulunması ve tanık anlatımları, özellikle davalı tanığı tarafından davacının aylık 12.000,00 TL ücret aldığının beyan edilmesi, göz önüne alındığında ödenen ücret ile davacının iddiasının örtüştüğü, emsal kararlar da dikkate alınarak davacının aylık temel ücretinin 2.300,00 USD ve işverence karşılanan yemek ve barınma yardımı 150,00 USD olmak kaydı ile toplam ücretin 2.450,00 USD (fesih tarihi itibarıyla 7.265,72 TL) olduğuna dair bilirkişi görüşüne aynen iştirak edildiği, davalı işveren tarafından her ne kadar çalışma saatleri haricinde davacının şantiyeden başka bir yerde kaldığı, işyerinde hiyerarşiyi bozduğu gibi sebeplerle ... sözleşmesinin haklı nedene dayalı feshedildiği ileri sürülmüş ise de belirtilen nedenlerin haklı fesih gerekçesi sayılmamasından ötürü davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde ... sözleşmesinin sona erdiğinin kabul edildiği, günlük 10 saat çalışma ve ayda iki pazar çalışmasının ücrete dâhil olduğu düzenlemesinin yıllık 270 saatle sınırlı olarak kabul edildiği, davacının işyerinde fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığının tanık beyanları ile ispatlandığı, bu hukuki tespitler ışığında bilirkişiye gerekli hesapların yaptırılmış olduğu gerekçesiyle rapordaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu alacakların taraflar arasında yabancı para birimi üzerinden belirlenen ücret esas alınarak ve ... bir tanık beyanına dayanılarak hesaplandığını, oysa yabancı parayla ödenen işçilik alacaklarının o tarihte geçerli olan kur esas alınarak ... lirasına çevrilmesi gerektiğini, işveren tarafından ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin esastan reddi gerektiğini, davacı tarafça imzalanmış ve ihtirazı kayıt konulmamış bordrolar bulunduğundan hem ücret tespitinde hem de ödenmediği iddia edilen alacakların tespitinde ücret bordrolarının dikkate alınması gerektiğini, dinlenen davacı tanıklarından M.İ'nin davalı işyeri aleyhine açılmış davası bulunduğundan bu tanığın beyanlarına dayanılarak işveren aleyhine hesap yapılması ve hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında ayrıntılı bir şekilde belirtildiği üzere davacının davalı nezdinde 27.07.2015 ile 12.08.2016 tarihleri arasında toplam 1 yıl, 16 gün hizmetinin bulunduğu, davacının temel ücretinin 2.300,00 USD olduğu, davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddiasının ispat yükümlülüğünün ait olduğu davalı işveren tarafından usul ve yöntemine uygun şekilde ispat edilemediği, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının bakiye izin ücreti alacağının sübut bulduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacağına hak kazandığının anlaşıldığı, bilirkişi raporu kapsamında verilen hükmün dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, ... sözleşmesinin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendi gereğince başka işçiye sataşma nedeniyle haklı nedene dayalı olarak feshedilmesi nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, ücretin 2.300,00 USD olarak kabulünün hatalı olduğunu, 2.300,00 USD kabul edilen aylık ücretten fazla çalışma ücreti mahsup edilerek temel ücretin belirlenmesi gerektiğini, beyanı esas alınan tanığın davacı ile aynı birimde çalışmadığını, imzalı bordroların dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, alacakların yabancı para birimi üzerinden hesaplanmasının da isabetsiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ücret miktarı ile kıdem ve ihbar tazminatı tazminatı, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. 4857 sayılı Kanun'un 32, 41, 44, 47 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.