"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/42 E., 2023/8 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 17.05.2018 tarihli karar ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına direnilmiş olmakla; direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarihli kararı ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi kantininde 01.05.2004 tarihinden itibaren değişen işverenler yanında çalışan müvekkilinin en son davalı Şirkete bağlı olarak çalıştığı sırada ... sözleşmesinin işyerinin koşullarından kaynaklı sebeplerle 27.12.2013 tarihi itibarıyla feshedildiğinin bildirildiğini; ancak fesih geçersiz olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğini, ayrıca 2012 yılının Mayıs ayından itibaren fazla çalışma yapan müvekkiline fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin de eksik kullandırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; fazla çalışma ücreti alacağının zamanaşımına uğradığını, 01.01.2009-31.12.2010 ve 01.01.2011-27.12.2013 tarihleri arasında müvekkili tarafından işletilen tenis, kafe ve bahçe büfe kantininde işçi olarak çalışan davacının bu tarihler dışında çalışmasının olmadığını, görev yaptığı bahçe büfe kantininde yapılan sayımlarda kasada toplam 21.000,00 TL açık çıkması üzerine davacının ve diğer çalışanların savunmaları alındığında açığı kabul etmeleri üzerine ileride ... bulmalarının zorlaşacağı gerekçesi ile açık sebebiyle ... sözleşmelerinin feshedilmemelerini talep ettiklerinden işçilerin ilerde ... hayatlarının olumsuz etkilenmemesi sebebiyle ... sözleşmeleri haklı olarak feshedilmesine rağmen, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesinin (d) bendi gereğince feshedildiğinin bildirildiğini, davacının bizzat kendi el yazısı ile kasadaki açığı kabul ederek çıkan açığın kıdem tazminatı ile ücretinden kesilmesini talep etmesi, fazla çalışma ve yıllık izin ücret taleplerinin de haksız olması sebebiyle davanın reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise davacının ... sözleşmesinin feshine neden olan olay nedeni ile müvekkili Şirketi zarara uğratmasından dolayı müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, Şirketin uğramış olduğu 21.000,00 TL zararın takas ve mahsubuna karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.05.2015 tarihli ve 2014/312 Esas, 2015/249 Karar sayılı kararı ile; yerleşik Yargıtay içtihatları gereği ancak kesinleşmiş alacakların takas mahsuba konu olabileceğinden davacının işverenini 21.000,00 TL zarara uğrattığının iddia edilerek takas mahsup talebinde bulunulmasına rağmen iddia edilen alacağın yargılamayı gerektirdiği ve bu yönde usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığı da belirlenmekle, davalı tarafından ileri sürülen takas mahsup talebinin yerinde görülmediği, davacının ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından 27.12.2013 tarihli yazı ile haklı sebep olmaksızın feshedildiği, yıllık izinlerin kullandırıldığı veya ücretinin ödendiği ispatlanamadığı gibi davacının 2012 Mayıs ve Kasım ayları arasında haftalık 24 saat fazla çalışmasının bulunduğu, diğer dönemlerde fazla çalışmaların bordrolara yansıtılması sebebiyle ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.05.2018 tarihli ve 2017/13047 Esas, 2018/12045 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra somut olayda, davalı vekilinin süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile davacının görev yaptığı bahçe büfe kantininde yapılan sayımlarda kasada toplam 21.000,00 TL açığa sebep olduğunun tespit edildiğini belirterek Şirketin uğradığı bu zarar nedeni ile takas ve mahsup talebinde bulunduğu, Mahkemece davalının bu konuda usulüne uygun dava açmadığı gerekçesi ile zarar iddiası konusundaki takas ve mahsup talebinin değerlendirilmediği ancak davalının süresi içerisinde takas def'inde bulunduğu gözetilerek davacının kasa açığına sebep olup olmadığı, sebep olmuşsa miktarı görev tanımı da gözetilerek Şirket kayıtları üzerinde denetime açık bilirkişi raporu alınarak belirlenmesi ve sonucuna göre davacının hak kazandığı hâlde ödenmeyen tazminat ve alacaklarının miktarının tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 29.11.2018 tarihli ve 2018/380 Esas, 2018/624 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten, 6098 Sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 139 uncu maddesi gereği iki kişinin karşılıklı olarak bir miktar parayı veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise iki tarafın borcunu alacağı ile takas edebileceği, takasın borcu sona erdiren nedenlerden biri olup Kanun'un takası gerçekleştirmek için takas beyanı aradığı, bu beyanın yenilik doğuran bir hakka dayandığı, taraflardan birinin borcu ile alacağını takas ettiğini karşı tarafa bildirerek bu hakkını kullanmış olacağından hukuki niteliği itibarıyla bozucu yenilik doğuran bir hak, ayrıca karşı tarafın kabulüne bağlı olmayıp alacaklıya bildirilmesi gereken borcu sona erdiren bir tasarruf işlemi olduğundan borçlunun takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmasının gerektiği, davalı işveren tarafından takas mahsup talebi olan alacağın ise muaccel olmadığı, yargılama gerektirdiği davacı tarafın kasadaki açık iddiasını kabul etmediği, yasal düzenleme ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ancak muaccel olan ve ödeme aşamasına gelen alacakların takas ve mahsuba konu edilebileceği, takas ve mahsup iddiasına konu olan alacak yönünden bu iddianın yapıldığı Mahkemece esastan inceleme, yargılama yapılamayacağı ancak usulüne uygun açılacak karşı dava ile bu yönde inceleme yapılabileceği, davalı işveren tarafından usulüne uygun karşı dava açılmadığı gibi kasa açığı olarak iddia edilen bedelin de muaccel olmadığından takas mahsup şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle bozma kararına direnilmesine karar verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda 12.03.2019 tarihli karar ile, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarihli ve 2019/(22)9-267 Esas, 2021/1463 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece, davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü takas def’i dikkate alınarak bu doğrultuda davacının kasa açığına sebep olup olmadığı, sebep olmuşsa kasa açığının miktarı, davacının görev tanımı da gözetilerek Şirket kayıtları üzerinde bilirkişi raporu alınarak belirlenmesi ve sonucuna göre davacının hak kazandığı hâlde ödenmeyen tazminat ve alacaklarının miktarının tespit edilerek davalının ileri sürdüğü takas def’i kapsamında kasa açığına yönelik zararın varlığı ve miktarı ile davacının sorumlu olup olmadığı araştırılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu, hâl böyle olunca da Mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu şeklindeki gerekçe ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilâmı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde, dosya içerisine davalı tarafça kasa açığı iddiasını ispata yarar ticari defterler sunulmadığı, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde; mevcut kasa açığının sırf davacının kusurlu eylem ve işlemlerinden kaynaklandığı ve davacının kusurlu hareketinden kaynaklandığı kabul edilse dahi aynı işyerinde birden fazla kasa ve personel çalışması nedeniyle işbu açığın ne kadarlık kısmının davacının eyleminden kaynaklı biçimde oluştuğu ispat yükü kendisine ait olan davalı tarafından denetime elverişli şekilde kayıt sunularak tespit ve ispat edilemediğinden takas talebinin dikkate alınmasının mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının kasa açığını bizzat kendisinin el yazısı ile kabul ettiğini, olayla ilgili tüm savunma yazılarında da açıkça kasa açığının kabul edildiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kasa açığının tamamından davacının sorumlu tutulmadığını, bu zararın diğer çalışanlarla paylaştırıldığını, takas taleplerinin Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının kasa açığına sebep olup olmadığı ve bu itibarla davalının takas defi'nin davacının tazminat ve alacak miktarlarının belirlenmesinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6098 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.