"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/766 E., 2023/997 K.
FER'Î MÜDÂHİL : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 25.10.2019
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/375 E., 2023/104 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... İşletmelerine (...) bağlı ... ... İşletmesi Müdürlüğünün lavvar tesislerinde, davalı Kurum yetkililerinin emir ve talimatları altında 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı olarak muvazaalı şekilde görünüşte alt işveren işçisi olarak çalıştığını, hizmet alım sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, davacı ve arkadaşlarının başlangıçtan itibaren davalı Kurumun işçisi olarak muamele görmeleri gerektiğinden bahisle dengi kadrolu işçiye göre yoksun kaldığı hakların tahsili için işbu davayı açtıklarını, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu hususunda ... 1. Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin dosyasında karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı Kurumda davacının dengi işçi bulunduğunu ileri sürerek aylık ücret farkı, ikramiye, kömür yardımı, bedelsiz yemek iaşe bedeli, sabun aydınlatma bedeli, koruyucu madde ve giyim bedeli alacağı, sosyal yardım zammı alacağı, vardiya zammı alacağı, denge ödeneği alacağı ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili Kuruma dayanışma aidatı kesilmesine dair hiçbir belge veya bilginin Sendika tarafından gönderilmediğini, davacının Kurumları işçisi olmadığını ve ücretlerini Kurumlarının ödemediğini, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, işveren sıfatını haiz olmadığını, davacı ile müvekkili Kurum arasında herhangi bir bağ veya sözleşme olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Fer'î müdâhil ... vekili cevap dilekçesinde; davalı Kurumun muvazaa bulunmadığı ve belirsiz alacak davası açılamayacağına ilişkin açıklamalarına katıldıklarını, bu açıklamalar doğrultusunda davanın reddini talep ettiklerini, yargılama sonunda müvekkili Şirket ile Kurum arasında imzalanan 13.03.2015 tarihli sözleşmenin muvazaalı olduğuna dair kanaat oluşacak olduğu takdirde dahi davacıya ödenecek bedellerden müvekkili Şirketin sorumlu olmaması gerektiğini savunarak davaya fer'î müdâhil olarak katılmayı talep etmek suretiyle açılan davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, davacının ilave tediye alacağı talep hakkı olduğu ve toplu ... sözleşmesinden yararlanması gerektiği, bu doğrultuda bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı, davacının dava dilekçesinde denge ödeneği talebinde bulunduğu ve taleple bağlık ilkesi gereğince toplu ... sözleşmesinde öngörülmeyen denge ödeneği talebinin reddedildiği, yemek ve iaşe bedeli talebi bakımından davacının bir öğün yemeğinin işverence ayni olarak karşılandığı anlaşıldığından talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yemek ve iaşe bedeli ile denge ödeneği taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, toplu ... sözleşmesinde işçi pavyonlarında ve eğitim tesislerinde kalan işçiler için günlük üç öğün yemek verileceği, yemekten yararlananlara ayrıca yemek ve iaşe bedeli verilmeyeceği hükmünün yer aldığını, davacının pavyonlarda ya da eğitim tesislerinde kalmadığını ve sadece bir öğün yemekten faydalandığını bu nedenle yemek ve iaşe bedelinden yararlanması gerektiğini, denge ödeneği talebinin yönünden ise denge ödeneği isminin maddi hatalı olarak yazıldığını, asıl talep edilen alacağın ek ödeme olduğunu, bu alacağın eski adının denge ödeneği olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kesin hüküm, derdestlik ve husumet itirazlarının olduğunu, muvazaayı kabul etmediklerini, dava konusu edinilen ihaleli işin, kanunlara ve mevzuata uygun olarak ihale edilmiş bir ... olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını, lavvar işinin, üretim faaliyetinin sona ermesinden sonra üretilen kömürün satışa hazırlanması yani kömürün pazarlanması faaliyetine yönelik yardımcı nitelikte bir ... olduğunu, lavvar tesisi olmadan da kömür üretilebileceğini, satılabileceğini, lavvarda kömürün yıkanması işinin asıl ... (kömür üretimi) olmadığı gibi kömür üretimi aşamalarından birisinin de olmadığını, nitekim elektrik santralleri kömürünün, lavvarda yıkanmadan satın alındığını ve kullanıldığını, dolayısı ile ihale sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kabul edilemeyeceğini, dava konusu asıl ... olarak değerlendirilmesi halinde (bu değerlendirmeyi kabul etmemekle birlikte) lavvar tesisi ile ilgili hizmet alımı yapılırken işçi temin edilmesinin düşünülmediğini, ihale edilen işin yardımcı nitelikte bir ... olduğunu, verilen kararda davacının yaptığı işin kömür üretiminin bir parçası niteliğinde asıl ... mi yoksa yardımcı nitelikte bir ... mi olduğu konusunda hiçbir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunda fiilen çalışılan günlere göre kıstelyevm hesaplama yapılmadığını, ilave tediye miktarları yönünden yapılan hesaplama ve kurulan hükmün yerinde olmadığını, davayı kabul etmemekle birlikte davacı işçinin açmış olduğu davalarla 07.02.2017 tarihine kadar olan alacaklarını aldığını, bu tarihten önceki dönemlere ilişkin tekrar hüküm altına alınan alacakları da kabul etmediklerini, Kurum işçilerine yapılan 6 ton kömür yardımının ayni olarak verildiğini, bugüne kadar hiçbir işçiye ücretinin verilmediğini, yine toplu ... sözleşmesindeki ikramiye alacağı bakımından da kararı kabul etmediklerini, ayrıca net miktarlar üzerinden karar verilmesi gerekirken brüt miktarlar üzerinden karar verilmesinin de yerinde olmadığını, kararda belirtilen faiz başlangıç tarihleri ve faiz türünün de hukuka aykırı olduğunu, harçlar, yargılama giderleri, masraflar, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretine ilişin hükümlerin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesince verilen karar ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Dairelerinin kaldırma kararı doğrultusunda yemek ve iaşe bedeli ile denge ödeneği talebinin reddi kararının yerinde olduğu, davacının davalı işyerinde beslemeci olarak çalıştığı ve yapılan işin muvazaalı olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacının davalı işverenin işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden yararlanmak için dayanışma aidatı ödeyerek yararlanma talebinde bulunduğu ve davalı tarafından kabul edilmediği bu doğrultuda davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklınan alacaklara hak kazandığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile muvazaanın varlığı hâlinde gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları, talep konusu alacakların hesabına esas alınacak ücret ile hesaplama yöntemi, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanun'un (6356 sayılı Kanun) uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan "Toplu ... sözleşmesinden yararlanma" kenar başlıklı 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Toplu ... Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu ... Sözleşmesinde sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
(3) Toplu ... Sözleşmesinin imza ile yürürlük tarihleri arasında ... sözleşmesi sona eren üyelerde ... sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar Toplu ... Sözleşmesinden yararlanır.
(4) Toplu ... Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu ... Sözleşmelerinden faydalanbilmeleri, Toplu ... Sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle Toplu ... Sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.
4. Dairemizin 28.11.2022 tarihli ve 2022/15578 Esas, 2022/15283 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
"...
6356 sayılı Kanun'un 42 nci maddesinde toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili sendikanın başvuru süreci ana hatları ile düzenlenmiş olup ikinci fıkrasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde; başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını işverene bildireceği düzenlenmiştir. Bu bildirim ile 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesine göre yetki itirazı sürecinin işletilmesi mümkün olmaktadır.
6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinde ise yetkili sendikanın bağıtladığı toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu ... sözleşmesinden yararlanabilirler.
6356 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; 39 uncu maddede, imza tarihinde üye olan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlanmaya başlama tarihlerinin yürürlük tarihi olarak belirtilmesinin esasen 42 nci madde ile bağlantılı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Şöyle ki işveren, toplu ... sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olan işçileri ve sayısını Kanun'un 42 nci maddesi doğrultusunda yetki sürecinde öğrenmektedir. Dolayısıyla işveren, toplu ... sözleşmesinin imza tarihinde üye olan işçileri zaten bilmekte olduğundan ayrıca bir bildirime gerek bulunmaksızın bu işçiler, toplu ... sözleşmesinden yürürlük tarihinden itibaren yararlanabilmektedir. Toplu ... sözleşmesinin imza sürecinden sonra üye olanların işverence bilinebilmesi ise üyeliğin işverene bildirilmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu sebeple toplu ... sözleşmesinin imza tarihinden sonra taraf sendikaya üye olan işçilerin toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmaları, işverene üyeliğin bildirilmesi şartına bağlanmıştır.
Ne var ki toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkili sendikanın tespitinde alt işveren işçileri hesaba katılmadığından asıl işverene, alt işveren işçilerinin sendikaya üyeliklerinin de bildirilmesi şeklinde bir usul bulunmamaktadır. Şu durumda asıl işveren, yetki sürecinde de alt işveren işçilerinin sendikaya üyeliklerinden haberdar olamamaktadır.
...Asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının ya da geçerli olarak kurulmadığının ve işçinin çalışma süresinin en başından itibaren asıl işverenin işçisi olduğunun belirlendiği durumlarda; işçi, toplu ... sözleşmesinin imza tarihinde yetkili sendikaya üye olsa da gerçek işveren olan asıl işverenin toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmesi; ancak taraf sendika üyeliğinin gerçek işverene bildirildiği tarihten itibaren mümkündür. ..."
2. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriğine ve aynı döneme ilişkin olarak Dairemizce temyiz incelemesi yapılan davalara ilişkin emsal kararlara göre, asıl işveren davalı Kurum ile alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazalı olduğunun tespitinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının davalı Kurumun taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun ayrıca çözümü gereklidir.
3. Somut olayda davacı, işyerinde örgütlü ve yetkili olan Maden ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı Kurum arasında imzalanan toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia etmiştir.
4. Toplu ... sözleşmesinden yararlanma, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, benzer düzenleme mülga 2822 sayılı Toplu ... Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 9 uncu maddesinde de bulunmaktadır.
5. Dairemiz uygulaması, İlgili Hukuk kısmında yer verilen kararda açıklandığı şekildedir. Buna göre muvazaanın kabulü davacının doğrudan asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmasını sağlamaz. Davacının muvazaanın tespiti hâlinde asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanabilmesi için, sendikaya üye olması yeterli olmayıp bunun yanında üyeliğinin asıl işverene bildirilmiş olması gerekir. Asıl işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinin de asıl işverene yapılması gerekmekte olup bu durumda toplu ... sözleşmesinden yararlanma, talepte bulunma tarihinden itibaren ve ancak ilgili toplu ... sözleşmesinin yürürlük süresi ile sınırlı olarak mümkündür.
6. Dosya kapsamından davacının 17.04.2014 ve 13.05.2019 tarihli dilekçeleri ile dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebini, 13.09.2019 tarihli dilekçe ile de sendika üyeliğini davalı Kuruma bildirdiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının, 2017 imza tarihli toplu ... sözleşmesinden önce 30.01.2015 tarihinde sendikaya üye olduğu, yine 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesinin imzalandığı 01.10.2019 tarihinden önce 08.09.2019 tarihinde sendikaya üye olduğu, bu doğrultuda her iki toplu ... sözleşmesi bakımından yürürlük tarihlerinden itibaren hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle 2017 yılı Ocak ayı ve 2019 yılı Ocak- Eylül ayları için hesaplama yapılmıştır. Ne var ki varılan sonuç eksik incelemeye dayalıdır.
7. İlk Derece Mahkemesince öncelikle, davacının sendika üyesi olduğunun tespiti ile hesaplama yapılan 2017 yılı Ocak ayı bakımından davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilip bildirilmediği; sendika üyeliği olmayan 2019 yılının Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları bakımından ise davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanmaya ilişkin talebinin olup olmadığı araştırılmalı, talebi veya bildiriminin olduğunun anlaşılması hâlinde, bu tarihlerden itibaren toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret talepleri hakkında bir karar verilmelidir. Davacının bu tarihler bakımından talebinin olmadığının anlaşılması durumunda, davacının davalı Kuruma vermiş olduğu 13.05.2019 tarihli talep dilekçesi dikkate alınarak toplu ... sözleşmelerinden kaynaklanan fark ücret talepleri ile ilgili bir karar verilmelidir. Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.