"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 18.05.2023
SAYISI : 2022/2579 E., 2023/879 K.
SAYISI : 2021/202 E., 2021/572 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 18.05.2023 tarihli ek karar ile kararın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre somut davada hesaplama unsurunun bulunmaması karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 18.05.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 02.11.2012 tarihinden itibaren sistem yöneticisi olarak çalıştığını, alt işveren işçisi olarak gözükse de asıl işverenin davalı Bakanlık olduğunu, davalının kadrolu işçilerine vermiş olduğu ücret ve diğer sosyal haklarından yararlandırılmadığını, ... sözleşmesinin 30.....2019 tarihinde sona erdiğini, bu tarihten sonra yeni bir sözleşme ile davacının aynı işyerinde çalışmaya başladığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesindeki taleplerin açık olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi statüsüne geçen personel olduğunu ve 01.01.2019 tarihinde almakta olduğu günlük çıplak ücretin 85,28 TL'yi geçtiği anlaşıldığından; toplu ... sözleşmesinin ücret zammı maddesinde 01.01.2019 tarihindeki ücretlere %4 oranında zam yapılacağı belirtildiğinden, davacıya toplu ... sözleşmesi uyarınca %4 zam yapıldığını, talep edilen faize ve faiz oranını da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının Mahkemenin 2021/12 Esas numaralı dosyası ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ettiği, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden davanın tefrik edilerek işbu dosyanın kıdem ve ihbar tazminatı talepli dava olduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve beyanların incelemesi neticesinde davacının ara vermeksizin asıl işveren nezdinde değişen alt işveren bünyesinde çalışmaya devam ettiği, bu hususun işyeri devri niteliğinde olduğu ve davacının devam eden ... sözleşmesi neticesinde feshe bağlı alacaklarını talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; alt işveren Şirket tarafından açıkça fesih bildirimi yapılarak 17.09.2019 tarihinde bu fesih bildirimi doğrultusunda 2.014,49 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapılmasının fesih iradesini ortaya koyduğunu, açık bir fesih bildirimi olduğundan çalışmaya ara vermeden yeni alt işveren Şirkette başlayan çalışmanın yeni bir ... sözleşmesi olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 30.....2019 tarihinde ... sözleşmesinin sona ermesinden sonra 01.07.2019 tarihinden itibaren davacının yeni alt işveren bünyesinde çalışmaya devam ettiği, herhangi bir fesih bildiriminin dosya kapsamında yer almadığı, bu kapsamda 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi anlamında bir işyeri devri bulunduğu ve fesih söz konusu olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2023 tarihli ek kararı ile; davacı vekilinin temyiz talebinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve davanın tümden reddedilmiş olması sebebiyle ret miktarı tam olarak belirlenemediğinden kararın kesin olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... sözleşmesinin sona erip ermediği, buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi ve 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 18.05.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.