Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11185 E. 2023/14808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalıştırılan işçinin iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yurt dışında çalıştığı dönemde taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması yapıldığı ve bu anlaşmanın geçerli olduğu, hukuk seçimi anlaşması bulunmayan dönemde ise davacının işini fiilen yaptığı yerin Rusya olması nedeniyle mutad işyeri hukukunun Rusya hukuku olduğu gözetilerek, mahkemelerin uyuşmazlığa Türkiye hukukunu uygulayarak karar vermelerinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/928 E., 2023/670 K.

KARAR : İstinaf başvularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 34. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/291 E., 2021/778 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalılardan ...... Yapı İnş. AŞ ve ...Havalimanı İnş. AŞ vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ve ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ile ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ile ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekili Avukat ..., davalı ... SPA vekili Avukat .... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde;davacının davalıların Rusya St....’daki işyerlerinde 23.12.2012-14.01.2017 tarihleri arasında elektrik ustası olarak net 1.500,00 EURO ücretle çalıştığını, davalılardan ... ... ... Şubesi ile ...İnş. San ve Tic. AŞ’nin asıl işveren olduğunu, diğer davalılar ...-... İnş. AŞ (...Havalimanı İnşaatları AŞ) ve ... ...- ... İnş. AŞ’nin asıl işverenler tarafından müştereken kurulduğunu, tüm davalılar arasında organik bağ olup Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, davacının haftanın yedi günü 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığını, dinî bayramların birinci günü dışında diğer ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili ...Havalimanı İnşaatları A.Ş. (...-... İnşaat AŞ) vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu uyuşmazlığa ... hukukunun uygulanması gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket bünyesinde 24.01.2013 tarihinde çalışmaya başladığını ve ... sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, davacının çalıştığı dönemdeki tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davacının imzasını ihtiva eden puantaj cetvelleri ve fazla mesai beyannameleri olduğunu, davacının imzaladığı belgeleri kendi rızası ile imzaladığını, davacının fazla çalışma ve tatil çalışması ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, müvekkili Şirket ile diğer davalı Şirketler arasında herhangi bir organik bağ bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... ...- ... İnşaat AŞ (yeni ünvanı ...... Yapı İnşaat AŞ) vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, uyuşmazlığa ... hukukunun uygulanması gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket bünyesinde 07.10.2014 tarihinde çalışmaya başladığını ve ... sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, davacının çalıştığı dönemdeki tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davacının imzasını ihtiva eden puantaj cetvelleri ve fazla mesai beyannameleri olduğunu, davacının imzaladığı belgeleri kendi rızası ile imzaladığını, davacının fazla çalışma ve tatil çalışması ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, müvekkili Şirket ile diğer davalı Şirketler arasında herhangi bir organik bağ bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Davalı ... SPA (Merkezi İtalya) ... ... Şubesi vekili cevap dilekçesinde; davacının çalıştığını iddia ettiği projenin yüklenicisinin davalı Şirket veya ortağı bulunduğu herhangi bir adi ortaklık olmayıp farklı bir tüzel kişiliği haiz olan diğer davalılar olduğunu, davalı Şirketin ... ...-... ... İnş. AŞ’nin sadece ortağı, ...Havalimanı İnşaatları AŞ’nin ise sadece eski ortağı olduğunu, 23.12.2016 tarihli hisse devri ile beraber davalı Şirketin işbu Şirket ile herhangi bir bağı kalmadığını, davanın davalı Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

4. Davalı ... İnş. San. ve Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin işçisi olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; banka kayıtları, emsal ücret araştırması ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının net 1.500,00 EURO ücret aldığı, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığından kıdem ve ihbar tazminatının hesaplandığını, ödenen miktarların mahsup edildiğini, tanık beyanlarına göre davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, tanık beyanlarına göre davacının çalışma dönemine denk gelen yılbaşı ve dini bayramların birinci günü haricinde resmî ve dinî bayramlarda çalıştığının ispat edildiği, ... İnş. San. ve Tic. AŞ ile ... SPA ... ... Şubesinin ayrı tüzel kişilikleri bulunduğu, bu Şirketler yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar ...Havalimanı İnşaatları AŞ ile ...... Yapı İnşaat AŞ vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; husumet yokluğundan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, çalışma süresinin yanlış belirlendiğini, alacak kalemlerinden fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram genel tatil ücretlerine hukuka aykırı şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletildiğini, ... sözleşmesinin ikale ile sona ermesi nedeniyle davacıya yapılan ödemenin yanlış mahsup edildiğini, davacı lehine işçilik alacağı doğduğu kabul edilse dahi işçiye ödenen bedellerin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontların değerlendirilmediğini ve alacaklarından indirilmediğini, husumetli tanık ifadelerine itibar edilemeyeceğini, organik bağa ilişkin hatalı tespit yapıldığı ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ...... Yapı İnşaat AŞ vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, çalışma süresinin yanlış belirlendiğini, alacak kalemlerinden fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram genel tatil ücretlerine hukuka aykırı şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletildiğini, davacı lehine işçilik alacağı doğduğu kabul edilse dahi işçiye ödenen bedellerin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontların değerlendirilmediğini ve alacaklarından indirilmediğini, husumetli tanık ifadelerine itibar edilemeyeceğini, organik bağa ilişkin hatalı tespit yapıldığı ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hesabına ... ... İnşaat AŞ ile ...-IC Ictaş ... İnşaat AŞ Şirketleri tarafından ödemeler yapıldığı, ...İnş. San. ve Tic. AŞ ile ...’nin ise davalı Şirketlerden ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu ve işçilik alacaklarına karşı tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınmak amacıyla kurulmadıkları, davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ile ...Havalimanı İnşaatları AŞ nin sorumlulukları yönünde karar verilmesinde ve ...İnş. San. Ve Tic. AŞ ve ... yönünden verilen husumetten red kararında mevcut delil durumuna aykırılık bulunmadığı, hizmet süresinin dosya kapsamına uygun tespit edildiği, fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram genel tatil çalışma ücreti alacaklarının davacının iddiası, işin ve ... yerinin niteliği, tanık beyanları ve çalışma hayatı koşullarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda dosya kapsamına uygun olarak hesap edildiği, Mahkemece bu alacaklar bakımından yapılan tespitin isabetli olduğu, davaya karşı zamanaşımı def'inin gözetildiği, fazla çalışma, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edildiği, tahsil talepli belirsiz alacak davasında, dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı kesildiğinden Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def'i gözetilmeden karar verilmesinin yerinde olduğu, söz konusu bu alacaklar belirsiz alacak davası yolu ile talep edildiğinden faiz başlangıç tarihlerinin dava tarihi olarak belirlenmesinde hata bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ile ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı ...... Yapı İnşaat AŞ (eski unvan: ... ... - ... ... İnşaat AŞ) vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

3. Davalı ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekili (eski unvan: ... ... İnşaat AŞ) vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ... sözleşmesine uygulanacak hukuk, dava konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı, alacakların ispatı, hesaplanması ve davalıların bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi,

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :

" (1) ... sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde ... sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2,5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. Dairemizin 17.05.2023 tarihli ve 2022/8636 Esas, 2023/7226 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya ... ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde ... sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.

2. 5718 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesine göre, ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden özel bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin ...’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu ... mahkemeleri de yetkilidir.

3. 5718 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde ... hukuku uygulanır.

4. 5718 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde ... hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. ... kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın ... kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye ... hukukundan daha az koruma getirmesi de ... başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.

5. Bir yabancı hukuk kuralı ... hukukunun temel değerlerine, ... genel adap ve ahlâk anlayışına, ... kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, küçük çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.

6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (Cemal ..., ... Esen, İnci ... Figanmeşe, Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2019, s.7; Aysel Çelikel, B. Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2020, s.155). ... hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli ... güvenliği hükümleri, özel işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (..., Milletlerarası Unsurlu ... ve Toplu ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ..., 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen ... sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir ... ilişkisinde ... hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (Musa ..., “Yabancı Unsurlu ... Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, ... ... Tanrıbilir, ... ... (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, ..., 2017, s.525-526; Belkıs Vural ..., “Yabancı Unsurlu ... Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).

7. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (... Doğan, “5718 sayılı Kanunu'na Göre ... Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. İpek ..., “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; ..., s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (Musa ..., ... Çoban, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen ... Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; ..., s.118-137; ..., s.217).

8. Yabancılık unsuru taşıyan ... sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; ..., Çoban, s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev alan gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (..., s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin ...’de bulunması, ...’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin ...’de ve ... lirası üzerinden ödenmesi, işverenin ... olması, ... sözleşmesinin ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, ... hukukuna tâbi daha önceki bir ... sözleşmesine gönderme yapılması, ... sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, ... sözleşmesinin ... hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (..., s.152).

9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî bayram günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren ... ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir ... ilişkisinde, dinî ve millî bayram günleri ... hukukuna göre belirlenemez (..., s. 528; ... Erdoğan, Canan Erdoğan, “...’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, ... Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).

10. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi; davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını, ücretinin EURO olarak ödendiğini ileri sürerek ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı işveren ise davacının yurt dışı şantiyelerinde çalışması sebebiyle uyuşmazlığın yabancı hukuka göre çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa ... hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmış ve istinaf yolu incelemesinde de gerekçe belirtilmeksizin talep reddedilmiştir. Ne var ki varılan sonuç, dosya kapsamına uygun düşmemiştir.

11. Tarafların hukuk seçimi anlaşması yapmadıkları veya yapılan hukuk seçimi anlaşmasının geçersiz olduğu ... sözleşmesine, kural olarak işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukunun uygulanması gerektiği 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında genel bir kural olarak düzenlenmiştir. Burada yetkili kılınan hukuk, işçinin işini fiilen yerine getirdiği yer ülke hukukudur. Mutad işyeri hukuku, karakteristik edimin ifa yeri hukuku olarak ... sözleşmesiyle en sıkı ilişkili olan hukuktur. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen daha sıkı ilişkili hukuk ise bir istisna hükmü olup bu hükmün ... sözleşmelerinde dar yorumlanması gerekir (... Şahin, ... ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ..., 2021, s. 74, 89).

12. Davacının 23.12.2012-....10.2014 tarihleri arasındaki çalışması yönünden taraflar arasında ... sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin dili Rusça ve İngilizcedir. ... sözleşmesi Rusça ve İngilizce olarak hazırlanmış olup davacı işçinin Rusça veya İngilizce bilip bilmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Davalı işverenin yurt dışı projelerinde çalıştırılmak üzere istihdam edilen davacı işçi; bu çalışma döneminde Rusya'da bulunan davalıya ait işyerinde çalışmıştır. Davacı tarafından ... görme edimi fiilen söz konusu ülkelerde yerine getirilmiş olup ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu sabittir. Davacıya çalıştığı bu dönemlerde ücreti de USD olarak ödenmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun tespitinde sadece işçi ve işverenin ... olması ... başına belirleyici kriter kabul edilemez. Buna göre, hukuk seçimi anlaşması bulunmayan ve daha sıkı ilişkili hukukun ... hukuku olmadığı anlaşılan çalışma dönemindeki uyuşmazlığa mutad işyeri hukukunun uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

13. Davacının 07.10.2014-12.01.2017 tarihleri arasındaki dönemde taraflar arasında düzenlenen 07.10.2014 tarihli yurt dışı ... sözleşmesinin 6.5 inci maddesinde sözleşmenin sona erdirilmesi konusunda Rusya Federasyonu ... Kanunu'nun uygulanacağı belirtilmiş, yine sözleşmelerin 8.2 inci maddesinde de sözleşme ile bağlantılı tüm anlaşmazlıkların Rusya Federasyonu kanunlarına uygun olarak çözüme kavuşturulacağı açıklanmıştır.

14. Buna göre davacının çalışma dönemi için tarafların ... sözleşmesi ile bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları açıktır. Davacı işçi, dava konusu alacakların ait olduğu çalışma döneminde davalıya ait Rusya'da bulunan işyerinde çalışmış olup bu durumda ilgili dönemde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu sabittir. Bu nedenle 5718 sayılı Kanun'un 27 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hukuk seçimi anlaşması bulunduğu anlaşıldığından somut uyuşmazlığa ... sözleşmesi ile seçilen hukuk uygulanmalıdır.

15. Bu açıklamalara göre gerek davacının 07.10.2014-12.01.2017 tarihleri arasındaki çalışma döneminde seçilen hukukun, gerekse hukuk seçimi bulunmayan 23.12.2012-....10.2014 tarihleri arasındaki dönemde mutad işyeri hukukunun ... hukuku olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca uzman bir bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek dava konusu alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı ve davalılar ...... Yapı İnşaat AŞ ile ...Havalimanı İnşaatları AŞ vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davalılardan ...... Yapı İnş. AŞ ile ...Havalimanı İnş. AŞ ve ... SPA yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.