Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11104 E. 2023/11402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Karayolları Bölge Müdürlüğü ile davalı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve buna bağlı olarak davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından davalı Karayolları Bölge Müdürlüğünün sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Karayolları Bölge Müdürlüğü'nün ihale yoluyla yaptırdığı işin yapım işi olmasına rağmen, işin süreklilik arz etmesi ve 6001 sayılı Kanun'un mülga 4. maddesi ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211. maddesi uyarınca hizmetlerin başkasından satın alınmasının mümkün olması, 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabileceği ve bu kapsamda davalı Karayolları Bölge Müdürlüğü'nün işçilik alacaklarından sorumlu tutulabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/5386 E., 2023/1068 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 43. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/1240 E., 2022/553 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda ... San. Tic. Ltd. Şti, ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Şirketlerinin oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası arasında toplu ... sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanan söz konusu toplu ... sözleşmesinin 26 ncı maddesinin (b) bendinde yer alan yemek bedeli, (d) bendinde yer alan yakacak yardımı, 27 nci maddesinin (b) bendinde yer alan bayram harçlığı ödencesi, 33 üncü maddesinde yer alan ikramiye alacağı, 30 uncu maddesinde ise uygulanması gereken ücret zamlarının düzenlendiğini, davalı işverenin, Adi Ortaklığın toplu ... sözleşmesi ile öngörülen bu hakları hiçbir zaman ödemediğini, gerekli ücret artışlarını yapmadığını, Adi Ortaklığın davalı Kurumun alt işvereni olduğunu, bu nedenle 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca yukarıda belirtilen alacaklardan, adi ortaklık oluşturan alt işveren davalılar ile birlikte asıl işveren Kurumun da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, arabuluculuk başvurusundan sonuç alınamadığını ileri sürerek yemek yardımı alacağı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin dayanağı olan toplu ... sözleşmelerinin ihbar olunan Şirketler ve Sendika arasında imzalandığını, müvekkili Kurumun davada hasım sıfatının bulunmadığını, tarafı olmadığı bir sözleşmeden kaynaklı taleplerden sorumlu tutulamayacağını, davacının, davalı İdarenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na (4734 sayılı Kanun) göre ihale ettiği, "Karayolları 53 (Antakya) ve 54 (DGaziantep) Şube Şeflikleri Yollarında Rutin Yol Bakım, Onarım ile Kar ve Buz Mücadelesi Yapım İşi" ihalesi kapsamında ihalenin yüklenicisi olan diğer davalılar bünyesinde çalıştığını, 4734 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve Kamu İhale Genel Tebliği'nin 63 üncü maddesi kapsamında Yapım İhaleleri Uygulama Yönetmeliği'ne göre ihale edilen yapım işi ihalesi olduğunu, Adi Ortaklığın çalıştırdığı personele müvekkili İdarenin ayrıca herhangi bir ödeme yapmasının sözleşme şartları gereği mümkün olmadığını, çalıştırılan personelin işvereninin ... değil, doğrudan doğruya yüklenici Adi Ortaklığı oluşturan Şirketler olduğunu, yükleniciler tarafından çalıştırılan personelin, işyeri, şantiyesi, toplanma alanı ve benzeri yerlerin ayrı olduğunu, alınacak personeli belirleme, işe alma, işten çıkarma, işe iade etme, özlük haklarını temin etme gibi yetkilerin yüklenici Şirketlerde olduğunu, davalı İdarenin ihale yoluyla işlerini yaptırabileceğini, yüklenici firma ile davalı İdare arasında imzalanan sözleşmenin yapım işi olduğunu, davalı İdarenin 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesi ve 4734 sayılı Kanun gereği yapım ihalesi işinde ihale makamı olduğunu ve herhangi bir şekilde işverenlik sıfatının bulunmadığını, davalı İdare yönünden husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi raporu ve davacı vekilinin ıslah dilekçesinde belirtilen hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müvekkili İdare çalışanı olmadığını, yüklenici Şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, yüklenicilere verilen işin yapım işi olduğunu, süreklilik arz etmediğini, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu işe ait sözleşme birim fiyat ve anahtar teslim götürü bedel fiyatın birlikte kullanıldığı karma sözleşme üzerinden imzalamış olduğu işin, yapım işi statüsünde olduğunu ve yüklenici Şirket işçilerinin, Kurum işçileri ile birlikte çalışmadığını, yüklenici Adi Ortaklığın Kurumdan farklı yerde kendi şantiyesi, şantiye şefi, şantiye teknik personeli ve yönetici ekibi olduğunu, işin her türlü sevk ve idaresinin yüklenici şantiye şefi ve teknik personeli tarafından yapıldığını, her türlü emir ve talimatın yüklenici temsilcileri, şantiye şefi, teknik personeli tarafından verildiğini, bu hususların hizmet alım sözleşmesinde ve eki şartnamelerde de açıkça belirtildiğini, işçiyi temsilen dava açan Sendikanın işçiler adına dava açma yetkisi bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, davaların seri dava dosyası olarak görülmesi dikkate alınmadan davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi, gerek 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınmasının mümkün olduğu, sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâli için aranan işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebileceği, kaldı ki ihale edilen işin, ihaleyi alan Şirket tarafından belirli süre içerisinde yerine getirilmesi zorunlu ise de söz konusu işin niteliği gereği sürekli bir ... olduğu ve sadece belirli bir zaman dilimi ile sınırlı olamayacağı, bu hâli ile de anahtar teslimi bir ... olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, ... Ortaklığı ile dava dışı Sendika arasında Yüksek Hakem Kurulu Kararı ile toplu ... sözleşmesi bağıtlandığı, davacının Sendika üyesi olduğu ve üyelik tarihi de dikkate alındığında toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yazılı şekilde yararlandırılmasında bir hata bulunmadığı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Sendikanın üyesi adına dava açma ve takip etme yetkisi olduğu, davalı ... Müdürlüğünün diğer davalılar ile aralarındaki sözleşmenin yapım işi olduğunu savunduğu ve 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen bir ... olduğu yönünden herhangi bir savunmada bulunulmadığı hususları birlikte dikkate alındığında davalı ... Müdürlüğünün, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasındaki düzenleme gereği hüküm altına alınan işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasında da bir hata bulunmadığı ve seri olarak görülen dosya sayısı da dikkate alındığında hükmedilen vekâlet ücretinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve resen gözetilecek sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... ile davalı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak nitelenip nitelenemeyeceği, davacı işçinin toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı, ikramiye alacağı, bayram yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı ve yemek bedeli alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile davalı ... Müdürlüğünün bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve vekâlet ücretinin tayini konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 32 nci maddesi ile mülga 6001 sayılı Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Kanun'un 39 ve 53 üncü maddeleri, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.