"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2020/215 E., 2022/191 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait fabrikada 01.01.1996 tarihinde çalışmaya başladığını, usta sıfatıyla çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı tarafça haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, yaptığı fazla çalışma karşılılığı hak ettiği ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve ücret alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği çalışma süresinin geçeği yansıtmadığını, davacının müvekkili Şirket ile hiçbir bağı kalmayan ilk işvereni nezdinde 01.08.1997 tarihinde çalışmaya başladığını ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıpranma payı ve benzeri aLacakları ödenerek ... sözleşmesinin feshedildiğini, davacının asgari ücret karşılığı çalıştığını, fazla çalışma iddiasının doğru olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.05.2016 tarihli ve 2012/302 Esas, 2016/278 Karar sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumunca davacının imza inkârında bulunduğu izin belgelerindeki imzaların davacıya ait olduğunun belirlendiği, davacının davalıya ait işyerinde 12 yıl, 10 ay, 23 gün çalıştığı, davacının imzalar konusundaki tutarsız itirazları, Adli Tıp Kurumunca davacı iddiasının gerçeği yansıtmadığının ortaya konması ve bazı alacaklarını almış olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde asgari ücretle çalıştığı sonucuna ulaşıldığı, tanık beyanlarına göre davalı işyerinin ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapatıldığı, davacının bu durumda 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 inci maddesi uyarınca yürürlükte olan giren 1475 sayılı ... Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi gereği, 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde yer alan haklı sebeplerin bulunmaması karşısında kıdem tazminatına ve aynı Kanun'un 17 nci maddesi gereği de ihbar tazminatına da hak kazandığı, fazla çalışma olgusunun tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesiyle bilirkişi raporu ile hesaplanan 7.759,08 TL fazla çalışma alacağının kabulüne, diğer taleplerin reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.....2020 tarihli ve 2017/30093 Esas, 2020/6861Karar sayılı ilâmı ile; dava dilekçesi ekinde yer alan 2009 yılı Aralık ayına ait ücret bordrosunda davacının ücretinin 970,50 TL olup dönem asgari ücretinin üzerinde olduğu, taraflar arasında ücret konusunda uyuşmazlık bulunmasına rağmen Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, davacı işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı ... bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve ... İstatistik Kurumu (...) kazanç sorgulama ekranından emsal ücretin ne olabileceğinin araştırılması ve sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca hüküm altına alınan alacakların brüt mü net mi olduğunun belirtilmemesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hesap bilirkişisinin 22.02.2022 tarihli raporunda dosya içerisine alınan ücret araştırmaları neticesinde ...'ten alınan ücret sorgulamasında davacıyla aynı mesleği yapan bir kişinin 2010 ortalama brüt ücretinin 1.107,00 TL olabileceği yönündeki tespitin dosya kapsamına uygun bulunduğu, bu ücret üzerinden yapılan hesaplamaların yer aldığı bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, bilirkişi raporu ile hesaplanan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacağı taleplerinin kabulü, yıllık izin ücreti talebinin ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı hesaplamalar içerdiğini, raporda hukuka uyarlılık bulunmadığını, bilirkişinin tanık beyanlarını dikkate alarak davacının 01.01.1996 tarihinde çalışmaya başladığını kabul etmesinin doğru olmadığını, zira Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının müvekkili nezdinde 01.08.1997 tarihinde çalışmaya başladığının açık olduğunu, dosyaya kazandırılan emsal ücret araştırmalarının aksine ... kazanç sorgulama sistemindeki ''operatör işçi ücretinin'' esas alındığını, ancak operatör sınıfındaki çalışanların belirli sertifika ve eğitimlerde başarılı olmuş, işyeri için ehemmiyetli çalışanlar olduklarını, davacının ise bu yeterliliğe sahip olmadığını, kaldı ki davacının dahi bilahare verdiği dilekçesinde üretim elemanı olarak çalıştığını kabul ettiğini, özetle davacının asgari ücret almakta olduğunu ve operatör ücreti ile aynı değerde tutularak hesaplama yapılmasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, bu yanlış belirlemenin uyuşmazlık konusu tüm hesaplamaları etkilediğini ve davacının hak etmediği fahiş alacak hesabına sebebiyet verdiğini, davacının müvekkilini ibra ettiğini, ... sözleşmesinin sona erdiği 26.07.2010 tarihinden sonra 27.07.2010 tarihinde davacıya; 9.812,11 TL kıdem tazminatı, 1.197,29 TL ihbar tazminatı, yıpranma payı ve benzerleri haklarından dolayı 3.990,... TL olmak üzere toplamda 14.999,46 TL ödeme yapıldığını, fazla çalışma alacağının bilirkişi raporunda hesaplanan tutarın üzerinde olacak şekilde kabul edilmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkili Şirkete ait ve davacının çalışmakta olduğu fabrikanın ekonomik sıkıntılar nedeniyle kapatılmak zorunda kaldığını, davacının işyerinin kapanacağını bilmesine ve ... sözleşmesinden kaynaklanan haklarının kendisine ödenmiş olmasına rağmen aradan iki yıl geçtikten haksız sebepsiz zenginleşme amacıyla dava ikame ettiğini beyanla ve inceleme sırasında resen nazara alınması gereken diğer nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ... sözleşmesinin feshi, ücretin tespiti, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile fazla çalışma alacağının miktarı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 32, 41 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi.
3. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
..."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı ücretinin emsal ücrete ilişkin olarak yapılan araştırma neticesine göre brüt 1.107,00 TL olduğu kabul edilerek, bu husus hükmün gerekçesinde açıkça belirtilmiştir. Davacının bu yöndeki kabule bir itirazı yoktur.
3. Fazla çalışmanın ispatı hususu, bozma kapsamı dışında kaldığından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bozma ilâmı üzerine yeniden belirlenen ücret üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanmış ve 16.163,... TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece bu miktardan yaklaşık %25 indirim yapıldığı ifade edilmek suretiyle 12.353,92 TL fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmış ise de varılan sonuç yerinde değildir. Dairemizin 04.....2020 tarihli bozma ilâmında, fazla çalışma ücretinin ispatına veya hesaplanmasına yönelik herhangi bir bozma sebebine yer verilmemiş olup bozma ilâmının konusu gerçek ücret miktarının doğru şekilde belirlenmesine yöneliktir. Hâl böyle olunca Mahkemece gerçek ücret üzerinden yeniden hesaplanan fazla çalışma ücretinden, bozma öncesinde olduğu şekilde %30 indirim yerine yaklaşık %25 indirim yapıldığı belirtilerek hüküm kurulması hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.