Logo

9. Hukuk Dairesi2023/11746 E. 2023/10640 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek açtığı tespit davasında hukuki yararı bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, muvazaa iddiasına dayalı tespit talebinde, kamu kuruluşuna geçici personel olarak başvuru yapabilmek için gerekli olan çalıştığı kurumun tespiti dışında güncel bir hukuki yararının bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/538 E., 2023/912 K.

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/303 E., 2022/224 K.

Taraflar arasında ... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalıya bağlı işyerinde alt işveren şirketler bünyesinde çalıştığını, davacının yapmış olduğu işlerin davalı Şirketin asıl işleri arasında yer aldığını, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, kesinleşen emsal yargı kararları da bulunduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı asıl işverenliğin işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, davacının ... Termik Santralinin özelleştirme tarihinden itibaren ... ... ... Elektrik Üretim AŞ’de aralıksız çalışmalarına devam ettiğini, kanundan doğan tüm işçilik haklarından devralan şirketin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk (...) Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli ve 2021/303 Esas, 2022/224 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işyerinde alt işverenin bant yolları işçisi olarak çalıştığı, asıl işi elektrik üretimi olan davalıya ait işyerinde davacının yaptığı işin yardımcı ... niteliğinde olduğu, yapılan işin asıl ... niteliğinde olduğu kabul edilse dahi özel kanun hükmü gereği davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, yapılan sözleşme ile alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu ve davacı işçinin de bu ihale ile verilen ... kapsamında bant yolu işçisi olarak çalıştırıldığı, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlülüğünün muvazaanın delili olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli ve 2022/2180 Esas, 2022/2225 Karar sayılı kararıyla; bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının Mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği, somut olayda davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddi yerine esastan reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında çalışma başvurusunda bulunacağını belirtmesinin de sonuca etkisi olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ve İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/16479 Esas, 2023/177 Karar sayılı bozma ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin, incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna vardığı takdirde başvurunun esastan reddine; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında ya da yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verebileceği, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerine uygun olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 04.10.2022 tarihli karar gerekçesi aynen oluşturularak davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; muvazaanın tespiti ile davacının davalıdan talep edebileceği eda davasına konu olabilecek alacaklar konusunda tarafların zaten Arabuluculuk Daire Başkanlığının 2019/78560 nolu dosyasında anlaşmaya vardığını, muvazaanın tespitinin talep edilmesindeki amacın eda davası olmadığını, davacının Özelleştirme İdaresine geçici personel olarak istihdam başvurusunda bulunması için 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında bulunan bir kamu kuruluşunda çalışıyor olması gerektiğini, davacı da her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu kaydında Elektrik Üretim AŞ'nin (...) alt işvereninin işçisi gözükse de gerçek işvereninin ... olduğunu mahkeme kararıyla tespit ettirmesi gerektiğini, muvazaa sebebiyle kendisinin de ilk işe girişten itibaren ...'ın işçisi olduğunu tespit ettirerek 2014/7140 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan esaslar çerçevesinde 657 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında istihdam hakkını elde edebileceğini, davacının açılan tespit davasında güncel hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, aynı Kanun'un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.