Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11039 E. 2023/16717 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin yurt dışında çalıştığı dönemde fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediği iddiasıyla açtığı alacak davasında, talep edilen alacakların ispatı ve hesaplanması noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının hesaplanmasında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun tanık beyanlarına dayandığı, ancak tanık beyanlarının davacının çalışma saatleri ve tatil kullanımı konusunda çelişkili ve yetersiz olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait ...'daki projelerinde aşçı olarak çalıştığını, ücretinin 2.000,00 USD olduğunu müvekkiline fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücretlerinin hiç ödenmediğini, ... sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının 2.000,00 USD aylık ücretle çalıştığını, davacının ... sözleşmesinin ... bitimi nedeniyle sona erdiğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödendiğini, bir kişinin hafta tatili yapmaksızın her gün fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık anlatımları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının ... sözleşmesinin kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdirildiğinin ispatlanamadığı, davacının fazla çalışma yaptığı, ... bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasını ise ispatladığı; ancak bu çalışmaların karşılığının ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının asgari ücretin çok üzerinde ücret aldığını, ... ... Kurumu onaylı yurt dışı ... sözleşmesinin eki niteliğinde belge olan davacı imzalı bilgilendirme formu ile davacının yazılı muvafakatinin alındığını, bu bilgilendirme formuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazanmayacağını ve varsa fazla çalışma ücretinin aylık birim ücrete dâhil olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin öncelikle tümden reddi gerektiğini, aksi kanaatte dahi fazla çalışma ücreti yönünden yıllık 270 saatlik fazla çalışmanın mahsubu gerektiğini, davacıya bütün hak ve alacaklarının eksiksiz ve zamanında banka kanalıyla ödenmiş olduğunu, bu durumun imzalı ücret bordrolarıyla sabit olduğunu, yazılı delilin aksinin yazılı delil ile ispatının gerektiğini, ek menfaat ödemelerinin hükmedilen diğer kalemlerden mahsubu gerektiğini, hayatın olağan akışına aykırı davacı tanık beyanlarına dayalı olarak işçinin her gün aralıksız ve uzun sürelerle fazla çalışma yaptığının kabulünün gerek somut olaya gerekse yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait yurt dışı işyerinde aşçı olarak çalıştığı, aylık ücretinin tüm çalışma süresi boyunca 2.000,00 USD olduğu hususları ihtilafsız olup "Yurtdışına Çıkış Yapan İşçi Bilgilendirme Formu" üzerinde yazılan "Fazla çalışma ücreti: Yok" şeklindeki ibarenin fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğunu kabul bakımından yeterli nitelikte belge olmadığı, işverenin belgelendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle işçilik alacaklarının tespitinde davacı tanık anlatımlarına göre sonuca gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, bordro tahakkuklarının mahsup edildiği, davacının hizmetinin yurt dışında geçmesi, aşçı olarak yaptığı işin niteliği ve işyerinde üç öğün yemek verildiği hususları gözetildiğinde, tespit edilen sürelerde çalışmanın hayatın olağan akışına uygun olmadığı şeklindeki itirazın yerinde olmadığı, %40 indirimin hakkın özüne uygun düştüğü, işin sona ermesi şeklindeki fesih sebebinin tazminat talep hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte bulunmadığı, kıdem tazminatı hesabında tavan ücretin aşılmadığı, ihbar tazminatı yönünden yapılan denetimde istinaf edenin sıfatına göre davacı talebi aşılmadan karar verildiğinin anlaşılmasına göre anılan hususlarda İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu; ancak işçilik alacaklarına ilişkin talep döviz cinsinden olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince en yüksek banka mevduat faizi ve yasal faize hükmedilmesinin emredici nitelikte olan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4 üncü maddesinin (a) bendi uyarınca yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hüküm altına alınan alacakların ispat ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

4. 4857 sayılı Kanun'un 17, 41, 44, 46, 47, 49, 50, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 63, 66 ve 68 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

3. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

4. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birlikteliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, ... müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

5. Aynı ilkeler, hafta tatili günündeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

6. Somut uyuşmazlıkta davacı; davalı işyerinde 05.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma yaparak çalışmasına rağmen karşılığı ücretin ödenmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat amacıyla tanık deliline dayanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tanık beyanlarına göre davacının haftanın 6 günü ....00-20.00 saatleri arasında 2 saat ara dinlenme ile çalıştığı, ayda 1 hafta tatili kullanarak 3 hafta tatilinde çalıştığı, davacının hafta tatili gününde çalışmasının da ....00-20.00 saatleri arasında 2 saat ara dinlenme ile olduğu, davacı vekili tarafından ayrıca hafta tatili ücreti talep edildiğinden günlük 7,5 saatlik çalışma süresini aşan sürenin eklenmesi ile davacının haftada 31,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki bu kabul dosya kapsamına uygun değildir.

7. Şöyle ki davacı tanığı Ş.S; kendisinin davalı işyerinde düz işçi olarak 07.00-18.00 saatleri arasında ve ayda iki hafta tatilinde çalışma yaptığını, davacının ise ....00-20.00 saatleri arasında ve ayda üç hafta tatilinde çalıştığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı .... ise, davalı Şirkette çalışma saatlerinin genellikle ....00-20.00 saatleri arasında olduğunu beyan etmiş, davacının çalışma düzenine ilişkin açık bir beyanda bulunmamıştır. Buna göre, kendi çalışma saatleri 07.00-18.00 arası olan davacı tanığı Ş.S'nin beyanı dikkate alınarak, davacının ....00-20.00 saatleri arasında çalıştığını ispatladığının kabulü yerinde değildir. Aynı şekilde davacı tanığı Ş.S'nin ayda iki hafta tatilinde çalışıp iki hafta tatilinde dinlendiğini beyan etmesine rağmen davacının ayda 3 hafta tatilinde çalışma yaptığına ilişkin kabul de hatalıdır. Şu hâlde dosyadaki ispat durumuna göre, davacının ayda iki hafta tatili günü dâhil 07.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.